17 Nisan 2011 Pazar

"Türkiye'nin ellerini kirletmesi gerekiyor."
http://www.turkbirdev.info, http://turkbirdev-temsilcilikler.blogspot.com/




"Azerbaycan halkının hakkını ve hukukunu Ermenistan'a yedirmeyiz."

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'ne dün hitap eden Başbakan Erdoğan, Ermeni parlamenterin sınırın açılmasıyla ilgili protokolü hatırlatması ve Kars'ta ki İnsanlık Anıtı'nın yıkılmasıyla ilgili sorusunu cevaplamıştı. Erdoğan "Ermenistan halkının hak ve hukukunu koruma noktasında bizim kendi taahhütlerimiz var. Kardeş Azerbaycan halkının hakkını hukukunda Ermenistan'a yediremeyiz. Protokolde de hedeflenen budur. Bu adımlar atıldığında kapıları açmaya hazırız. Biz Minsk üçlüsünü göreve davet ettik. Minsk üçlüsü bu görevi yerine getirdiği takdirde çözüme ulaşırız. Görev yerine getirilmediği takdirde çözüm zorlaşır."demişti.

Cihan Haber Ajansı ( Cihan) mikrofonlarına konuşan Azerbaycanlılar , Başbakan Erdoğan'a Strasbourg'taki konuşmasından dolayı minnettar olduklarını vurguladı. Azeriler, Erdoğan'ın daha önce verdiği "Karabağ sorunu çözülmeden sınırları açmayız" sözünü tutuğunu hatırlatan Azeriler, en zor günlerinde hep yanlarında Türkiye'yi gördüklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan'ın dün AKPM'deki bütün konuşmasını beğendiklerini dile getiren Azeriler, özellikle Ermeni parlamenterin sorusuna verdiği cevabın kendilerini çok memnun ettiğinin altını çizdi. (Kaynak: zaman.com.tr)



Kazakistan ve Hindistan petrol ve uranyum sahasında işbirliği


Kazakistan’ı ziyaret eden Hindistan Başbakanı Manmohan Singh, Akorda Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev tarafından askeri törenle karşılandı. Başbaşa yaklaşık bir saat görüşen Nazarbayev ve Singh daha sonra heyetlerarası görüşmelere başkanlık etti.


Görüşmelerde taraflar, Kazakistan ve Hindistan arasındaki stratejik ortaklığın 2011-2014 yılları arasındaki eylem planını onayladı. Görüşmeler sonunda iki ülke arasında bilgi güvenliği konusunda anlaşma imzalandı. Teknoloji alanında işbirliğini geliştirmek maksadıyla Hindistan’ın Avrasya Devlet Üniversitesi’nde teknoloji ortalığı açılması kararlaştırıldı. Kazakistan’ın petrol çıkarma ve işleme alanındaki teknolojisini geliştirmek maksadıyla Hindistan’ın ONGC Videsh Limited şirketiyle Kazakistan Petrol şirketi KazMunayGaz arasında ‘ Satpayev’ petrol sahasında birlikte üretim yapma konusunda anlaşmaya varıldı. Yapılan anlaşmalarda tarım, ilaç ve bilim sahasında işbirliğinin yanında uranyumun barışçıl amaçlarla kullanılması ve güvenli enerji üretimi alanlarında da işbirliği anlaşması imzalandı. İmza töreninden sonra konuşan Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, 03 Nisan’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra Kazakistan’a resmi seferle gelen ilk yabancı devlet başkanı olan Singh’e teşekkür etti. . Hindistan’ın Kazakistan’a yatırım yapan ülkelerden Rusya ve Çin’den sonra geldiğini ifade eden Nazarbayev, Hindistan’ın tecrübelerinden yararlanmak istediklerini ve özellikle nükleer enerji, petrol, tarım ve ilaç alanlarında yeni teknolojilerin Kazakistan’a getirilmesi konusunda işbirliği yapacaklarını söyledi. Hindistan Başbakanı Manmohan Singh ise Nazarbayev’i yeniden cumhurbaşkanlığına seçilmesi münasebetiyle tebrik etti ve gösterdikleri sıcak ilgiden dolayı teşekkür etti. Singh, Kazakistan’ın Afganistan’da hayatın normale dönmesi için yaptığı destekleri takdirle karşıladıklarını ve Şanghay İşbirliği Örgütü dönem başkanlığını da başarıyla yürüttükleri için ayrıca tebrik etti. İki ülke arasında Şubat 1992’de başlayan diplomatik ilişkiler çerçevesinde ilk üst düzey ziyaret Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev tarafından Şubat 1992’de Hindistan’a yapıldı. (Kaynak: anadoluhaber.net)


Kırgızistan Ankara'ya yeni büyükelçi atadı


Kırgızistan Cumhurbaşkanı Roza Otunbayeva, Ankara'ya yeni büyükelçi atadı. Otunbayeva Kırgızistan eski dışişleri bakan yardımcısı Ermek İbrahimov'u Bişkek'in Ankara'ya büyükelçisi görevine atadı. Kırgızistan'da geçtiğimiz yıl yaşanan halk hareketinden sonra gerçekleşen iktidar değişiminin ardından Bişkek'in Ankara Büyükelçisi Taşboo Cumagulov görevinden alınmıştı. Cumagulov'dan sonra diplomat Ramazan Dırıldayev Ankara'da maslahatgüzar olarak görev yapmıştı. Rusya'da eğitim alan 1965 doğumlu Ermek İbrahimov, Rusça ve Kırgızca ile birlikte Türkçe ve İngilizce biliyor. Kırgızistan eski Başbakanı Sultan İbrahimov'un oğlu olan Ermek İbrahimov, 1995-1999 yılları arasında Bişkek'te Dışişleri Bakanlığı'nda görev yaptı. Büyükelçi İbrahimov, 1999-2001 yıllarında Cumhurbaşkanlığı protokol hizmetini, 2005-2007 yıllarında ise dış politika bölüm başkanlığını yürüttü. İbrahimov 2007 yılında ise Kırgızistan Dışişleri Bakan yardımcılığı görevini yaptı. (Kaynak: timeturk.com)


KKTC Turizm, Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel: Anavatan'da tatil düşünenlerden KKTC'yi tercih etmelerini istedik


Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın resmi davetlisi olarak İzmir'deki 35. Turizm Haftası etkinliklerine katılan Üstel, KKTC'ye döndü. Ercan Havaalanı'nda açıklama yapan Üstel, İzmir Valisi Cahit Kıraç ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile görüştüğünü, İzmir Ticaret Odasında temaslarda bulunduğunu söyledi.


Üstel, 35. Turizm Haftası'nın açılışında bir konuşma yaptığını belirterek, KKTC'yi medyada ve yerel yönetimler düzeyinde daha fazla tanıtma fırsatı bulduklarını, aynı zamanda Anavatan Türkiye'de tatil düşünenlerin KKTC'yi tercih etmelerini istediklerini bildirdi.


Türkiye'de 2011'in 'Kuzey Kıbrıs Yılı' ilan edilmesiyle tanıtım için yardım sözü aldıklarını belirten Üstel, ilerleyen günlerde Ankara, İzmir, İstanbul, Antalya gibi büyük yerleşim birimlerinde tanıtımlara devam edileceğini anlattı.


Kültür ve Turizm Bakanı Günay'a gösterdiği sıcak ilgiden dolayı teşekkür eden Üstel, Günay'ın 13 Mayıs'ta TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy ile KKTC'de olacağını ve Otelciler Birliği'nin bir ödül törenine katılacağını bildirdi. Üstel, Günay ve Ulusoy'un tanıtım açısından KKTC'ye yardım edip önünü açtığını dile getirdi.


Ekonomik nedenlerle kapatılmak zorunda kalınan Otelcilik ve Turizm Okulu'nun (OTEM), Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TÜRSAB'ın katkılarıyla yeniden açılacağı sözünü de aldıklarını belirten Üstel, Günay'ın ziyareti sırasında protokol imzalanacağını, tamir ve tadil edilen okulda turizm elemanı yetiştirmeye başlanacağını ifade etti. Üstel, TÜRSAB Başkanı Ulusoy'un tur operatörlerine, 'turistlerin birinci önceliğinin KKTC olması' çağrısında bulunduğunu da söyledi.


Bir soruya karşılık Üstel, turizmde kalifiye elemana ihtiyaç bulunduğunu, bu elemanlar KKTC'den bulunamazsa Türkiye'den getirileceğini belirtti. Üstel, bir yıl içinde turizm okulunun devreye girmesiyle otellerin ihtiyacının yerel işgücünden karşılanabileceğini sözlerine ekledi. (Kaynak: timeturk.com)


NATO’da Kıbrıs Meydan Muharebesi


Dışişleri Bakanı Davutoğlu Türkiye’nin Kıbrıs’ı tanımamasının NATO-AB işbirliğini engellediğini savunan Avrupalı NATO liderlerine sert çıktı: “Kıbrıs sorunu çözülmeden Rumlar bu masaya oturamaz, bunu aklınıza sokun


Almanya'nın başkenti Berlin’de yapılan toplantıda, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Kıbrıs Rum Kesimi’nin toplantıya katılamaması nedeniyle NATO-AB işbirliğinin olumsuz etkilendiğini savundu. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton da, “Türkiye’nin AB Savunma Ajansı’na üyelik taleplerini karşılayalım, Türkiye de Kıbrıs Rum Yönetimi’ni ortak toplantıya kabul etsin” önerisinde bulundu. Eleştiriler üzerine söz alan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, seslendirilen önerinin “AB’nin Türkiye’ye taahhüdü olduğuna” dikkat çekti. Davutoğlu, “Bunun karşılığında bizim Kıbrıs Rum Yönetimi’ni meşru kılacak bir adım atmamızı beklemeyin. Biz Kıbrıs Rum Yönetimi ile hiçbir yerde bulunmayız. Eğer onlar Ada’nın tümünü temsil ediyor iddiasındaysanız, biz de Kıbrıs Türklerini masaya oturturuz. Rum Yönetimi’nin Kıbrıs sorunu çözülmeden AB’ye girmesi bir hataydı” diye konuştu. ÇEK BAKAN’A ÖZÜR DİLETTİ Ardından Çek Dışişleri Bakanı Karel Schwarzenberg söz aldı. AB katılım sürecinde Türkiye’yi desteklediklerini anlatan Çek Bakan, “Ama AB üyesi olmayan bir ülkenin bize hata yaptınız demesi de doğru değil. Bize kimse ders veremez” dedi. "SİZ ÜYE OLURKEN, VETO EDİN AB'YE ÜYE OLUN DEDİLER AMA..." Çek Bakan’a, “Biz bu ailenin en eski üyelerindeniz. Siz burada yokken biz vardık” diye seslenen Davutoğlu; “Siz AB’ye aday olduğunuzda bize geldiler, NATO’da bloke edin ki, sizi de AB’ye üye yapsınlar’ dediler. Ama Türkiye böyle bir şantajı yapmadı. Bu bizim devlet gereğimizdendir. O nedenle bu sözleri, seneler sonra Çek Dışişleri Bakanı’ndan duymak bana ıstırap verdi. Bu masaya Rum yönetimi oturmayacak bunu aklınıza sokun” dedi. Bu konuşmanın bitiminde Davutoğlu’nun yanına giden Schwarzenberg “Beni yanlış anlıyorsunuz. Özür dilerim” dedi. Bu sözlerin hemen ardından, İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ve çok sayıda AB ülkesi temsilcisi Davutoğlu’nun yanına gelerek ortamı sakinleştirmeye çalıştı. Ashton da Davutoğlu’na, “Sizi ilk kez bu kadar sinirli görüyorum” diyerek ortamı yumuşatmaya çalıştı. (Kaynak: haberturk.com)


Man, Özbekistan Ortak Yeni Fabrika Kuruyor


Almanya’nın önde gelen otomobil şirketi MAN Semerkand’ta, Özbekistan ortaklı fabrika kuruyor. Fabrika, Özbekistan’ın otomobil şirketi ‘Özbek Uzavtosanoat’ ve Alman şirket ‘MAN Truck & Bus’ ortaklı olacak. JV MAN Auto-Uzbekistan’ isimli şirket adı altında kurulacak MAN markalı yeni otomobil fabrikası yüzde 51 Özbek ve yüzde 49 da Alman hisseli olacak. 2011-2013 yılları arasında hayata geçirilecek projeyle ilk etapta yılda ortalama 6 bin dolayında MAN markalı 15-50 ton yük kapasiteli kamyon üretilecek. Bu rakam bilahare 10 bine çıkartılacak. Kurulacak yeni fabrikanın maliyeti konusunda ise herhangi bir rakam ifade edilmedi. Özbekistan’da hali hazırda Amerikan General Motors (GM) ortaklı Chevrolet markalı binek otomobil ve Japon Isuzu markalı otobüs ve kamyonet üretiyor. (Kaaynak: medyarazzi.com)


'Türkiye ellerini kirletmek zorunda'


Amerikalı uluslararası ilişkiler uzmanı George Friedman'a göre Türkiye artık eskisi kadar ABD ile aynı safta yer almayacak


ABD'li uluslararası ilişkiler uzmanı George Friedman, Türkiye'de de bu ay içinde raflarda yerine alan "Gelecek On Yıl - Nereden Nereye" adlı kitabının yayınlanmasının ardından ( iki yıl önce de "Gelecek Yüzyıl - 21. Yüzyıl için Öngörüler"'i yazmıştı) Amerikanın sesi radyosu'na vermiş olduğu röportajda Türkiye'nin geleceğine dair çarpıcı açıklamalarda bulunuyor.


İlk soru Friedman'ın ilk kitabında Türkiye'ye yönelik yaptığı değerlendirme üzerinden geliyor;


Türkiye'yi karışık bir coğrafyanın içinde istikrar adası olarak tanımlıyordunuz.. şu an uzun vadede Türkiye'nin çevresindeki çalkantılar ülkeyi nasıl etkiler?


'Sıfır sorun kurtarmaz, eninde sonunda birilerini üzmek zorunda kalırsınız'


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tüm komşularla sıfır sorun dış politika stratejisini açıkladı. Türkiye'nin Irak'ta, Kafkaslar'da, İran'da, Suriye'de ve Balkanlar'da çıkarları var. Düşman edinmeden bu çıkarları gütmek imkansız, eninde sonunda birilerini üzmek zorunda kalırsınız.


Seçimler sonrası daha iddialı bir Türkiye


Friedman'ın Haziran ayında gerçekleşecek genel seçimlere yönelik öngörüsü son derece net; Seçimler sona erdiğinde daha iddialı bir Türkiye göreceğiz. Çünkü Türkiye bölgede ne görmek istiyorsa o yönde karar almak zorunda ve açıkçası bunu da yapabilecek tek güç.


'Türkiye karmaşanın bir parçası olmalı'


Peki Türkiye çevresindeki karmaşadan kendisini uzak tutmak için ne yapmalı? Türkiye'nin karmaşadan uzak kalması değil onun bir parçası olması gerektiğini söylüyor Friedman. Şu an öyle olmasa da Türkiye'nin Rusya ile rakip konumda olduklarını Rusya'nın Ermenistan'ı kollayıp Azerbaycan ve Gürcistan'a baskı yaptığını söyleyen analist, Türkiye'nin sadece buralardan sağlanacak enerji ile kendini kotaramayacağını düşünüyor.


'Ve ellerini kirletmek zorunda'


Bu yüzden de Türkiye'nin dünyanın en büyük petrol üreten ülkelerinden bir olan Irak'la ilgili politikasının ne olduğu sorusunun öne çıktığını söylüyor; "Elbette bu sorunun cevabı Kürt Özerk Bölgesi ve Türkiye'nin bu konudaki politikasıyla, Türk-İran, Türk-Amerikan ilişkileriyle de kesişiyor. Mesele burada daha karmaşık hal alıyor. Çünkü Irak'ın sunduğu fırsat bir karmaşa içeriyor. Bu da Türkiye'ye sorunu çözmesi için bir fırsat sunuyor. Ama Türkiye'nin bu denklemi çözmesi için ellerini kirletmesi gerekiyor.


Türkiye ile ABD karşı karşıya gelebilir


Türkiye'nin ellerini kirletmesi gerekiyor dediniz, bunu biraz açar mısınız? sorusuna verdiği cevabı ise; Türkiye halen Kürt Özerk Bölgesinde pertrol arama çıkarma faaliyetleri sürdürüyor, başkalarıyla ortaklıklara giriyor. Türkiye Kuzey Irak'ta önemli bir güç noktası. ABD kuvvetleri bu yıl Irak'tan ayrılıyor. Bu nedenle Irak'ın geleceği,İran'ın Irak'ta egemen güç olma iddiaları Türkiye'nin ulusal çıkarlarını doğrudan ilgilendiriyor.... Türkiye'nin Irak'ın geleceği konusunda İranla asgari ölçüde uzlaşmaya gitmesi gerekecek. Bu da Türkiye'yi ABD ile karşı karşıya getirebilir, işte bu karmaşık sorun yüzünden Türkiye'nin eli kirlenebilir.


'Türkiye orta yolu izlemeli'


Peki bu dış politika Türkiye'yi doğu ile batı arasında bir yol ayrımına getirirse, örneğin Türkiye İranla ABD arasında bir tercih yapmak zorunda kalırsa ne olabilir? Türkiye'nin yapması gereken orta yolu bulmak, hem İran hem ABD'ye yarar sağlayacak bir süreç sunmak. Türkiye'nin izleyeceği strateji her iki taraftan birini tercih etmek olmamalı.


Türkiye Ortadoğu'nun en büyük arabulucusu olacak


Yeni kitabınızda gelecek 10 yılla ilgili tahminler yapıyorsunuz, sizce gelecek 10 yılda Türkiye ABD'ye, ABD başkanına ne tür fırsat ve zorluklar sunuyor? sorusuna da; Türkiye bundan sonra artık eskisi gibi ABD ile aynı safta olmayacak. Oysa ABD bunu yıllarca görmeye alışıktı. Türkiye'nin gelecek on yılda sunacağı yarar ABD'nin konuşamadığı taraflarla diyalog kurabilme yeteneği. Türkiye Ortadoğu'nun en büyük arabulucusu olacak, diyor. (Kaynak: haberturk.com)


Türkiye-İran-Azerbaycan Dışişleri Bakanları Toplantısı yapıldı


İran'ın evsahipliğinde Urumiye kentinde bugün yapılan Türkiye-İran-Azerbaycan 1. Dışişleri Bakanları Üçlü Toplantısı sonrası yayımlanan ortak bildiride, üç ülkenin ortak tarih ve kültüre sahip, dost, kardeş ve komşu ülkeler olduğuna vurgu yapıldı.

Üç ülke arasındaki işbirliğinin bölge ve dünya barışına katkı sunacağı belirtilen bildiride, tüm ülkelerin toprak bütünlüklerine saygı duyulmasının bölgedeki sorunların barışçıl çözümünü olumlu yönde etkileyeceğine dikkat çekildi.

Uluslararası ilişkilerde adalete riayet edilmesi ve tüm ülkelerin yasal haklarına saygı duyulmasının önemine işaret edilen bildiride, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) denetiminde ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) çerçevesinde ayrım gözetilmeksizin her ülkenin barışçıl nükleer enerji elde etme hakkı olduğu vurgulandı.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi ve Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov başkanlıklarında yapılan üçlü görüşmenin ardından yayımlanan bildiri, üç ülkenin ticari ilişkilerinin geliştirilmesini ve halkların refah düzeyinin artırılması esas alındı.

Bildiride üç ülkenin ticaret, sanayi, ortak yatırım, taşımacılık, iletişim, enerji, turizm, bilim ve teknoloji alanlarında işbirliğini güçlendirmeleri öngörüldü.

Bildiriye göre, Türkiye, İran ve Azerbaycan arasında tercihli ticaret, gümrük işlerinin kolaylaştırılması, sınır kapılarının iyileştirilmesi ve ortak şirketler aracılığıyla ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla ekonomik komite kurulacak.

Dışişleri Bakanlıkları bünyesinde oluşturulacak komiteyle üç ülke vatandaşlarının seyahat ve birbiriyle ilişkilerinin kolaylaştırılması da amaçlandı.

Üç ülkenin ortak tarihi ve kültürel miraslarının tanıtılması amacıyla ortak program ve etkinlikler düzenlenmesi de bildiride yer alan diğer bir işbirliği alanını oluşturdu.

Terörizm, organize suçlar, uyuşturucu, insan ve silah kaçakçılığına karşı üç ülke istihbarat ve güvenlik birimlerinin ortak hareket etmelerini de öngören bildiride, dışişleri bakanlarının, önemli bölgesel ve uluslararası konuları yine bölgesel ve uluslararası kurum ve kuruluşlar çerçevesinde ele alıp, istişarelere devam edecekleri vurgulandı.

Son bölgesel gelişmelere değinilen bildiride, halklara şiddet uygulanmasına karşı olunduğu, halkların barışçıl ve meşru haklarına saygı gösterilmesi gerektiği üzerinde görüş birliğine varıldığı belirtildi.

Bildiride, üç ülkenin sınır bölgelerinde ticaret, ulaştırma, taşımacılık ve turizmin geliştirilmesinin yanı sıra halklar arasındaki ilişkileri geliştirmeyi teşvik ettikleri vurgulandı.

İran'ın ev sahipliğinde ilki yapılan üçlü toplantının her altı ayda bir yapılmasına karar verilen bildiride, Ekim 2011;deki ikinci toplantının Nahçıvan;da düzenlenmesi karara bağlandı. (Kaynak: zaman.com.tr)


Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye ve Azerbaycan arasında ticaretin geliştirilmesi için engellerin kaldırılması gerektiğini belirtti.


Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye ve Azerbaycan arasında ticaretin geliştirilmesi için engellerin kaldırılması gerektiğini belirterek, Azerbaycan’ın Türkiye’ye uyguladığı vizenin kaldırılmasını ve bir an önce serbest ticaret anlaşmasının imzalanmasını istedi.


Türk-Azerbaycan İş Konseyi tarafından Swissotel’de Türkiye-Azerbaycan İş Forumu düzenlendi.


Programın açılışında konuşan Devlet Bakanı Çağlayan, iki ülke işadamlarının üçüncü ülkelerde de işbirliğine gitmesini arzu ettiklerini, böyle toplantılarla potansiyeli geliştirmeyi amaçladıklarını söyledi.


”Biz tek millet, iki devletiz. Tarihimiz, kültürümüz, kardeşliğimiz, kitabımız, peygamberimiz aynı. Bu çerçeveden baktığımız zaman, bizi birbirimizden ayıran hiçbir özellik yok” diyen Çağlayan, iki ülke arasındaki ticaretin bu bağları yansıtmadığına vurgu yaptı.


Geçen yıl iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2,5 milyar dolar düzeyinde olduğunu, bunun rahatlıkla 10 milyar dolara çıkarılabileceğini dile getiren Çağlayan, yılın ilk 2 ayında Türkiye’nin Azerbaycan’a ihracatının 240 milyon dolar, Azerbaycan’ın Türkiye’ye ihracatının da 210 milyon dolar olarak gerçekleştiğini ifade etti ve buna göre yıl sonunda iki ülke arasındaki ticaret hacminin 3 milyar doları rahatlıkla aşabileceğini kaydetti.


Çağlayan, ”Ancak ben karşılıklı ilişkiler kuvvetlenirse, birbirimizi iyi tanırsak ve Azerbaycan ile yapmak istediğimiz serbest ticaret anlaşmasını yaparsak, bu rakamın yıl sonuna kadar 5 milyar dolara çıkacağından hiçbir endişem yok. Çünkü, iki ülkenin birbirini tamamlayan, destekleyen sektörleri bulunuyor” dedi.


Bakan Çağlayan, ticaretin önündeki engelleri ortadan kaldırabilmek için ”iki ülke arasındaki gümrüklerin ortadan kaldırılması” teklifini yineleyerek, serbest ticaret anlaşması yapılmasının önem taşıdığını, Türkiye’nin bunu yıllardır pek çok ülkeyle başarıyla uyguladığını anlattı.


Serbest ticaret anlaşmasının uygulamaya konulduğu tüm ülkelerle ticaretin karşılıklı, dengeli biçimde arttığını ifade eden Çağlayan, ticaretin artmasının yatırımları da tetiklediğini söyledi.


Anlaşma sayesinde iki ülke arasındaki ticaretin ve yatırımların arzu edilen seviyeye ulaşabileceğini ifade eden Çağlayan, Azerbaycan’ın Türkiye’ye yönelik vize uygulamasını da kaldırmasını istedi.


Türkiye ve Azerbaycan’ın tek millet, iki devlet olduğunu söylediklerini, bu noktada tek millet olan devletlerin birbirine vize uygulamasını doğru bulmadığını kaydeden Çağlayan, ”Türk işadamlarının, aynen Azeri kardeşlerinin Türkiye’ye vizesiz geldiği gibi Azerbaycan’a vizesiz gitmesini, ümit ediyorum ki inşallah çok kısa zamanda gerçekleştiririz” dedi.


”AZERBAYCAN’IN KEDERİ BİZİM KEDERİMİZ”


Vize meselesinin manevi olarak da kendilerini üzdüğünü ifade eden Çağlayan, konunun en kısa sürede çözüleceğine inandıklarını kaydetti. Bakan Çağlayan, şöyle konuştu:


”Azerbaycan’ın kederi bizim kederimiz, Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimizdir. Sizin Dağlık Karabağ konusundaki hassasiyetleriniz neyse inanın ki Türkiye’deki 74 milyon insanın da hassasiyeti, en az sizinki kadardır. Azerbaycan meselesi çözülmeden Türkiye, Ermenistan ile asla bir araya gelmeyecektir.


Sayın Başbakanımız daha iki gün önce söyledi; biz Azerbaycan halkının hakkını ve hukukunu asla Ermenistan’a yedirmeyeceğiz.


Bu kadar hassas davrandığımız, aynı duyguları paylaştığımız bir konuda ben istiyorum ki aramızdaki vize meselelerini kaldırarak daha fazla iş yapalım. İşadamlarımız bir araya gelsin, 3. ülkelerde işbirliği yapalım.”


Çağlayan’ın Ermenistan ile ilgili sözleri salonda alkışlarla karşılandı.


Bakan Çağlayan, Türkiye’nin küresel krizi ”hafif sıyrıklarla geçirdiğini” ifade ederken, bugün açıklanan işsizlik verilerine de değindi. Türkiye’de 2011 yılı Ocak döneminde işsizlik oranının, bir önceki yılın aynı dönemine göre 2,6 puan düşerek yüzde 11,9′a gerilediğini belirten Çağlayan, bu verilerin son derece önemli olduğunu dile getirdi, ülke ekonomisinin son yıllardaki performansıyla ilgili bilgiler verdi.


Forumun öğleden sonraki bölümünde, firmaların ikili görüşmelerde bir araya geleceğine işaret eden Çağlayan, her iki tarafın işadamlarına ”bol ve hayırlı kazançlar” diledi, verimli sonuçlar elde edilmesini temenni etti.


AZERBAYCAN EKONOMİK KALKINMA BAKANI MUSTAFAYEV


Azerbaycan Ekonomik Kalkınma Bakanı Şahin Mustafayev de konuşmasında, iki ülke arasındaki kültürel ortaklıklara vurgu yaptı ve işbirliğinin geliştirilmesi isteğini dile getirdi.


Özellikle enerji alanında işbirliği imkanlarının fazlalığına dikkati çeken Mustafayev, işadamlarının 3. ülkelerde birlikte yatırımlar yapılabileceğini söyledi.


Azerbaycan’da 1300′den fazla Türk firmasının faaliyet gösterdiğini, 2 milyar dolara yakın yatırımları bulunduğunu kaydeden Mustafayev, Türkiye’de de 800 Azeri şirket bulunduğunu söyledi. Mustafayev, Türkiye’deki Azeri işadamlarının birlik oluşturmak için teşebbüste bulunduğunu belirterek, bu oluşuma destek verilmesini istedi.


Ülkesindeki ekonomik gelişme ve potansiyel hakkında bilgi veren Mustafayev, Türk işadamlarını Azerbaycan’a davet etti. (Kaynak: bulancakhaber.com)



Türkmenistan ile AKB arasında yeni ortaklık stratejisi

Asya Kalkınma Bankası (AKB) Türkmenistan ile orta vadede yeni ortaklık stratejisi üzerinde çalışıyor. AKB heyeti, Türkmenistan'da temaslarda bulunarak, yeni işbirliği imkanlarını masaya yatırdı.


Türkmen basınında yer alan haberde, Türkmenistan Merkez Bankası'nın katkılarıyla Aşkabat'ta düzenlenen seminerde yeni ortaklık stratejisi ele alındı. Taraflar, AKB ile Türkmenistan arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesi yönünde fikir teatisinde bulundu.


67 üyesi bulunan uluslararası finans kuruluşu AKB, Türkmenistan'da ulaşım, çevre ve diğer alanlardaki önemli projelerde aktif rol aldı. 2010 yılında AKB'nin Aşkabat'ta daimi temsilciliğinin açılması yönünde imzalanan anlaşma, ikili ilişkileri daha da perçinleştirdi.


Banka, Türkmenistan'da Kuzey-Güney ulaşım koridoru kapsamında inşa edilmekte olan demiryolu hattı projesine mali destekte bulundu. Asya Kalkınma Bankası ayrıca, Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan doğalgaz boru hattının önemli finans destekçisi olarak görülüyor. (Kaynak: haberaktuel.com)

7 Nisan 2011 Perşembe

Nursultan Nazarbayev, yüzde 95,5 'lik oy oranı ile yeniden cumhurbaşkanı seçildi


Kazakistan'da resmi sonuçlar açıklandı



Kazakistan Merkezi Seçim Komisyonu, 3 Nisan'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin kesin sonuçları açıkladı. Sonuçlara göre, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev, 7 milyon 850 bin 958 seçmenin oyunu alarak yüzde 95,5'lik oy oranı ile yeniden cumhurbaşkanı seçildi.



Astana- Kazakistan Merkezi Seçim Komisyonu Başkanı Kuanduk Turgankulov, düzenlediği basın toplantısında, 3 Nisan'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin kesin sonuçları açıkladı.


Turgankulov, Cumhurbaşkanı Nazarbayev'in 7 milyon 850 bin 958 seçmenin oyunu alarak yüzde 95,5'lik oy oranı ile yeniden cumhurbaşkanı seçildiğini söyledi.



Turgankulov'un yaptığı açıklamaya göre, Senatör Gani Kasimov, 94 bin 452 seçmenin oyunu alarak yüzde 1,15, Komünist Parti Genel Sekreteri Zhambul Ahmetbekov 159 bin 36 seçmenin oyunu alarak yüzde 1,94, Tabiat Vakfı Başkanı Mels Eleusizov 94 bin 452 seçmenin oyunu alarak yüzde 1,36 oy oranına sahip oldu.



Merkezi Seçim Komisyonu Başkanı Turgankulov, bu sonuçlara göre, Nazarbayev'in yeniden cumhurbaşkanı seçildiğini resmi olarak söyleyebileceklerini bildirdi.



Bu arada Nazarbayev'e rakip olan Kasimov, Ahmetbekov ve Eleusizov seçim sonuçlarının gayet doğal olduğunu, seçimlerin doğru bir şekilde gerçekleştiğini söyledi. (Kaynak: trakyanethaber.com)




Kırgızistan Artık Huzur İstiyor


Beş yıl gibi kısa bir süre zarfında iki devrim ve kanlı bir etnik çatışma sürecini yaşayan Kırgız halkı, artık huzur ve istikrar istiyor. En son yaşanan devrim ve etnik çatışmalarda toplam 530 dolayında insanını kaybeden Kırgızistan, özlemle‘istikrarlı ve huzurlu ortam’ diyor.


7 Nisan 2010’da dönemin cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiyev yönetimine yönelik yapılan halk devriminin birinci yıl dönümünde ölenleri anacak olan Kırgız halkı, yeni devrimler yaşamak istemiyor. Daha önce 24 Mart 2005’te iktidarda olan Askar Akayev rejimini deviren halk, huzur, istikrar ve iş diyor. Halk, artık yeni devrimin ülkeye ve ülke halkına mal olan ağır faturanın farkında.


Kırgız halkı, beş yıl zarfında yaşadığı ikinci devrimin yarınki birinci yıl dönümünde, huzuru ve istikrarı yakalamış, demokrasinin hâkim olduğu, insan haklarına saygılı ve gerçek kalkınmayı hedef alan bir ]lke arzuluyor. Bundan olacak ki Kırgız halkı 7 Nisan’daki halk devrimi ve 10 Haziran’da ülkenin güneyindeki Oş ve Celalabad kentlerinde patlak veren etnik çatışmaların ülkede oluşturduğu çok zorlu sürece rağmen 27 Haziran'daki referandum ve 10 Ekim’deki parlamento seçimleri sürecini başarıyla atlattı. 27 Haziran’da sandık başına giderek parlamenter sisteme geçişi sağlayan anayasa değişikliklerine yüzde 90 dolayında destek veren Kırgız halkı, 10 Ekim’de ise yeni siyasi yapılanma amacıyla sandık başına gitti ve dört siyasi partiyi meclise gönderdi. (Bu seçim, aynı zamanda Bağımsız Devletler Topluluğu(BDT) ülkeleri içerisinde Kırgızistan’ı parlamenter sistemle tanıştıran ilk adım olmuştu)



Kırgız halkı geride bıraktığı referandum ve seçim süreci sonrasında yarın 7 Nisan 2010’daki halk devriminin birinci yıl dönümünü yaşayacak. Kırgızlar yeni devrimler istemediği gibi artık yeni etnik çatışmaları da yaşamak istemiyor. Ama her şeye rağmen ülke halkında ikinci halk devriminin birinci yıl dönümünde etnik endişe yok değil. Kırgızistan’da ülkenin güneyinde havaların ısınmasıyla birlikte etnik gerginlikte de bir ısınmanın olmasından endişe ediliyor. Çok partili siyasi yapısıyla ilerleme ve dünya ile entegre olma adına yeni bir yol haritası belirleyen Kırgız halkı, hükümetten , özellikle ülkenin güneyinde yeni etnik gerginliklerin yaşanmaması adına kararlı ve kalıcı önlemler almasını istiyor.



Ülkede yaşayan 130 dolayında ayrı millete mensup insanlar iç çekişmeden ziyade, artık günü birlik işleri başında aş ve iş mücadelesi vermek istiyor. Yorgun düşmüş insanlar artık yarınlardan birlik ve beraberlik umuyor. CİHAN



KKTC Dışişleri Bakanı: AB ve İngiltere verdiği sözleri yerine getirmedi




KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Kıbrıs halkının Avrupa Birliği'ne (AB) ve İngiltere'ye olan güvenlerini kaybettiklerini belirtti.


AB ve İngiltere başta olmak üzere devletler arası kurumların Kıbrıs barış sürecinde kendilerini hep hayal kırıklığına uğrattıklarını kaydeden Özgürgün, Batılı devletlerin kendilerine verdikleri sözlerin hiçbirini yerine getirmediklerini kaydetti. Batılı ülkelerce her zaman çifte standarda tabi tutulduklarını dile getiren Özgürgün, buna rağmen Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulununcaya kadar mücadele etmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceklerine vurgu yaptı.


Özgürgün, Londra temasları çerçevesinde, Lord Maginnis of Drumglass'ın davetlisi olarak katıldığı Lordlar Kamarası'nda yaptığı konuşmasında, Avrupa Birliği ve İngiltere'nin Kıbrıs halkına verdiği "izolasyonları kaldırma" sözünü tutmadığını ve kendilerinin daima "soğukta bırakılan taraf" olduklarını kaydetti. KKTC Dışişleri Bakanı Özgürgün, 1974'te Kıbrıs'ta alınan kararların geçerli olduğunu ve bunun bir anlaşmaya varması gerektiğini ancak Rum tarafının uzlaşmaz tavrı nedeniyle görüşmelerin çok yavaş ilerlediğini vurguladı.


Her zaman olumsuz tavır içinde olan tarafın Kıbrıs Rum Kesimi olduğunu ve mağduriyeti yaşayanların ise hep kendi halkı olduğunu söyleyen Özgürgün, "Uluslararası toplumun iki yüzlü tutumu Kıbrıslı Rumlar uzlaşmazlıklarını teşvik ederek barışın tesis edilmesini zora sokmaktadır." şeklinde konuştu.


Kuzey Kıbrıs olarak devam eden müzakerelerde bütün görevlerini eksiksiz olarak yerine getirdiklerine dikkat çeken Özgürgün, Kıbrıs Rum Kesimi'nin ise görüşmelere "iyi görünerek" başlayıp üzerinde anlaşılmış maddelerde bile her zaman sorun çıkaran taraf olduğunu ileri sürdü.


Yıllardır süren görüşmelerin çok yavaş ilerlediğine dikkat çeken KKTC Dışişleri Bakanı, Avrupa Birliği, ekonomi, yönetim ve güç paylaşımı gibi konularda çok az da ilerleme kaydedildiğini ancak mülkiyet, toprak, güvenlik ve garantiler konusunda bu tarihe kadar bir sonuca ulaşılamadığını aktardı. İlerleme sağlanan konuların ise her zaman Türk tarafının yapıcı tutumu sayesinde olduğunu sözlerine ekledi.


Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin "Demopoulos" davası hakkında verdiği lehte kararın Kıbrıs Rum Kesimi'ne büyük bir ders olduğuna dikkat çeken Özgürgün, "Bundan böyle Kıbrıs Rumları uluslararası mahkemeleri diledikleri gibi kullanamayacaklar." dedi.


Kıbrıs Rum Kesimi yönetiminin Türk kesimini karalama kampanyası için her fırsatı değerlendirdiklerini ileri süren KKTC Dışişleri Bakanı, "Son olarak Türkiye'de 12 haziranda yapılacak seçimleri propaganda malzemesi yapıyorlar. Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, seçimden sonra Kıbrıs sorunu konusunda Türkiye'ye baskı yapması için uluslararası camiaya çağrıda bulunuyor." şeklinde konuştu.


"Türkiye'de yapılacak seçimin adadaki müzakere süreciyle hiçbir ilgisi yoktur" diyen Özgürgün, Türkiye'nin garantör güç olarak iki tarafın bir an önce uzlaşmaya varması için elinden geleni yaptığını; müzakere masasında oturanın Kıbrıs'taki taraflar olduğuna vurgu yaptı.


Uluslararası toplumun Kıbrıs Rum Kesimi'nin olumsuz politikalarına bundan böyle müsamaha göstermeyeceklerini umduklarını kaydeden Özgürgün, bu yönde net ve sert bir mesaj vermeleri gerektiğini söyledi. Özgürgün sözlerini şöyle sürdürdü: "Müzakerelerin olumlu yönde sonuçlanması için gerekirse Rum yönetimine baskı yapılmasını ve gerekli esnekliği göstermek için Rumların teşvik edilmesini talep ediyoruz."


Sorulan bir soru üzerine Özgürgün, Birleşmiş Milletler'in (BM) Avrupa Briliği'ne göre daha güvenilir olduğunu fakat Ahmet Davutoğlu'nun "BM'nin devri tamamlanmıştır" tezine de kesinlikle katıldığını belirtti. Özgürgün, "BM'nin etki alanında olan yerlerde sıkıntılar yaşıyoruz. Özellikle sınır kapılarında, giriş çıkışlarda bu sıkıntıları yaşıyoruz. BM'nin ne kadar güvenilir olduğuna yakından şahitlik ediyoruz" dedi.


KKTC'ye verdiği destekle bilinen Lord Maginnis'in daveti üzerine yapılan toplantıya, Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Ünal Çeviköz, Başkonsolos Ahmet Demirok, KKTC'nin Londra Temsilcisi Kemal Köprülü ve çok sayıda Lord ve meclis üyesi katıldı.


Toplantı, Rumların Kıbrıslı Türklere yaptığı kötü muameleyi ve bunun sonucunda Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesini konu alan belgesel gösterimiyle başladı. "Bu videoyu milletvekillerinize göndererek, gerçeği izlemelerini sağlayın" çağrısında bulunan Lord Maginnis ayrıca, İngiltere'nin Kıbrıs sorununda garantör ülke olarak daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini söyledi. (Kaynak: zaman.com.tr)





Özbekistan Bağımsızlığının 20. Yıl Dönümünü Kutlamalarına Hazırlanıyor



Sovyetler Birliği’nden ayrılarak bağımsızlığını ilan eden ilk ülkelerden biri olan Özbekistan, bağımsızlığının 20. yıl dönümünü önceki kutlamalardan daha kapsamlı bir şekilde kutlayacak. Cumhurbaşkanı İslam Kerimov, bağımsızlığın daha coşkulu bir şekilde kutlanması için kararnameye imza attı. Buna göre yayımlanan sekiz maddelik kararname kapsamında Başbakan Şavkat Mirziyoyev başkanlığında bir komisyon oluşturulacak. Bu komisyon hazırlık çalışmalarını baştan sona kadar takip edecek. Özbekistan’ın bağımsızlığının 20. yıl dönümüne atfen yapılacak kutlamalara ek olarak bir dizi yarışma, festival, spor müsabakaları ve kültürel etkinlikler tertiplenecek. Bu arada başkent Taşkent odaklı görkemli kutlama etkinlikleri ülke geneline yayılacak. Taşkent’teki kutlamaların sorunsuz ve en organizeli şekilde gerçekleştirilmesi için ise günler öncesinden hazırlıklara başlanılacak ve hazırlık çalışmalarını takibi için onlarca kişi görevlendirilecek. (Kaynak: beyazgazete.com)



Türkmenistan ile İran güvenlik ve işbirliği anlaşması imzalayacak


Türkmenistan ile İran güvenlik ve işbirliği anlaşması imzalayacak.Anlaşmanın, İran İçişleri Bakanı Mustafa Muhammed Neccar'ın bu ay içerisinde Aşkabat'a yapacağı ziyaret kapsamında imzalanması bekleniyor. İran Fars Ajansı'nın haberine göre, Bakan Neccar Türkmenistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin daha da geliştirilmesi ve işbirliğinin güçlendirilmesi amacıyla Aşkabat'a resmi ziyaret gerçekleştirecek. Bakan Neccar ziyareti çerçevesinde iki ülke sınır güvenliğinin sağlanmasını öngören protokole, sınır ticaretinin kurulması ve sınır bölgelerinde işbirliğinin oluşturulmasına yönelik ekonomik anlaşmalara imza atılacak. (Kaynak: haberaktuel.com)