14 Ocak 2012 Cumartesi

Uğurlar Ola Koca Türk! Bu milllet verdiğin hizmetler için sana minnettardır,
minnettar kalacaktır. Toprağın bol, mekanın cennet ol
sun!
Seni Seviyoruz.

TürkBirDev HABER, 13 Ocak 2012



Türk Milleti Değerli bir Evladını Kaybetti; Başımız Sağolsun

İDEALLERİ, KKTC TOPRAKLARINDA EBEDİYEN YAŞAYACAKTIR

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: Bıraktığı en büyük miras Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetidir

Sayın Denktaşın kaybı, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk Milletinin kaybıdır. Milletimiz gerçek bir kahramanını yitirmiştir. Halkının haklı davasına adanmış bir ömrün geriye bıraktığı en büyük miras şüphesiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetidir. Kıbrıs Türk halkının bu mirasa sahip çıkarak, Kıbrısta adil ve kalıcı barışın tesisine yönelik yarım asırlık mücadelesinde başarıya ulaşması, merhum Denktaşın aziz hatırasını yaşatacak en önemli kazanım olacaktır. Kıbrıs Türk halkı, bu onurlu mücadelesinde, anavatan Türkiyeyi her zaman yanında bulacaktır.Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin bu elim gününde, merhum Cumhurbaşkanı Denktaşa Allahtan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, tüm Kıbrıslı Türk kardeşlerimize ve Türk Milletine başsağlığı ve sabır dilerim. Ruhu şad olsun.

Başbakan Erdoğan: İdealleri, KKTC topraklarında ebediyen yaşayacaktır

Kıbrıs Türklerinin yetiştirdiği değerli devlet adamı Denktaşın vefatı, sadece KKTCde değil, Türkiyede de derin bir hüzne yol açmıştır.Türk milletinin gönlünde müstesna bir yere sahip olan merhum Denktaşın idealleri, uğruna hayatını vakfettiği KKTC topraklarında ebediyen yaşayacaktır.Bu kederli günde KKTCdeki kardeşlerimizin acılarını Türkiye olarak yürekten paylaşıyoruz.Merhum Denktaşa Allahtan rahmet, ailesine, yakınlarına, Kıbrıs Türklerine ve aziz milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum.

KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu: Bir tarih daha göçmüştür

Bir tarih daha göçmüştür. Kıbrıs Türk halkının ve Türklük dünyasının başı sağolsun. Sadece Kıbrıs Türkü değil Türklük dünyası bir liderini kaybetmiştir. Yaslı aileye başsağlığı diliyorum.Elbette Kıbrıs Türk halkı Baba Denktaşı unutacak değildir. Kıbrıs Türkünün nerelerden nerelere geldiğini Sayın Denktaşın kitapları okunduğu takdirde, yetişen gençlerimiz de iyi anlayacaklardır. Nerelereden nerelere ve ne mücadeleler verilerek kimlerle gelindiğini elbette tarih yazacaktır.

İşte bu tarihi zaman limiti içerisinde en önemli aktörlerden birisi Sayın Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaştır.

TBMM Başkanı Çiçek: Yeri hiçbir zaman doldurulamayacak

Merhum Denktaş, sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin değil bütün Türk milleti için önemli bir değerdir. Merhum Denktaş, milletimizin Kıbrıs davasını her zaman çilesini çekmiş büyük bir vatansever, eşsiz bir devlet adamı ve yeri doldurulamaz bir şahsiyettir. Yaşadığı sürece Kıbrıs Türkünün varlığı ve bağımsızlığı için hayatını ortaya koymuş ve tüm ömrünü Kıbrıs davasına vakfetmiştir. Yeri hiçbir zaman doldurulamayacak ancak hatırası Türk milleti tarafından daima yaşatılacaktır.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu: Unutulmayacak hizmetler verdi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucu cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaşı kaybettik. Kendisi özellikle Kıbrıs Türklerinin baskı politikalarına karşı yürüttüğü onurlu mücadelede oynadığı rol ile unutulmayacak hizmetler verdi. Kıbrıs mücahitleri ve Türk Halkı onun aziz hatırasını asla unutmayacak. Kendisine Allahtan rahmet, geride bıraktıklarına başsağlığı diliyorum. Hepimizin başı sağolsun ifadelerine yer verdi.

Başbakan Yardımcı Arınç: Büyük bir liderdi

O, görmezden gelinen, yok sayılmak istenen bir halkın varlık mücadelesini veren büyük bir liderdi. Milletimiz büyük ve yiğit bir evladını kaybetmiştir. Kendisini, verdiği büyük mücadelesinden dolayı daima saygı ve rahmetle anacağız. Milletimizin başı sağolsun. Mekanı cennet olsun.

9. Cumhurbaşkanı Demirel: Kıbrıs davasının kahramanıdır

Türk dünyası, milletimiz, Kuzey Kıbrıstaki soydaşlarımız, çok büyük bir evlatlarını kaybetmişlerdir. Allah rahmet eylesin. 50 seneyi aşan bir mücadelede kendisiyle beraber olduk. Yiğit, yürekli, inandığı davaya sadakatle bağlı bir devlet ve siyaset adamıydı. Kendisi, Kıbrıs davasının kahramanıdır. Hizmetleri unutulmayacaktır.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ: Türk milleti onu hayır ve dua ile yadedecek

Türkiye ve KKTC ve Türk milleti Sayın Denktaşı ve onun Kıbrıs davası ve vatanı milleti, bağımsızlığı onuru ve haysiyeti için verdiği mücadeleyi ve elde ettiği başarıları hiçbir zaman unutmayacak. Kendisini her zaman hayır ve dua ile yadedecektir. Ve kurduğu KKTCye onun idealleri doğrultusunda sahip çıkmaya devam edecektir.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: Büyük üzüntüsü içindeyiz

KKTCnin kuruluşunda büyük emeği olan bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin lideri ve KKTCnin bugüne gelmesine en büyük katkıyı yapan kurucu devlet başkanı Rauf Denktaşı kaybetmenin büyük üzüntüsü içindeyiz. Anısı önünde her zaman saygıyla eğileceğimiz, büyük devlet adamı Rauf Denktaşa rahmet, Denktaş ailesi, KKTC halkı ve Türk dünyasına başsağlığı diliyorum.

Prof. Dr. Mümtaz Soysal: Tutumu herkese örnek olacak kadar eşsizdi

Her şeyden önce insandı. Bırakın Türkiye için yaptıklarını, Kıbrıs için yaptıklarını, büyük bir insan ve kahramandı. Tutumu herkese örnek olacak kadar eşsizdi.

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal: Tarih onu haklı çıkardı

Türkiye ve bölgenin önemli bir insanını kaybettik.Bir hukukçu olarak başladığı siyasi kariyerini buralara kadar getirdi. Çok büyük acılar çekti. Büyük suçlamalara maruz kaldı. Ancak tarih onun konumunu haklı çıkartacak şekilde istikamet etti. Siyasi karalığı ve derinliği tartışma götürmezdi. Neşeli, şakacı ve çevresiyle fevkalede ilişkiler kuran sıradışı bir insandı.

KKTC Eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat: Kıbrıs Türk tarihi ile bütünleşmişti

Tarihi bir kişiydi. Kıbrıs Türkünün tarihinde çok önemli ve büyük roller üstlenmişti. Kıbrıs Türk Tarihi ile neredeyse bütünleşmişti. Kendisini kaybetmek tabiki büyük bir boşluk yaratıyor. Bu boşluğu doldurmak için çok çalışmak gerekecek. Hepimizin başı sağolsun.

DSP Genel Başkanı Masum Türker, KKTCnin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın vefatına ilişkin, KKTC ve Türkiye için büyük kayıptır, Allah rahmet eylesin dedi.

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay: Kıbrıslı Türklerin haklı davalarını yılmadan savundu

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Rauf Denktaşı bu akşam kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Kıbrıs Türklerinin haklı davalarını yıllarca yılmadan ve yorulmadan savunagelmiş ve Kıbrıs mücadelesinin unutulmayacak ismi olan sayın Denktaşa Allahtan rahmet, Kıbrıs Türklerine, ailesine ve milletimize başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Kaynak : posta.com.tr

Davaya adanmış bir ömür

27 Ocak 1924'de Baf'da dünyaya gelen Rauf Denktaş'ın ömrü, egemenlik ve varoluş mücadelesiyle geçti.

Kıbrıs tarihine damgasını vuran Denktaş, Türk dünyasının önemli liderleri arasında yerini aldı.

Ömrünün son dakikalarına kadar devletin varlığını vurgulayan ve Kıbrıs Türklerine sürekli, ''Devlete ve bağımsızlığa sahip çıkın, anavatan Türkiye'ye güvenin'' çağrısı yapan Denktaş, Kıbrıs Türklerinin eşit egemen hakkından, Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinden ve Türk askerinin adadaki varlığından taviz vermedi. KKTC'nin kurucu cumhurbaşkanı Denktaş, hasta yatağında dahi devleti düşündü.

Son anlarında bile Kıbrıs Rum tarafına ''Burası bağımsız bir cumhuriyettir'' diye seslenen Denktaş, 23 Aralık 2011'de, hayatının ele alındığı bir etkinliğe gönderdiği mesajda, ''Mücadelenin yeni nesle anlatılması herkesin vatan borcu'' demişti.

Rauf Denktaş, hayatının anlatıldığı belgesel sonrasında, ekrandan yaptığı konuşmada, 197 günlük hastalık sürecinde kendisini arayıp destek olan, kendisi için dua eden herkese teşekkür ederek, Kıbrıs Türk halkının sevgisinden moral bulduğunu, motivasyonunun arttığını söylemişti.

Kıbrıs Türk halkına, devletine sahip çıkması için çağrıda bulunan Rauf Denktaş, ''Devletsiz kalmak her şeyiyle aciz kalmak demek, başkasına muhtaç olmak demektir. Devletsiz yaşayan insanlar olabilir ama devletsiz yaşayan millet yoktur. Kıbrıs Türk halkı, Türk milletinin ayrılmaz, kopmaz bir parçasıdır'' demişti.

Kıbrıs Türk halkını kurtarmak için verilen mücadelenin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Denktaş, bu mücadelenin yeni nesillere anlatılmasının herkesin vatan borcu olduğunu ifade etmişti.

''Bağımsızlıktan asla vazgeçmeyin''

Kıbrıs Türk halkının, geleceğe bakarak, geçmişte yaşananların bir daha olmaması için dik durması, Türklüğüyle gurur duyarak, Atatürk ilkelerinden taviz vermemesi gerektiğini vurgulayan Denktaş, ''Devlet demek hürriyet demektir, dimdik ayakta durup, kimsenin boyunduruğu altına girmemek demektir. Bağımsızlığınızdan asla vazgeçmeyin'' demişti.

Müzakere masasında bunların bilinciyle oturulması gerektiğini, Maraş, Güzelyurt ve Karpaz yarımadası konusunda asla taviz verilmemesi gerektiğini dile getiren Denktaş, ''Karpaz stratejik bakımdan çok önemli bir bölge. Asla taviz verilmeyeceğini herkesin bilmesi gerek'' ifadesini kullanmıştı.

''Kimse bizi bu yurttan, vatandan mahrum edemez'' diyen Denktaş, Kıbrıs Türk halkının Anavatan Türkiye'ye güvenmesini istemişti.

''Anavatana gelecek her zarar, bize de zarar verecektir'' ifadesini kullanan Denktaş, Kıbrıs Türk halkının kimseye muhtaç olmadan yaşama, her zorluğun üzerinden gelecek gücü olduğunu kaydetmişti

Denktaş, KKTC Devleti'nin bir evlat gibi olduğunu, bu evladı yaşatmak gerektiğini, ona zarar vermeye çalışan herkese ''dur'' demenin tüm Kıbrıslı Türklerin görevi olduğunu vurgulamıştı.

Egemenlikten milim geri adım atmadı

Ömrünü Kıbrıs davasına adayan KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, yıllardır devam eden Kıbrıs müzakerelerinde bıkıp usanmadan, Kıbrıs Türklerinin haklarını savundu.

Müzakereci kişiliğiyle rakiplerini yıldıran Denktaş, 1968'de eski Rum lider Glafkos Klerides ile başladığı Kıbrıs müzakerelerinde, egemenlikten bir milim dahi geri adım atmadı.

Müzakerelerde en gergin anlarda yaptığı esprilerle ortamı yumşatan Denktaş, bıkıp usanmayan tavrı ile rakiplerini yıldırdı. Eski Rum lider Tasos Papadopulos ile eski ABD'nin Kıbrıs Özel Koordinatörü Richard Holbrooke, BM Genel Sekreteri'nin eski Kıbıs Özel Danışmanı Alvar De Soto da Denktaş'ın müzakereciliğinden nasibini alanlar arasındaydı.

Denktaş'ın oğlu ve Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Serdar Denktaş, babasının davasına olan bağlılığını anlatırken, ''Davasına yönelik tehdide karşı sert ama kendi içinde yumuşak, sevecen, esprili, şefkatli bir baba'' ifadesini kullandı.

Serdar Denktaş, 23 Aralık 2011'de Rauf Denktaş'ın hayatının ele alındığı etkinlikte yaptığı konuşmada, babasını tüm yönleriyle anlatmıştı.

Denktaş, ''Bir evlat için babasını anlatmasının normal koşullarda çok zor olmaması gerek. Ancak bu baba Denktaş ise bu babanın evlatlarının sayısı önceleri yüz binlere, zaman geçtikçe milyonlara ulaşıyorsa böyle bir babayı anlatmak o derecede zorlaşıyor'' demişti.

Annesini küçük yaşta kaybeden babasının, dedesi Hakim Raif Efendi'nin disiplini, onun ve arkadaşlarının milliyetçi söylemleri arasında büyümüş birisi olduğuna dikkati çeken Serdar Denktaş, Rauf Denktaş'ın çok genç yaşta babasını kaybettiğinde kendisini büyük bir yalnızlığın içinde bulduğunu, buna rağmen büyürken edindiği mücadeleci disiplin sayesinde, zor koşullarda yaşamını sürdürerek, İngiltere'de 2. Dünya Savaşı yıllarında avukatlık tahsilini tamamlayarak ülkesine döndüğünü anlatmıştı.

Babasının geçmişinden hiç kopmadığını, ninelerinin, daha doğduğu gün kucağına vererek ''nişanlındır'' dedikleri annesiyle hayatını birleştirdiğini dile getiren Serdar Denktaş, şöyle konuşmuştu: ''Annemle babamın sonradan üçünü kaybettiği 6 çocukları olmuş. Her birinin ayrı bir hikayesiyle. Her birinin ayrı ayrı sevinci ve üzüntüsüyle tanışmış. Oğlu Münir'i kendisi yurt dışında bir toplantıdayken bademcik ameliyatı esnasında kaybetmiş, cenazesine dahi yetişememiş. Küçük kızının rahatsızlığını gidermek için uğraş verirken sırf annemi rahatlatmak adına gitmedik yer bırakmamış. Kıbrıs sorununun yine çok kızışmış olduğu bir anda 35 yaşına varmış büyük oğlunu bir trafik kazasında kaybedince içten yıkılan, ama sürdürdüğü dava nedeniyle bunu dışa yansıtmadan dik durmayı başaran olağanüstü bir insan.''

''Bizi, onun binlerce çocuğundan biri olarak büyüttü''

Babasının evde harcadığı zamanın çok olmadığını, herhangi bir babanın yapacağı gibi kendi çocuklarının dertleriyle, sorunlarıyla, dersleriyle birebir ilgilenemediğini dile getiren Serdar Denktaş, şöyle devam etmişti:

''Hepimiz için sığınılacak bir liman oldu başımız sıkıştığı anda. Lider çocuğuyuz diye arkadaşlarımızdan farklı bir duygu içerisine girmemizi sağlayacak tek bir davranışı olmadı. Bizi onun binlerce çocuğundan biri olarak büyüttü. Varlığı bize her zaman güç verdi ama asla şımartmadı. Küçük yaştan itibaren biliyorduk ki birine bir haksızlık yapsak babamdan azar işiteceğiz. Hakkımızı korumazsak gelip bizim adımıza hakkımızı korumayacağını da bildik hep.''

Babadan ilk tokat

Babasıyla ilgili bazı çocukluk anılarını da anlatan Serdar Denktaş, babasından ilk ve tek tokadı okuldan bir öğretmeninden şikayet mektubu gelince yediğini aktarmıştı.

Serdar Denktaş, babası Rauf Denktaş'ın en büyük üzüntüsünün gençlerin devlete sahip çıkmaması olduğunu vurgulamıştı.

Papadopulos, Denktaş'ın fotoğraf çekmesine kızıyor

Denktaş'ın esprili bir kişiliğe sahip olduğunu, sıkıntılarından sıyrılmak için fotoğraf çektiğini anımsatan Serdar Denktaş, şöyle demişti:

''Ara bölgede Annan Planı tartışmalarının gergin ortamında görüşmeler devam ederken havanın çok sertleştiği bir anda verilen ara esnasında cebinden küçük kamerasını çıkartarak (eski Rum yönetimi lideri Tasos) Papadopulos'un fotoğrafını çekti. Papadopulos, hiç beklemediğimiz bir şekilde itiraz etti fotoğrafının çekilmesine. Biz donmuş durumdaydık. Böyle bir tepki beklemiyorduk çünkü. 'Niye' diye sordu Denktaş. 'Ben eski inançları olan birisiyim' dedi Papadopulos. 'Resmim çekildiğinde ruhumun kameraya hapsedildiğini düşünürüm' dedi. Babamdan cevap gecikmedi. 'Ne yalancısın, seni sigara içerken çektim, karından korktuğun için çekmemi istemedin ama onu da itiraf etmeye korkuyorsun' deyince Papadopulos dahil hepimiz gülmeye başladık. O gerginlik içerisinde (dönemin BM Genel Sekreteri'nin Kıbıs Özel Danışmanı Alvaro) De Soto'nun şaşkın bakışlarını unutmak mümkün değil. Az önce fırsat bulsa birbirini dövecek iki ekip hep birlikte kahkaha atmaktaydı. Bu durum, olayı izleyen yabancıların kolay kolay anlayabileceği bir şey değildi. Tüm yabancı gözlemciler, Denktaş'ın bu tür tavırlarıyla ilgili bilgi sahibi olmasına rağmen, benzeri olayları her yaşadıklarında hayret ve takdirlerini gizlemeyi hiç başaramamışlardı.

(ABD'nin eski Kıbrıs Özel Koordinatörü Rıchard) Holbrooke'un, özel temsilci olarak adaya ilk ziyareti olacaktı. Ünü adaya kendisinden önce gelmişti. Karşısındakini rahatlıkla etki altına alabilen, herkese yukarıdan bakan bir karakteri vardı. Gelen bilgiler Denktaş'ın Holbrooke karşısında zorlanacağı doğrultusundaydı. Nihayet beklenen an geldi ve Holbrooke adaya gelerek Denktaş'ı Cumhurbaşkanlığı'nda ziyaret etti. Ben kendisini Dışişleri Bakanı olarak odaya aldım ve biraz sonra odaya Denktaş girdi. Elinde rulo halinde bir kağıt. İlk hoşbeşten sonra Holbrooke'a dönerek 'tam adınızı alabilir miyim' diye sordu. Holbrooke, tam adını söyleyerek ardından da sebebini öğrenmek istediğini söyledi. Cevap gene ilginçti; 'Bu elimdeki kağıtta bugüne kadar önümden geçen özel temsilcilerin ve genel sekreterlerin adı yazılıdır sırayla. En altına da sizin adınızı yazacağım' diyerek rulo kağıdı açmaya başladı.

O odaya büyük bir hava ile giren Holbrooke, o an çetin bir cevizle karşı karşıya olduğunu anlamış ve zaten kısa bir süre sonra da görevi iade etmişti.''

Rauf Denktaş'ın, gurur duyduğu babası olduğunu vurgulayan Serdar Denktaş, ''Bu Denktaş, Kıbrıslı Türkün dik duruşunun temsilcisi bir Kıbrıslı Türk. Bu Denktaş, işte hepimizin gururu. Gerginliği istediği an yumuşatabilecek kabiliyete sahip, karşısındakinde ister istemez saygı uyandıran, davasına yönelik tehdide karşı sert, ama kendi içinde yumuşak, sevecen, esprili, şefkatli bir baba'' demişti.

''Üç kez ölümden döndü''

Rauf Denktaş'ın geçen yıl 24 Mayıs'ta rahatsızlandığını anımsatan Serdar Denktaş, bu süre içinde babasının üç kez ölümden döndüğünü, direnciyle herkesi defalarca şaşırttığını söylemişti.

Serdar Denktaş, şöyle konuşmuştu:

''Solunum cihazına takılı olduğu günlerde çok zor bir gece geçirmiştik. Sabah erken saatlerde odasına girdiğimde ağzında solunum boruları ile dimdik otururken kendisini gördüğümde parlayan gözlerle yüzüme bakarak 'bunu da yendim' der gibiydi. En halsiz halinde 'Hristofyas ile Eroğlu bugün görüştü, sonucunu öğrenmek ister misin' diye sorduğumda nasıl bir anda canlandığını gördüm. Ankara'da olduğumuz günlerde sıkıldığını görünce 'ne yapmak istersin' diye sordum. 'Burası da vatan orası da vatan. Ama memleketime gitmek isterim' dediğinde bunu bir an önce yapmamız gerektiğine inandım. Bugün çok şükür kendi evinde, kah masasında kah oturma odasında torunları ile sevenleri ile konuşuyor ve yine esprilerini yapıyor.''

Babasının, ''Hz. azraili gücendirdim herhalde çoktandır uğramıyor'' diyerek, haftada bir gün bölgeleri gezmek istediğini belirten Serdar Denktaş, ''Bunun için Allah'a şükrediyoruz. Onun yaşadığı her gün bizim için Allah'ın bir lütfu, bir hediyesidir'' diye konuşmuştu. (Kaynak: kanalabaher.com) AA

2 Ocak 2012 Pazartesi

Başkent Astana’daki Yesil Nehri kıyısında hazırlanan havai fişek gösterisi


TürkBirDev HABER, 1 Ocak 2012


Siz değerli arkadaşlarımızın yeni yılını candan kutlar, 2012'de sağlık, mutluluk VE TürkBirDev olmak yolunda başarılarıMızın devamını dileriz.

Sefer Özdemir


HABER BAŞLIKLARI

- Bakü, adeta binbir gece masallarındaki kentlere döndü.

- Azerbaycan, yeni yılı Hazar Denizi kıyısında karşıladı

- 2011'i geride bırakan Kazakistan, yeni yılı coşkuyla karşıladı

- Kazakistan Başbakanı Masimov'dan Türkçe yeni yıl mesajı

- Kırgızistan'da Yeni Yıl Çoşkusu

- Bişkek’te Yeni Yıl Programı

- Eroğlu, yeni yıl dolayısıyla yaptığı 2011 yılı durum değerlendirmesi

- Kerimov’dan 10 bin çocuğa yeni yıl hediyesi

- Gül'den yılbaşı mesajı: "2012 zor bir yıl olacak"

- Türkmenistan, yeni yıla coşkuyla girdi


HABER AYRINTI:

http://www.facebook.com/groups/TurkBirDevTT/?ref=ts

http://www.turkbirdev.org

Azerbaycan'ın başkenti Bakü renklendi. Yeni yıl ışıklandırmalarıyla dikkat çeken Bakü, adeta binbir gece masallarındaki kentlere döndü.

Bakü kent merkezi son 3 yılda hızlı değişim yaşadı.

Aslına uygun restore edilen binalar ışıklandırıldı.

Yeni yılın yaklaşması bu ışıltıyı daha da artırdı.

Işıl ışıl kentte, alışveriş merkezleri ile dükkanlar akşamları da yoğun...

Parklar ve meydanlardaki ışıltıya Azerbaycan'da Şahta baba olarak adlandırılan Noel Babalar ve kar kızlar da katıldı.

İnanışa göre Kar kız, Şahta babanın torunu...

Bembeyaz kıyafetiyle meleği sembolize ediyor...

Yeni yılın sembolü Şahta baba ile kar kızlara ilgi yoğun...

Azerbaycan'da yeni yıl bayram olarak kutlanıyor. Beş gün tatil yapılıyor.

(Kaynak: trtturk.com.tr)


Azerbaycan, yeni yılı Hazar Denizi kıyısında karşıladı

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de yeni yıl kutlamalarının adresi Hazar Denizi kıyısındaki park oldu. Parka toplanan 7'den 70'e Bakü halkı, 2012'nin girmesi ile başlayan havai fişek gösterisini izledi. Parka toplananlar hatıra fotoğrafı çektirirken, gençler de dans ederek eğlendi. Hazar kıyısındaki parkta yeni yıl süsleri ve ışıklandırmalar ise renkli görüntüler oluşturdu. 31 Aralık'ta Dünya Azerbaycanlılar Dayanışma Günü'nün kutlandığı Azerbaycan'da yeni yıla girilmesiyle birlikte coşku bir kat daha arttı. On binlerce kişi, saatlerin 00.00'ı göstermesiyle Hazar kıyısındaki Milli Park'ta gerçekleştirilen havai fişek gösterilerini izledi. (Kaynak: skyturk.net)


2011'i geride bırakan Kazakistan, yeni yılı coşkuyla karşıladı.

Başkent Astana’daki Yesil Nehri kıyısında hazırlanan havai fişek gösterisi de ilgiyle izlendi. Astana'da bu yıl ani sıcaklık değişikliklerinden dolayı buz şehri kurulmayınca, halkın büyük bölümü de yeni yılı evlerinde karşılamayı tercih etti. (Kaynak: f5haber.com)


Kazakistan Başbakanı Masimov'dan Türkçe yeni yıl mesajı


ASTANA- Kazakistan Başbakanı Karim Masimov, 2012 yılı dolayısıyla dört dilde kutlama mesajı yayınladı

Kazakistan Başbakanı Karim Masimov, 2012 yılı dolayısıyla dört dilde kutlama mesajı yayınladı.Kazakistan Başbakanı Karim Masimov, twitter hesabından; Kazakça, Rusça, Türkçe ve Arapça yayınladığı mesajında halkın yeni yılını kutladı. Başbakan Massimov Türkçe mesajında,' Herkesi gelmekte olan yeni yılınızla kutluyorum! Mutluluk, iyi şanslar ve sağlık dilerim.'dedi. Ttwitter'da 25 bin kişinin takip ettiği Başbakan Masimov, Kurban Bayramı'nda da Türkçe kutlama yayınlamıştı. (Kaynak: medya73.com)


Kırgızistan'da Yeni Yıl Çoşkusu

Kırgızistan, yeni yıla büyük bir coşkuyla girdi.

Kırgızistan, yeni yıla büyük bir coşkuyla girdi.

Saatlerin 00.00'ı göstermesiyle birlikte başkent Bişkek'teki Ala-Too Meydanı'nda havai fişek gösterileri yapıldı. Dakikalarca süren havai fişek gösterileri, vatandaşların büyük beğenisini toplarken, insanlar sokaklarda sevinç çığlıkları attı.

Noel Baba ve Noel Anne kılığına giren iki kişi, dünya halklarının yeni yılını kutlarken ve herkese sağlık, mutluluk ve barış diledi. Kırgızistan'da yeni yıl etkinliklerinin gece boyunca devam edecek.


Bişkek’te Yeni Yıl Programı


Bişkek’te Belediye Başkanı İsa Ömürkulov’un katılımıyla yeni yıl programı gerçekleşti.

Yeni yıl arifesinde Bişkek belediyesi tarafından düzenlenen geleneksel faaliyet, Maldıbayev adını taşıyan Opera ve Bale Tiyatrosu’nda yapıldı.

Bayram faaliyetinde “Kırgızistan çocukları” yaratıcılk şehir merkezi topluluğu ve “Taberik” çocuk müzik tiyatrosu “Altın sandık” yeni yıl masalı temsili ile katıldı.

Ömürkulov, Bişkek sakinlerini yeni yılı ile kutladı ve herkese mutlu bir yeni yıl bayramı diledi. (Kaynak: kabar.kg/tur/)


Eroğlu, yeni yıl dolayısıyla yaptığı 2011 yılı durum değerlendirmesi

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, yeni yıl dolayısıyla yaptığı 2011 yılı durum değerlendirmesinde, umudunun özellikle yürütmenin seçimi ve mülkiyet konularında Rum tarafının 2012 yılı başında Birleşmiş Milletler (BM) parametreleri içerisine geri dönmesi ve uzlaşmacı şekilde davranması olduğunu söyledi.

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, yeni yıl dolayısıyla yaptığı 2011 yılı durum değerlendirmesinde, umudunun özellikle yürütmenin seçimi ve mülkiyet konularında Rum tarafının 2012 yılı başında Birleşmiş Milletler (BM) parametreleri içerisine geri dönmesi ve uzlaşmacı şekilde davranması olduğunu söyledi. Eroğlu, "Artık tüm aktörler, bu sorunun en erken zamanda çözülmesini ve müzakerelerin ucu açık şekilde devam edilemeyeceğini belirtiyor." dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajda, sağlık ve mutluluk dileklerinde bulundu ve "22 - 24 Ocak tarihleri arasında New York yakınlarındaki Green Tree'de Kıbrıs konusunda gerçekleştirilecek zirve öncesinde sizlere yeniden hitap edeceğim ancak yeni yıl vesilesi ile kısa bir durum değerlendirmesi yapmakta fayda görüyorum" ifadelerini kullandı.

2011 yılına müzakere sürecinde BM Genel Sekreteri başkanlığında yapılan ve kendilerinin önerileriyle ortaya çıkan üçlü zirve toplantılarıyla girdiklerini anımsatan Eroğlu, "Önemli bir kalp ameliyatı geçirmeme rağmen Ocak'ta yapılan Cenevre zirvesine de en iyi şekilde hazırlanarak katıldık. 2011 yılında biri Temmuz diğeri ise Ekim ayında olmak üzere üç tane üçlü zirve görüşmesi yapılmış ve müzakere süreci ileriye taşınmıştır" diye devam etti.

"TÜM AKTÖRLER SÖYLÜYOR"

"Umudum özellikle yürütmenin seçimi ve mülkiyet konularında Rum tarafının 2012 yılı başında BM parametreleri içerisine geri dönmesi ve uzlaşmacı şekilde davranmasıdır." diyen Eroğlu, artık tüm aktörlerin bu sorunun en erken zamanda çözülmesini ve müzakerelerin ucu açık şekilde devam edemeyeceğini söylediğini ifade etti.

Eroğlu, bu anlayış ve müzakerelerin Rum tarafının AB dönem başkanlığı öncesinde artık sonuçlanması gerektiği yönündeki yaklaşımın 2011 yılında iyice yerleştiğine işaret ederek, "Önümüzde çok uzun olmayan bir süre vardır ve Genel Sekreter'e verilen söz çerçevesinde bu sorunun çözümüne odaklanmamız gerekmektedir." dedi.

MÜZAKERELERDE ÇÖZÜM İÇİN SONUNA KADAR ZORLAYACAĞIZ

Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafı olarak 2011 yılında neredeyse masadaki tüm konularda sürekli olarak yapıcı öneriler ortaya koyduklarını belirtti. Bu şekilde BM'ye de yardımcı olmaya çalıştıklarını ve bu tavırlarını, önümüzdeki haftalarda da sürdüreceklerini ve bir sonuç alarak Kıbrıs Türk halkının içinde bulunduğu bu belirsizliği ortadan kaldırmak için süreci zorlamaya devam edeceklerini söyleyen Eroğlu, "Biz bu sürecin tutsağı olmak istemiyoruz."sözlerini aktardı.

ANAVATAN TÜRKİYE'DEN GELECEK SU, KKTC'NİN KADERİNİ DEĞİŞTİRECEK

Anavatan Türkiye ile yakın çalışma içerisinde yeni bir ekonomik işbirliği protokolü imzalanması gerektiğini dile getiren Eroğlu, 2014 yılı Mart ayında Türkiye'den gelecek 75 milyon metreküp suyun, eğer gerekli çalışmaları yapılır, hazırlıklı olunursa Kıbrıs Türkü'nün hatta Ada'nın kaderini olumlu yönde etkileyeceğini belirtti. (Kaynak: sondakika.com)


Kerimov’dan 10 bin çocuğa yeni yıl hediyesi


TAŞKENT - Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov, yeni yıl dolayısıyla yardım ve bakıma muhtaç 10 bin 350 çocuğa yeni yıl hediyesi verdi.

Maliyeti cumhurbaşkanı fonundan karşılanan hediyeler uçak ve araçlarla Karakalpakistan Özek Cumhuriyeti ve diğer 11 vilayete gönderildi.

12 ayrı kırtasiye ve tatlı ağırlıklı 14 ayrı yiyecek kaleminden oluşan hediyeler, yeni yıl arifesinde Kerimov'un hediyesi olarak çocuklara takdim edilecek.

Hediyeler daha çok düşük gelirli, yetim ve özürlü çocuklara verilecek. Özel çantalara yerleştirilen hediyelerin dağıtıldığı okullarda törenler düzenlenecek. (Kaynak: cihan haber)

Gül'den yılbaşı mesajı: "2012 zor bir yıl olacak"


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bir yeni yıl mesajı yayımlayarak 2012'nin dünyada ekonomik ve siyasi açıdan zor bir yıl olacağını belirterek dayanışmanın her zamankinden daha fazla önem taşıyacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, yeni yıl dolayısıyla bir mesaj yayımlayan Gül, 2011'in acı olaylar ve güzel gelişmelerle geride kaldığını, umut ve heyecanla yeni bir yılı karşıladıklarını ifade etti.

Gül, yeni yılın millete ve tüm dünyaya barış, huzur, refah getirmesini, insanlığın karşı karşıya bulunduğu sorunların çözüme kavuşturulmasını diledi.

Cumhurbaşkanı Gül, 2011'in Türkiye açısından yoğun bir gündemle geçtiğini, dünyada ve Türkiye'de önemli gelişmeler yaşandığını ifade etti.

Bölgede başlayan yapısal değişim hareketlerinin, demokrasinin vazgeçilmezliğini bir kez daha ortaya koyarken, dünyanın istikametine de yeni bir şekil verdiğini anlatan Gül, şunları kaydetti:

"Yeni uluslararası düzene geçişin sancılarıyla birlikte, dünyada baş gösteren ekonomik ve siyasi çalkantılar tüm ülkeleri etkilerken, Türkiye, sahip olduğu değer ve kazanımlar sayesinde yoluna emin adımlarla devam etmiştir. Uzun yıllar ihmal edilen reformlar, evrensel değerlerin ışığında hayata geçirilmiştir. Ülkemizin görünürlüğü ve etkisi artmıştır.

Dolayısıyla bugün ekonomisiyle, gerçekleştirdiği dönüşümlerle, ileri standartlarıyla, demokratik rejimiyle, uluslararası alandaki aktif ve yapıcı tutumuyla, yumuşak gücüyle siyasi değeri artan, dünyanın parlayan yıldızı olarak gösterilen bir ülkede yaşamanın haklı gururu içindeyiz. Türkiye'nin yükselen gücü, tüm dünyada ilgiyle ve dikkatle takip edilmektedir. Bu başarı, geçmişten gelen birikimlerin, daima onur duyduğumuz köklü tarihimizin ve büyük bir öz güvenin yansımasından başka bir şey değildir."

-"Öncelikler belli"-

Cumhurbaşkanı Gül, dünyanın içinde bulunduğu sürecin, 2012'nin ekonomik ve siyasi bakımdan zor bir yıl olacağını gözler önüne serdiğini vurgulayarak, "Ülkemizin çevresinde gelişen önemli siyasi olaylar ve çalkantılar dikkate alındığında, 2012'nin Türkiye'yi meşgul eden, yoğun bir yıl olarak geçeceği kanaatindeyim. Bu nedenle enerjimizi, çevremizdeki gelişmeleri ülkemiz açısından olumlu doğrultuda yönlendirmek için harcamamız ve kendi içimizde dayanışma halinde olmamız şüphesiz her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

Geleceğin Türkiye için büyük umutlar vaat ettiği inancında olduğunu vurgulayan Gül, Türkiye'nin önümüzdeki süreçteki öncelikleri ve yapması gerekenlerin belli olduğunu ifade etti. Gül, Türkiye'nin dinamizmi ve yakaladığı gelişme ivmesinin yanı sıra bu konuda toplumda büyük bir konsensüsün bulunmasının, bu inancını kuvvetlendirdiğini kaydetti.

Türk ekonomisinin son yıllardaki performansıyla göz doldurduğunun altını çizen Gül, Türkiye'nin bu yönüyle başarılı bir örnek oluşturduğuna işaret etti.

Gül, bununla birlikte aşırı öz güven içerisine girmeden, alınması gereken tedbirlerin bilinciyle hareket edilmesinin önem taşıdığını belirtti.

-Terörle mücadele ve yeni anayasa-

Cumhurbaşkanı Gül, terörle mücadelenin önümüzdeki süreçte de taviz verilmeksizin her alanda sürdürüleceğini vurguladı. Terörle mücadele devam ederken, vicdanlara ters gelen sorunların da öz güvenle çözüme kavuşturulmasının önemli bir zorunluluk olduğuna işaret eden Gül, "Milletimizin birlik ve bütünlüğünün muhafazası, büyük hedeflerimizin gerçekleştirilebilmesinin mihenk taşını oluşturmaktadır" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin başlattığı sivilleşme ve demokratikleşme adımlarının en önemli ayağının yeni bir anayasa olduğunu belirten Gül, 2012 yılında yeni anayasa çalışmalarının nihayete erdirilmesinin halkın genel beklentisi olduğuna dikkati çekti. Gül, toplumun tüm kesimlerini kucaklayan demokratik, özgürlükçü ve çoğulcu bir anayasanın, Türkiye'nin istikrar içinde ilerlemesinin de yolunu açacağını kaydetti.

Türkiye'nin AB'ye üyelik hedefinden hiçbir zaman vazgeçmediğini, daima samimiyetle gayret gösterdiğini anlatan Gül, AB müktesebatına uyum amaçlı reformların 2012 yılında da kararlı şekilde devam ettirileceğini belirtti.

Gül, demokratik standartların, hukuk standartlarının daha da yükseltilmesine, özgürlüklerin daha da genişletilmesini öngören reformlara daima önem ve öncelik verileceğini de ifade etti.

Cumhurbaşkanı Gül, ekim ayında Van'da meydana gelen depremde kaybedilen vatandaşların üzüntüsünün yüreklerinde olduğunu dile getirerek, Van'ın yeniden ayağa kalkması için çalışmaların büyük bir çabayla sürdürüldüğünü anımsattı.

Cumhurbaşkanı Gül, deprem sırasında birbirine ne kadar sıkı bağlarla bağlı olduğunu bir kez daha gösteren milletin, bu sıkıntıları da aşacağını belirtti.

-"Çok çalışır ve inanırsak ulaşamayacağımız hedef yok"-

"Elbette ki Türkiye hiçbir sorunu olmayan bir ülke değildir" ifadesine yer veren Gül, şöyle devam etti:

"Sorunlarımızın farkındayız. Bunları çözmek için güçlü bir irade sergilenmektedir. Bütün kurumlarımız Türkiye'nin daha da gelişmesi, demokratikleşmesi için iş birliği içinde hareket etmektedir. Çok çalışırsak ve başaracağımıza inanırsak ulaşamayacağımız hedef yoktur. Gerekli irade, azim ve cesareti gösterebildiğimiz takdirde, yarının daha güçlü, daha huzurlu, daha müreffeh, bölgesine ve uluslararası sisteme yön veren Türkiye'sini el birliğiyle inşa edeceğimizden şüphe duymuyorum. 2011 yılında kaydettiğimiz ilerlemeler, ülkemizin geleceğinin ne kadar parlak olduğunu gösterir mahiyettedir. Şunu ifade etmek isterim ki önümüzdeki yıllarda, ülkemizin daha güzel başarılara imza attığına şahit olacağız ve millet olarak bunun gururunu hep beraber yaşayacağız.

Yeni bir yıla girerken insanlar, ülkeler ve milletler arasındaki ilişkilerde barışın, huzurun ve güvenin egemen olması, karşılıklı saygı, anlayış ve hoşgörünün düşmanlıklara, nefrete ve ön yargılara galip gelmesini umut ediyorum. Daha güçlü, daha müreffeh bir Türkiye'ye ulaşmak dileğiyle, değerli vatandaşlarımızın yeni yılını tebrik ediyor, selam ve sevgilerimi sunuyorum." (Kaynak: cnnturk.com)


Türkmenistan, yeni yıla coşkuyla girdi


Türkmenistan, 2012'ye ülke genelinde düzenlenen muhteşem yeni yıl kutlama törenleriyle girdi.

Günler öncesinden hazırlıkların başladığı yeni yıl kutlama etkinliklerinin renkli görüntülere sahne olduğu Türkmenistan'da halk, dev çam ağaçlarının dikildiği alanlara akın etti. Ülkedeki 5 vilayette düzenlenen yeni yıl kutlamaları aynı anda canlı verilirken, Türkmen sanatçıları halkı coşturdu.

Yeni yıl öncesinde 5 vilayetteki ak sakallı yaşlılar ve çocuklar Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov ve Türkmen halkının yeni yılını kutladı. Devlet televizyonunda, başkanlık sarayı girişinde bir yeni yıl ağacı önünde görünen Berdimuhammedov da Türkmen halkına seslenerek, mutlu yıllar diledi.

Başkent Aşkabat'taki Anayasa binası önünde düzenlenen kutlamalara binlerce kişi katıldı. Yeni yıla girildiğinde Türkmen milli marşının okunması ve havai fişek gösterisiyle coşku doruk notasına çıktı. (Kaynak: medyarazzi.com)