|
Hava, Kara, Deniz Şehitleri ile Çanakkale Şehitleri Anıldı
Şehitlik Özel Defteri’ni imzalayan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, halen devam eden görüşme sürecindeki hedefin karanlık günleri yeni nesillere yaşatmayacak, yeni çatışmaların ve şehitlerin olmayacağı, adil, kalıcı ve yaşayabilir bir çözüme ulaşmak olduğunu vurgulayarak “Ortaya çıkacak anlaşmada, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi vazgeçilmez şartımızdır” dedi.
Tören saat 10.00’da protokol sırasına göre şehitliğe çelenklerin konulmasıyla başladı. Saygı duruşu, saygı atışı ve İstiklal Marşı ile bayrakların göndere çekilmesinin ardından Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Kurmay Binbaşı Fatih Yasir Akkuş günün anlam ve önemini belirten konuşma yaptı. Bunu, Şehitlik Özel Defteri’nin imzalanması izledi.
Boğaz Şehitliği’nden Anıtkabir’e konulmak üzere alınan toprağın Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafından Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı Hakan Çakır’a takdim edilmesinin ardından, tören şehitliğin gezilerek şehit kabirlerine çiçek bırakılmasıyla sona erdi.
Törene Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer, Başbakan İrsen Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı Hakan Çakır, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Adem Huduti, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Mehmet Daysal, 39’uncu Tümen Komutanı Tümgeneral Ömer Paç, 14. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral İzzet Çetinöz, Güvenlik Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Mehmet Soğancı, Yüksek Mahkeme Başkanı Nevvar Nolan, Ana Muhalefet Partisi CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, bazı bakanlar, ÖRP Genel Başkanı Turgay Avcı ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
ÖZEL DEFTERE YAZILANLAR
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu Şehitlik Özel Defterine şunları yazdı:
“Aziz şehitlerimiz,
Her karışı ecdat kanıyla sulanarak Türk vatanı yapılan Kıbrıs’ta, sizden sonraki nesillere korkmadan yaşayacakları özgür bir vatan bırakmak için can verdiniz. Bugün Anavatan Türkiye’nin her alanda sağladığı destekle, özgür olarak yaşadığımız vatanımızda, sizler de emanetinizin emin ellerde olduğunu görerek, huzur içinde yatıyorsunuz.
Halen devam eden görüşme sürecindeki hedefimiz, uğrunda can verdiğimiz hür yaşama hakkımızı koruyarak, bizlerin yaşadığı karanlık günleri yeni nesillere yaşatmayacak, yeni çatışmaların ve şehitlerin olmayacağı, adil, kalıcı ve yaşayabilir bir çözüme ulaşmaktır. Ortaya çıkacak anlaşmada, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi vazgeçilmez şartımızdır.
Bugünlere ulaşmamızı sağlayan siz aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle ve minnetle anıyor, manevi huzurunuzda saygıyla eğiliyoruz.”
18 Mart Çanakkale Zaferi Kutlama
Tarihe ‘dünyayı yenenlerin yenildiği savaş’ geçen Çanakkale Zaferi’nin üzerinden tam 96 yıl geçti. Bu eşsiz destanı anlatmak için şimdiye kadar binlerce şiir, kitap yazıldı, onlarca film çekildi.
Fakat dışardan yazılan hiçbir şey ‘cepheden gönderilen asker mektupları’ kadar duygulandıramadı. Maltepe Belediyesi’nin düzenlediği ‘Ana ben gidiyom düşmana karşı’ başlıklı Çanakkale Sergisi’nde sergilenen bir mektup okuyanları gözyaşına boğdu. NTV Tarih yazarı araştırmacı/koleksiyoner Dr. R. Sertaç Kayserilioğlu’nun kolleksiyonundan oluşan sergiyi 50 bin kişi gezdi.
MEKTUP ULAŞTI, ŞEHİT OLDU
Vatan'ın haberine göre, Gümüşhane’nin Şiran ilçesinden Üsteğmen Zahit, cephede kurşun yağmurları altında savaşırken Aziziye ilçesinin Kılıç Mehmet Bey köyünden Ahmet Efendi’nin kızı, eşi Hanife Hanım’a bir mektup yazmıştı. Üsteğmen Zahit, ‘vasiyetim’ dediği mektubu yazdıktan kısa bir süre sonra 9 Ocak 1916’da şehit oldu. Yıllar sonra ortaya çıkan o mektubun içinden şehit üsteğmenin küçük kızı Nahide’nin kırmızı kurdelayla bağlı bir tutam saçı da çıkmıştı. İşte o mektuptan duygu dolu satırlar...
YÜKSEK SESLE AĞLAMA
“Bu günlerde her zamankinden daha önemli muharebelere gireceğiz. Bilirsin , her muharebeye giren ölmez. Fakat eğer ben ölürsem sakın gam yeme... Beni ve seni yaratan Allah bizi nasıl dünyada birbirimize nasib etti ise , benden şehitlik rütbesini esirgemediği taktirde , elbette , ruhlarımızı da birbirine kavuşturur. Vatan yolunda şehit olursam bana ne mutlu. Ancak , sana bir vasiyetim var : Birincisi benim için kat’iyyen ağlama... eşyamın listesi ilişikte. Bunları sat , ele geçecek paradan “mihr-i muaccel” ve “mihr-i müeccel” ini al , üst tarafı ile bana bir mevlüt okut. Eğer bunlar sana borcumu ödemezse hakkını helal et ve ilk gece aramızda geçen sözü unutma... vasiyetimi aldığınız zaman yüksek sesle ağlamanıza razı değilim.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder