28 Mayıs 2011 Cumartesi

28 mayıs 1918’de Azerbaycan Cumhuriyetinin kurucusu Mehmet Emin RESULZADE

http://www.turkbirdev.info, http://turkbirdev-temsilcilikler.blogspot.com


Azerbaycan Cumhuriyet Günü Coşkuyla Kutlanıyor

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ”Azerbaycan Cumhuriyet Günü” dolayısıyla dün yabancı devlet temsilcilerine ve Azerbaycanlı devlet adamlarına ”Buta Sarayı”nda resepsiyon verdi.

Cumhurbaşkanı Aliyev, resepsiyonda yaptığı konuşmada, 1918 yılında kurulan ”Azerbaycan Halk Cumhuriyeti”nin varisinin bugün bağımsızlığını devam ettiren Azerbaycan Cumhuriyeti olduğunu söyledi.
Türkiye’nin Bakü Büyükelçisi Hulusi Kılıç da yayımladığı kutlama mesajında, Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin doğuda kurulan ilk cumhuriyet olduğu, kurulan cumhuriyetin tarihin sayfalarına altın harflerle yazıldığını ifade ederek, bugünün bütün Türk dünyasının gurur günü olduğunu belirtti.
Azerbaycan Cumhuriyeti Günü etkilikleri kapsamında Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerine mensup askerler, Bakü caddelerinde yürüyüş töreni yaptı. Vatandaşlar askeri törene yoğun ilgi gösterdi, bazı vatandaşlar ”en büyük asker bizim asker” diye bağırdı ve ellerinde Azerbaycan bayrakları taşıdı. Tören, Azatlık Meydanı’nda komutanları selamla töreniyle son buldu.


Azerbaycan Halk Cumhuriyeti, Mehmet Emin Resulzade’nin öncülüğünde 28 Mayıs 1918 yılında Tiflis’te kurulmuştu.
Başkentini Azerbaycan’ın Gence kenti olarak belirleyen ”Azerbaycan Halk Cumhuriyeti”, Rusların Azerbaycan’ı işgal etmesi nedeniyle 1920 yılında yıkılmış ve ülke Sovyetler Birliğine katılmıştı.
Resulzade’nin kurduğu ”Azerbaycan Halk Cumhuriyeti”, doğuda kurulan ilk cumhuriyet olma özelliğini de taşıyordu. (AA Bakü)

İÇTİMAİ PALATA TEBRİK ETTİ

İctimai Palata 28 May Respublika Günü münasibəti ilə Azərbaycan xalqını təbrik etdi. Təbrikdə deyilir:

“Əziz həmvətənlər! 28 May Respublika Günü münasibəti ilə hər birinizi təbrik edirik. Xalqımızın şərəf və qürur mənbəyi olan Azərbaycan Xalq Cümhuriyyəti dünya tarixinin ən demokratik dövlətlərindən biri, türk-müsəlman Şərqinin ilk parlament respublikası idi.
Respublika tipli demokratik dövlət idarəçiliyi formasının ilkin yayılmağa başladığı bir zamanda yaranmış Xalq Cümhuriyyəti xalqımızın ən qədim dövlətçilik ənənələrinin, siyasi mədəniyyət irsinin qanunauyğun davamı idi. İstiqlal tarixi min illərlə hesablanan, müstəqil yaşamaq ənənələrinə malik olan xalqımız tarixinin ən ağır dönəmlərində belə köləlik və ədalətsizliklərə yenilməmiş, heç bir ekspansiya və irtica onun müstəqillik əzmini məhv edə bilməmişdir.
Son dərəcə ağır ictimai-siyasi bir dönəmdə – 27 may 1918-ci ildə Azərbaycanın ilk parlamenti – Milli Şura yaradıldı, mayın 28-də isə Milli Şuranın tarixi iclası keçirilərək İstiqlal Bəyannaməsi qəbul edildi. İstiqlal Bəyannaməsi Şərqdə ilk olaraq ən demokratik respublika idarə üsulunun – parlament respublikası yaradılacağından xəbər verirdi. Bununla da Cümhuriyyət xadimləri Azərbaycanda parlament mədəniyyətinin əsasını qoydular. Beləliklə, Azərbaycanın şimalında 100 ildən artıq davam etmiş istiqlal mübarizəsi nəticəsində çox mürəkkəb bir tarixi şəraitdə müstəqil dövlətçilik ənənəsi yenidən bərpa edildi və Azərbaycanın başında xalqın seçdiyi parlament durdu.


Respublikaçılıq, xalq idarəetməsi və demokratiya Azərbaycan xalqının yaşam şərti olduğundan amansız rus-bolşevik işğalı belə bu milli əzmi sarsıda bilmədi. 1988-ci ildən başlayan milli-azadlıq hərəkatı nəticəsində Xalq Cmhuriyyətinin varisi olan Azərbaycan Respublikası yenidən bərpa olundu. Bugünkü ictimai-siyasi şərait xalqımızı bu şanlı tariximizə daha sıx sarılmağı, demokratiya, hüquqi dövlət, açıq cəmiyyət, azad söz uğrunda daha candan mübarizə aparmağı və bu mübarizəmizin də uğurla başa çatacağını qətiyyətlə diktə edir.
Bütün həmvətənlərimizi Respublika Günü münasibətilə bir daha təbrik edir və xalqımızın illərdən bəri davam edən demokratiya və ərazi bütövlüyü mübarizəsində böyük qələbələr arzu edirik”. (Kaynak: gazeteci.com.tr)

Kazakistan'ın bağımsızlığının 20.yılında ilkler ödüllendirildi

28-05-2011 20:50
İSTANBUL (CİHAN)- Kazakistan'ın bağımsızlığının 20. yılında ilkler ödül aldı. İstanbul Kongre Merkezi'nde bugün düzenlenen 1.Türk Üniversite Sektörü Zirvesi'nin onur konuğu olan Kazakistan'ın ilkleri, ...








İSTANBUL (CİHAN)- Kazakistan'ın bağımsızlığının 20. yılında ilkler ödül aldı. İstanbul Kongre Merkezi'nde bugün düzenlenen 1.Türk Üniversite Sektörü Zirvesi'nin onur konuğu olan Kazakistan'ın ilkleri, Türkiye'de ilk Rusça yayınlanan Bosfor Gazetesi tarafından ödüllendirildi.

Ödüle layık görülenler arasında yer alan 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ın ödülünü eşi Semra Özal Kazakistan'ın Ankara Büyükelçisi Canseyit Tümebayev'in elinden aldı. Semra Özal, ödül töreninde yaptığı kısa konuşmasında, bağımsız olmadan önce de Turgut Özal ile birlikte Kazakistan'ı ziyaret ettiklerini aktardı. Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbaye'in Türkiye ziyaretinde kendisinin misafir ettiğini ve çok sıcak ilişkiler kurdukalrını dile getirdi. Törende duygulanan Semra Özal, "Keşke Turgut Özal da bugünleri görseydi" dedi.

Kazakistan'ın Ankara Büyükelçisi Tümebayev ise ödül töreninde Kazak - Türkiye ilişkilerinin gelişmesinde Turgut Özal'ın büyük katkısının olduğunu vurguladı. Bu ilişkilerin şu anda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından başarılı bir şekilde devam ettirildiğini dile getirdi. Kazakistan -Türkiye ekonomik ilişkilerinin giderek geliştiğini, iki ülke ticaret hacminin 3 milyar 200 milyon dolara ulaştığını kaydetti .

Ödüle alanlar arasında yer alan eski turizm bakanlarından Bülent Akarcalı ise konuşmasında Turgut Özal'ın vizyonuna vurgu yaptı. Akarcalı" Türkiye'nin önünü açan Özaldır. Kazakistan'ın gelişmesini görünce, Turgut Özal'ın vizyonunu görüyorum." ifadelerini kullandı.

Daha sonra ödülünü almak için kürsüye gelen Kazak- Türk İşadamları Derneği (KATİAD Başkanı Zeki Pilge ise Kazakistan'da 18 senedir yaşadığını hatırlatarak, bu ülkenin kazandığı ekonomik, kültürel ve siyasi başarılarını aktardı.

Pilge: " Kazakistan'da 20 yıllık bir tecrübem var. Kazak dostlarımız az zamanda çok iş başardılar. Öncelikle serbest ekonomik modelini seçtiler. Yabancı sermeyeye kapılarını açtılar ve başarılı oldular. Bizim 30 yılda gerçekleşitremediğimiz özelleştirmeyi, onlar 2 yılda başardılar. Kazakistan ak akçe kara gün içindir diyerek, petrol gelirlerinin bir kısmını ulusal fona aktardı. Bu fonda şu an 60 milyar dolar birikti. Kazakistan'ın en büyük şansı Nursultan Nazarbayev gibi bir lidere sahip olmasıdır".

Söz konusu gazete TRT ve Ziraat Bankası'na da ilkler ödülünü verdi. (Kaynak: haberalemi.net)


Avrupa'dan Kırgızistan'a 16.7 milyon dolar kredi



Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te, ülkenin güney Oş ve Celalabad kentlerinde su temini ve şehrin kanalizasyon rehabilitasyon projelerin hayata geçirilmesi için Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile Maliye Bakanlığı arasında 16 milyon 700 bin dolarlık bir kredi anlaşması imzalandığı bildirildi. Maliye Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile Maliye Bakanlığı arasında kredi anlaşması imzalandığı belirtildi. Açıklamada, söz konusu 16,7 milyon dolarlık kredi tutarının 9 milyon 900 bin dolarlık bölümünün İsveçre tarafından karşılıksız olarak sağlanacağı kaydedildi. (Kaynak: yenicaggazetesi.com.tr)



Geçmiş olsun


Ömer BİLGE, 28 Mayıs 2011


Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, beyin damarlarından birinin tıkanmasının ardından kısmi felç geçiren ve akciğerlerinde oluşan ödem (zatürre) nedeniyle durumu ağırlaşan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a, GATA’dan konularında uzman 6 kişilik tabip heyeti gönderdi ve durumunu yerinde kontrol ettirdi.


Ambulans uçakla önceki gün Lefkoşa’ya gelen Tabip Albay Yaşar Kütükçü hastaneden ayrılırken, “Denktaş’ı ziyaret ettik. Durumunu gördük. Ve gerçekten emin ellerde olduğunu şu anda gönül rahatlığıyla söyleyebiliyoruz. Ailesi ve herkese geçmiş olsun” dedi. Denktaş’ın akciğerleriyle ilgilenen göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Finn Rasmussen de, “Zor bir 24 saat geçirdik ama bugün iyi haber vermekten mutluyum. Kendi kendine soluyabiliyor. Makine desteğinden önümüzdeki günlerde kurtarmayı planlıyoruz” dedi.

m Koşaner teğmendi 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda, Rum ve Yunan birlikleriyle 5 Parmak Dağları’nda en şiddetli çatışmalara giren komando birlikleri içinde, teğmen rütbesiyle savaşan Işık Koşaner, 2002-04 döneminde de Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı’nı yürüttü. 87 yaşındaki Denktaş, 2003 yılında ABD’de kalp ameliyatı geçirdikten sonra döndüğü adada nekahat döneminde rahatsızlanmış, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök de Koşaner gibi ambulans uçak göndererek, KKTC eski Cumhurbaşkanı’nı Ankara GATA’da tedavi ettirmişti.

Telefon yağmuru Denktaş’ı başta Cumhurbaşkanı Gül ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olmak üzere, eski Cumhurbaşkanları Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Lideri Devlet Bahçeli, CHP eski Lideri Deniz Baykal bizzat telefonla aradı. Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner sürekli bilgi aldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da geçmiş olsun mesajı gönderdi. (Kaynak: hurriyet.com.tr)



Özbekistan televizyonu: Türkiye yatırımları ezeli dostluğun ifadesi


Özbekistan televizyonu, Özbekistan’da faaliyet gösteren Türk şirketleriyle ilgili program yayımladı. Özbekistan devlet televizyonun birinci kanalından yayımlanan yaklaşık sekiz dakikalık değerlendirme içerikli bültende, Özbekistan’da faaliyet gösteren değişik Türk şirketlerinin çalışmalarına yer verildi. Devlet televizyonu, burada faaliyet gösteren Türk şirketlerinin yatırımlarını ‘iki ülke arasındaki ezeli dostluğun ifadesi’ olarak gösterdi. ‘Ezeli dostluğun ifadesi’ ismiyle yayına konulan programda, Özbekistan’ın bağımsızlıktan sonra işbirliği kurduğu 120 ülkeden birinin de Türkiye olduğu ve Türkiye ile olan işbirliğinin istikrarlı şekilde geliştiği dile getirildi. Özbekistan’da yabancı yatırımcılara tanınan imtiyazların, Türkiye’den de çok sayıda yatırımcıyı çektiği ve hali hazırda Özbekistan’da 300 dolayında Özbek-Türk ortaklı şirketinin faaliyet gösterdiği aktarıldı. İki ülke arasındaki dostluğun yanı sıra kültürel ve ekonomik alanda da işbirliğinin gelişmesinde Özbek-Türk İşadamları Derneği(UTİD)’in ayrı bir katkısı olduğu belirtildi. Konuyla ilgili Özbekistan Televizyonu’na konuşan UTİD Genel Sekreteri Cedide Balabekova, iki ülke arasındaki yıllık ticaret hacminin bir milyar dolara dayandığını kaydetti. Haber programında, ülkedeki Türk yatırımının daha çok tekstil alanında yoğunlaştığı ve bu alanda Türk şirketlerinin ihracata dönük önemli çalışmalarının olduğu aktarıldı. Programda, Türk iş yerlerinde çok gelişmiş teknolojik cihazların olduğu, bu iş yerlerine alınacak işçilerinin ilk başta kısa bir eğitim sürecine tabi tutulduktan sonra kabul edildiğine dikkat çekildi. Televizyona konuşan yerli bir çalışan ise bin dolayında işçinin çalıştığı tekstil şirketlerinin entegre bir tesis olduğunu, tesise gelen pamuk lifinin bazı aşamalardan geçerek iplik, kumaş veya hazır giyim şeklinde çıktığını kaydetti. Haber programında, Türk şirketlerinin Özbekistan’da ağırlıkta faaliyet gösterdiği bir diğer alanın ise inşaat sektörü olduğu ve başkent Taşkent’in önemli birçok otel ve banka binasının inşasında Türk şirketlerinin imzası olduğuna vurgu yapıldı. Televizyon mikrofonuna konuşan bir Türk inşat şirketi yetkilisi Ahmet Keskin ise “Burada bize sağlanan çalışma ortamından duyduğum memnuniyeti dile getirmek istiyorum. Amacımız daha yeni modern binalar inşa etmek ve Özbekistan’ın kalkınmasına destek olmaktır.” dedi. CİHAN (Kaynak: haberdar.com)


Türkmenistan Petrol Konseyi'ne gözlemci olacak


Dünya Petrol Konseyi (WPC) Başkan Yardımcısı Anatoli Zolotuhin, Türkmenistan’ın bu konseye gözlemci olarak katılacağını kaydetti. Zolotuhin, merkezi Londra’da bulunan Dünya Petrol Konseyi’nde Türkmenistan’ı da aralarında görmek amacıyla üyelik davetinde bulunduklarını ifade etti. Rus yetkili, Türkmenistan’ın şu an bu konseye gözlemci olarak katılmak istediğini belirtti. Türkmenistan’ın enerji kaynakları bakımından zengin bir ülke olduğunu ifade eden Zolotuhin, bu ülkenin önemli enerji ihracatçısı konumuna geldiğini bildirdi. Türkmenistan, Rusya, İran ve Çin’e doğalgaz satıyor. Türkmenistan’ın 24,6 trilyon metreküp doğal gaz ve 20,8 milyar ton petrol rezervine sahip olduğu tahmin ediliyor. (Kaynak: yenicaggazetesi.com.tr)


17 Mayıs 2011 Salı




Eurovision’da zafer kardeş ülke Azerbaycan’ın!






Eurovision’da zafer kardeş ülke Azerbaycan’ın oldu!




Eurovision 2011 finalinde kardeş ülke Azerbaycan 221 puanla birinci oldu.



Almanya’nın Düsseldorf kentinde düzenlenen 56. Eurovizyon Şarkı Yarışması’nda birinci olan Eldar-Nigar ikilisi, zafer sonrası birincilik kupasını aldıktan sonra, “Şu anda dünyanın en mutlu insanlarıyız” dedi.

Türkiye’yi temsil eden Yüksek Sadakat’ın yarı finalde elendiği finalde ancak Azerbaycan’a Türkiye’den de 12 tam puan verildi. Nigar Jamal ve Eldar Gasimov, sonucun belli olmasının ardından şarkıları ‘Running Scared’i yeniden söylemek için sahneye çıkarken, Jamal’in elinde Türk bayrağı vardı. Yarışmada İtalya ikinci, İsveç ise üçüncü oldu.

Bu arada Azeri şarkıcı Nigar'ın sahneye Türkiye bayrağıyla gelmesi dikkat çekti.


Azerbaycan sokaklara döküldü

Almanya'nın Düsseldorf kentinde düzenlenen 56. Eurovision Şarkı Yarışması'nda Azerbaycan'ın birinci olmasından sonra Azeriler, Eurovision birinciliğini Azatlık Meydanı'nda coşkuyla kutladı.

Kutlamalara katılan yüzlerce Azeri, Azerbaycan-Türkiye kardeşliğin lehine ve Ermeni işgalinde bulunan Yukarı Karabağ topraklarının işgalden kurtulması yönünde slogan attıkları görüldü.

Bazı Azeri vatandaşlar ise uzun bir süreden sonra ilk defa sevinç yaşadıklarını ifade ederek, yarışmada Türkiye'nin kendilerine verdiği destekten dolayı mutlu olduklarını ifade etti.

Kutlamalara, başkent Bakü'de yaşayan Türk öğrenciler ve vatandaşlar da katıldı. (Kaynak: haber50.com)





Azerbaycan Eurovision 2011 final birincisi oldu video izleyin (Yeni haberler)





AZERBEYCAN EUROVISION 2011ŞARKISI İÇİN TIKLAYINIZ (VİDEO)

AZERBEYCAN EUROVISION 2011 FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ





Azerbaycan mutluluğunu Türkiye bayrağıyla sergiledi

Almanya`nın Düsseldorf kentinde düzenlenen 56. Eurovision Şarkı Yarışmasında Azerbaycan’ı temsil eden Eldar Qasımov ve Nigar Camal ikilisi 221 oyla yarışmanın birincisi oldu. Eldar ve Nigar sahneye ellerinde Türk bayrağıyla çıktı ve büyük bir heyecanla koştular.



Yarışma bittikten hemen sonra Bakü`nün merkez sokaklarına akışan Azerbaycanlılar ve Türkler zaferin bu coşkusunu birlikte yaşadılar. Ellerinde iki kardeş ülkenin bayrağını taşıyan kitle “Azerbaycan-Türkiye” sloganlarıyla bayram ettiler



Son dönemlerde bölgedeki siyasi gelişmelerin ülkeler arasında yarattığı gerginliğe rağmen Azerbaycan-Türkiye kardeşliyi her zaman iki taraf için de önemli olmuştur. 2009 Ekim ayında İsviçre kenti Zürih’te imzalanan Türkiye-Ermenistan protokolleri Azerbaycan tarafından itirazla karşılanmış ve bu durum iki kardeş ülke arasında bir sıra tatsızlıklarla zihinlerde yer bulmuştur. Zira Türkiye başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bakü`yü ziyaret ederek Azerbaycan Parlamentosunda tarihi konuşmasıyla Türkiye ile ilgili akıllardaki soru işaretini sildi. Azerbaycanlı millet vekillerinin karşısında yaptığı bu konuşmasında “Dağlık Karabağ'ın işgali sona ermeden sınırlar açılmayacak” mesajını vererek Erdoğan her zaman Türkiye olarak Azerbaycan halkının arkasındayız beyanatını verdi.



Oysa Azerbaycan halkının aklında Türkiye’nin 1993 yılında tarihi Azerbaycan toprakları Dağlık Karabağ ve etraf arazilerin komşu devlet Ermenistan tarafından işgali sonucunda kardeş ülke Azerbaycan’a destek amacıyla sınırlarını kapatmasının ardından bu problemin hiç bir çözümüne varmadan tekrar Ermenistan’la sınırlarının açılmasına rıza göstermesi ile ilgili bir soru işareti oluşmuş ve bu yüzden Türkiye-Ermenistan sınırlarının açılması ve diplomatik ilişkilerin düzene girmesi amacını taşıyan Zürih protokollerinin imzalanması Azerbaycan halkı tarafından Türkiye’ye karşıt bir ön yargı, eleştiri getirmişti. Türkiye resmileri Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tüm uluslararası konuşmalarında her zaman Türkiye’nin kardeş Azerbaycan’ın yanında olduğunu, Karabağ sorunu çözülmeden hiç bir kapalı sınırın açılmayacağını vurgulamışlar. Son olarak Erdoğan’ın Strasbourg Avrupa Parlamentosu Konuşması bu söylenenleri bir kez daha ispat etti. Erdoğan Avrupa Parlamentosunda Ermeni parlamenterin sınırların açılması yönündeki protokolle ilgili sorusunun karşılığında Başbakan Erdoğan Azerbaycan halkının hakkını Ermenistan’a yediremeyiz dedi ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin tüm çıkarlardan üstün olduğunu bir kez daha gösterdi.



Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin Azerbaycan için ne derece önemli olduğunu ise iki gün önce Azerbaycan Eurovision Şarkı Yarışmasında açıkça sergiledi.



2008 yılından itibaren Eurovision Şarkı Yarışmasına katılan Azerbaycan için kısa bir sürede uzun bir mesafe kat etmek ve birinci olmak çok önemli. Tüm Avrupa’nın dikkat merkezinde olan bu yarışmada Türk bayrağı elinde koşa-koşa sahneye çıkmak ve böyle bir tarzda galibiyetin coşkusunu yaşamak Azerbaycan’ın Türkiye`ye verdiği gerçek değer. Dünyada bulunan hiç bir ülke böyle bir sevinci kendi bayrağından farklı bir bayrakla asla yaşamaz ki, Azerbaycan bunu yaptı. Çünkü ay yıldızlı Türk bayrağı Azerbaycan için üç renkli Azerbaycan bayrağı kadar değerli ve önemlidir.



Ayrıca, Azerbaycan Eurovision temsilcilerinin böyle tüm dünyanın dikkatini çekecek bir tarzda zafer sevincini yaşamaları Eurovision Şarkı Yarışmasının yarı finalinde elenen Türkiye için bir teselli oldu. Tüm Türk dünyasının başarısı olan bu zaferle Azerbaycan Türkiye’nin hüzünlü yüzünü şahane bir şekilde güldürmüş oldu. O an Türk halkı Azerbaycanlılar kadar heyecanlıydı. Yarışmada bulunmayan Türkiye aslında Azerbaycan’la birlikte galib oldu. Bu sahne herkese 2003 yılında Türkiye’nin Eurovision birinciliğini hatırlattı. “Everyway That I Can” şarkısıyla Türkiye’ye birincilik getiren Sertab Erener’in attığı adımın aynısını Nigar Camal attı ve Türk bayrağını kaparak Eurovision Şarkı Yarışmasının final sahnesinde Eldar Qasımovla birge coşdu.



Azerbaycan’ın Sovyetlerden bağımsızlığının 20. yıl dönümüne büyük bir armağan olan bu zafer en önemlisi o anlama geliyor ki, 2012 Eurovision Şarkı Yarışmasına ev sahibliyini Azerbaycan yapacak ve şu an tüm Avrupalılar Avrupa’da çok tanınmayan Azerbaycan’ı araştırmakta ve tanımaktadır.


lamiya ADİLGIZI / Azerbaycan / Haber7
lamiya.adil.guliyeva@gmail.com

7 Mayıs 2011 Cumartesi


Türkmenistan dış ticaretde 18 Milyar Dolara ulaşarak rekor kırdı








Azerbaycan, OSTİM modeline talip


Azerbaycan'da kurulması planlanan organize sanayi bölgesi için OSTİM model alınacak. Azerbaycan Milli Prodüktivite ve Rekabetçilik Merkezi'nden bir heyet, organize sanayi bölgesinin yapısı ve yönetimini inceledi. OSTİM OSB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın ve Ostim Yatırım Proje Koordinatörü Abdullah Çörtü, konuk heyete bölgenin kuruluşundan bugüne kadar geçirdiği süreçleri ve şu andaki yönetim sistemini ayrıntılarıyla anlattı. Orhan Aydın, dost ve kardeş ülke Azerbaycan’ın gelişimine katkıda bulunacak her türlü çalışmanın içinde yer almaktan, destek vermekten büyük mutluluk duyacaklarını söyleyerek, Azerbaycan için en uygun sanayi bölgesi modelinin OSTİM olduğunun altını çizdi. Aydın şöyle konuştu: “Azerbaycan’ın, büyük fabrikalardan, sanayi işletmelerinden çok, burada olduğu gibi küçük işletmelerden oluşan, bireysel girişimcilerin olduğu, girişimciliğin kolay yapılabildiği bir sanayi bölgesi oluşumuna ihtiyacı vardır. Ekonomiyi ayakta tutan asıl küçük işletmelerdir. Biz şu anda Kazakistan’da böyle bir uygulama yapıyoruz. Var olan büyük bir fabrikanın içini tamamen boşalttık, o binaları küçük işletmelerin yerleşeceği bir sanayi bölgesine çeviriyoruz. Azerbaycan’ın Sumgayt şehri de bu uygulamayı yapmak için son derece uygun olduğunu görüyoruz ve uygun şartlar oluşursa birlikte çalışmaktan, tecrübelerimizi ve bilgi birikimimizi aktarmaktan büyük mutluluk duyarız.'' Azerbaycan Milli Prodüktivite ve Rekabetçilik Merkezi Başkanı Alakbar Mammadov, ülkelerinde organize sanayi bölgeleri kanununun 4 yıl önce çıktığını ve şu anda OSB kurmak için resmi olarak her şeyin hazır olduğunu söyledi. Ancak uygulama aşamasına gelindiğinde sıkıntılar yaşadıklarını belirten Mammadov, “OSTİM’in yönetim ve işleyiş yapısının bizim için uygun olduğunu düşünüyoruz ve bu yüzden sizlerden bize öncülük etmenizi, bilgi birikiminizi ve tecrübelerinizi bize aktarmanızı istiyoruz.” dedi. CİHAN

Astana'dan Türk işadamlarına çağrı


Asya’nın Davosu olarak bilinen 4. Astana Ekonomik Forumu’nda konuşan Kazakistan Başbakanı Masimov, Astana’da 5 milyar dolar değerinde 11 proje gerçekleştireceklerini belirterek Türk işadamlarını yatırıma çağırdı.

Astana’da “yatırımcı dostu” iki ekonomik bölge kuruldu. Türk işadamlarını bu bölgeye yatırıma bekliyoruz. Doğalgaz, petrol, turizm, tarım, sanayi ve hayvancılıkta önemli yatırım potansiyeli var.

Kazakistan’ın başkenti Astana, 3-4 Mayıs 2011 tarihleri arasında 4. Astana Ekonomik Forumu’na ev sahipliği yaptı. “Yeni onyıl: Sorunlar ve perspektifler” konulu forumun ana organizatörleri arasında Kazakistan Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, Avrasya Bilim Adamları Ekonomi Kulübü ve Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü yer aldı. Kazakistan Başbakanı Karim Masimov, başkent Astana’da iki ekonomik bölge oluşturulduğunu kaydederek, yatırımcıları ülkesine davet etti.

Yatırımcı dostu bölgeler
Ekonomi bölgeleri ’yatırımcı dostu’olarak tanımlayan Masimov, ileriki 5 yılda Astana’da toplam 5 milyar dolar değerinde 11 proje gerçekleştireceklerini ifade etti. Kazakistan Başbakanı Masimov, başkent Astana’da düzenlenen 4. Astana Ekonomik Forumu çerçevesinde yapılan “2. Astana Yatırım 2011” forumunda yabancı işadamlarıyla bir araya geldi.
Forumda ülkesinin ekonomi alanında attığı adımlar ile ilgili bilgi veren Masimov, Astana’da “yatırımcı dostu” iki ekonomik bölge kurulduğunu belirterek, işadamlarını ülkesine davet etti. Kasimov konuşmasında ayrıca Kazakistan’daki yatırım potansiyeline dikkat çekti. Doğalgaz, petrol, turizm, tarım, sanayi ve hayvancılık gibi değişik sektörlerde önemli yatırım potansiyelinin olduğunu söyleyen Kazakistan Başbakanı Masimov, ülke genelinde yeni ekonomi bölgeleri oluşturulacağını ve iş hayatında bunun yatırımcılara önemli kolaylıklar sağlayacağını kaydetti.Astana’nın yakalamış olduğu gelişmeyle Orta Asya’ya açılan bir altın kapı konumuna geldiği dile getiren Masimov, Kazakistan’ın son ekonomik atılımlarla dünyanın önde gelen ülkeleri arasında kendine yer edindiğini kaydetti. (Kaynak: yenicaggazetesi.com.tr)

Çin'den Uygur Türklerine gözdağı


Kırgızistan, Çin ve Tacikistan Şincan eyaletinde terörle mücadele amaçlı bir ortak tatbikat düzenledi


Çin resmi haber ajansı Şinhua'dan yapılan açıklamada, Çin'in kuzeybatısındaki Kaşgar şehrinde dün gerçekleştirilen tatbikatın amacının "sınır bölgelerindeki teröristlerin yerinin belirlenmesi ve önlem alınması için gösterilen çabaların koordinasyonunun geliştirilmesi" olarak duyuruldu.


AFP'ye konuşan Çinli bir terörle mücadele yetkilisi, ayrılıkçı hareketlerin tatbikata katılan ülkelere yönelik ortak tehdit olduğunu belirtti. Çinli yetkili, "Tianşan-2" adı verilen tatbikatla, bu ülkelerin terör, ayrılıkçı hareket ve aşırıcılıktan doğan "şeytani güçlere" daha güçlü bir şekilde karşılık verebilmelerinin hedeflendiğini söyledi.


Her üç ülkenin de üyesi olduğu Şanghay işbirliği Örgütü'nün (SCO) koordinasyonunda yapılan tatbikatın bir benzeri 2006'da yapılmış, "Tianşan-1" isimli tatbikata Çin ve Kazakistan katılmıştı.


Çin’in baskıcı yönetiminden rahatsız olan Uygurların yaşadığı Şincan’daki gerginlik yıllardan bu yana devam ediyor. Uygurlar, Şincan eyaletine son yıllarda Han Çinlilerinin göç etmesiyle tecrit edildiklerini öne sürüyor.


Temmuz 2009’da, Uygurlar ve Han Çinlileri arasında yaşanan ayaklamalarda, Sincan eyaletinin başkenti Urumçi’de yaklaşık 200 kişi hayatını kaybetmişti.



Uygur aktivistler, Urumçi’de yaşanan ayaklanmaların, onlarca yıldan bu yana maruz kaldıkları baskıcı yönetime karşı biriken öfkeden kaynaklandığını ve Çin nüfusunun çoğunluğunu oluşturan Han etnik grubunun misilleme saldırılarını takip ettiğini belirtmişti. (Kaynak: hurriyet.com.tr)



KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu: Ayrı yerlerde yaşasak da Türklük bağı tabii ki kopmaz


KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rum Yönetimi‘nin bugüne kadar ortaya çıkan bütün anlaşmaları reddettiğini ve hep daha fazlasını istediğini söyledi.


Daha fazla isterken Rumların elindekilerin bir kısmını da kaybettiğini ama bildiği yoldan dönmediğini anlatan Eroğlu, şöyle konuştu: "Annan Planı gibi bir planı reddedenler, şimdi bizden daha büyük beklenti içine girdi. Müzakereleri de bu şekilde sürdürmeye çalışıyorlar" Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bugün, KKTC‘de temaslarda bulunan Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Ankara Genel Merkezi‘nden bir heyeti kabul etti.

Konuk heyet Eroğlu‘na üzerinde Atatürk‘ün resmi bulunan bir Türk bayrağı hediye etti. Görüşmede GKK Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Esen Ömürlü de hazır bulundu. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu heyeti kabulde yaptığı konuşmada, Türkiye‘nin en itibarlı kuruluşu Türk Silahlı Kuvvetleri‘nde görev yapmış askerlerin emekli olarak da KKTC‘ye gelmelerinin kendilerini memnun ettiğini söyledi. "KKTC‘ye gelerek, düşünce sahibi olmanız bizim için önemlidir, çünkü burada gördükleriniz ve kurduğunuz dostlukların

Türkiye‘ye yansıması ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi açısından fevkalade önemli" diyen Eroğlu, zaten ayrımız gayrımız olmadığını aynı dili konuştuğumuzu söyledi.

Eroğlu, "Bizler de Türkiye‘den Kıbrıs‘a çok eski zamanlarda gönderilen Türkleriz. Ayrı yerlerde yaşasak da Türklük bağı tabii ki kopmaz" dedi. Kıbrıs Türkü‘nün adadaki Türk varlığını her türlü koşulda koruduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, Türkiye ile KKTC‘nin bugün iki ayrı devlet gibi görünse de iki ülkenin birbirini kardeş gibi gördüğünü anlattı.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs sorunu ve müzakerelerine de değinerek, 1963‘den bu yana yaşanan olayların tümünü görmüş, yaşamış bir kişi olarak görüp, yaşadıklarının unutulacak gibi olmadığını söyledi. "Barış Harekatı olmasaydı şu anda bu ziyaret de gerçekleşmezdi" diyen Eroğlu, Barış Harekatı sonrası bir devlet sahibi olduk, özgürlüğümüze kavuştuk ve insanca yaşamanın hazzına vardık. Bu nedenledir ki Kıbrıs Türk halkı TSK‘ne şükran duygularıyla bağlıdır" dedi.

Rumlar‘ın, Kıbrıs Türkü‘nün kurduğu devleti devlet olarak görmediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rumların; "Kıbrıs‘ta tek bir halk var" diyerek Türkleri, adadaki Ermeni ve Maronit seviyesine düşürmeye çalıştığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, müzakere masasında bunları konuşup Anavatan Türkiye ile Kıbrıs Türkü‘nün haklarını içerecek, kalıcı bir anlaşmaya varmak için mücadele ettiklerini söyledi.

Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Başkan Yardımcısı Zürkani Zeytin de konuşmasında, dernek ve adada gerçekleştirdiği temaslar hakkında bilgi verdi. (Kaynak: dikkathaber.com)



Özbekistan yılın ilk çeyreğinde büyüdü


Özbekistan ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,6 oranda büyüdü. Özbekistan hükümeti, yılın ilk çeyreğinde ülke ekonomisinin yüzde 7,6 büyüdüğünü belirtirken, bu dönemde sanayi üretiminin yüzde 6,2, tarım üretiminin yüzde 5,8, tüketim malları üretiminin yüzde 10,3, komünikasyon ve taşımacılık sektörünün yüzde 10,3, hizmetler sektörünün ise yüzde 13,8 büyüme gösterdiğini kaydetti.

Hükümetin açıklamasında, 2011 yılının Ocak-Mart döneminde ülkede ihracat hacminin yüzde 28,5 oranda arttığı kaydedilirken, bu dönemde ayrıca kimya sanayi sektörünün yüzde 14,1, makine sanayi sektörünün yüzde 8,8, hafif sanayi sektörünün 7,1, gıda sektörünün yüzde 9,3 oranda arttığı bildirildi.

Açıklamada, yılın ilk çeyreğinde dış ticaret hacminin belirgin bir artışla 5,7 milyar doları bulduğu belirtildi. Bu dönemde dış ticaretteki fazlalığın ise 1,2 milyar dolar olduğu ifade edildi.

Yılın bu dönemde enflasyon oranının yüzde 2,7 olarak gerçekleştiği vurgulanan açıklamada, devlet bütçesinde ise GSMH'ye nazaran yüzde 0,3 oranda fazlalık meydana geldiği belirtildi.

Geçen sene ülke ekonomisi yüzde 8,5 büyürken, bu çerçevede sanayi üretimi yüzde 8,3, tarım sektörü yüzde 6,8 oranda artmış, enflasyon oranı yüzde 7,3 olarak gerçekleşmişti.

Cumhurbaşkanı İslam Kerimov, ülke ekonomisinin 2011 yılında yüzde 8,3, bu çerçevede sanayi üretiminin yüzde 9,3, tarım sektörünün de yüzde 5,8 büyümesinin hedeflendiğini, yıllık enflasyonun ise yüzde 7-9 aralığında gerçekleşmesinin tahmin edildiğini dile getirmişti. (Kaynak: hurriyet.com.tr)

BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon: Fırsat kaçırılmamalı


Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı için İstanbul’da bulunan BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, liderlerle yaptığı ikili görüşmelerde türkiye’nin dış politikasını övdü. Hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hem de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya gelen Ban Ki-Moon, hem konferansın türkiye’de yapılıyor olmasından hem de türkiye’nin bölge siyasetindeki olumlu katkılarından dolayı memnuniyetini iletti. Ban Ki-moon, Dışişleri Bakanı ile dün akşam yaptığı görüşmede türkiye’nin Libya konusundaki yol haritasını “uygulanabilir tek proje” olarak gördüklerini aktardı.

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre Ban Ki-Moon hem Davutoğlu hem de Gül ile görüştü. BM Genel Sekreteri’nin konferansa katılımın yoğunluğundan duyduğu memnuniyeti dile getirdiği öğrenildi. türk tarafı da BM çalışmalarına türkiye’nin verdiği önemi, katılımın türkiye’nin beklentilerinin de üzerinde olmasının sebebi olarak açıkladı. Ayrıca birçok ülkenin de Afrika ve Latin Amerika açılımının ardından ikili görüşmeler yapmak üzere İstanbul’a geldiği aktarıldı. Kalkınmış ülkelerin en büyük eleştirisinin “sizden çıkmaz”, “en az gelişmiş ülkeler ‘siz bizi sömürdünüz tabii kalkınamayız’ eleştirisi yapıyor” gibi yakınmalar olduğu kaydedilirken, konferansın kalkınmakta olan bir ülke olan türkiye’de yapılmasının bu ülkelerin sahiplenildiğinin bir göstergesi olduğuna dikkat çekildi.


Ban Ki-Moon, Gül ile görüşmesinde kalkınmakta olan bir ülkede toplantının yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirirken Cumhurbaşkanı Gül de “Bu ülkelerin sorunlarını sahiplenmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı. Gül görüşmede türkiye’nin artan yurtdışı yardımlarını anlatırken; Afganistan, Ortadoğu ve Balkanlar’daki gelişmeler de ele alındı. Ban Ki-Moon da “türkiye’nin katkılarını biliyoruz, takdir ediyoruz.” ifadelerini kullandı. görüşmede ayrıca Gül’ün son Sırbistan ziyaretinden konuyu açarak Sırbistan-Bosna-Hırvatistan üçlü toplantısı konuşuldu.


Gül ayrıca ikili temaslarında Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile bir araya geldi. görüşmede komşuluk politikaları, Nabucco, Ortadoğu ve türkiye-AB ilişkileri konuşuldu. görüşmede türkiye’nin komşuluk politikaları da gündeme gelirken, Gül türkiye’nin “bir model” olmadığını “türkiye, türkiye’dir.” diyerek vurguladı ve “Örnek oluyorsa ne güzel.” dedi.


BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ayrıca Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile bir araya geldi. Davutoğlu ve Ban Ki-Moon dün akşam çalışma yemeğine aynı araçla gidip geldi. Bu görüşmede ise temelde dört konunun ele alındığı belirtildi. görüşmede türkiye-BM ilişkileri konuşulurken, BM Genel Sekreteri bu toplantının türkiye’de yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Genel Sekreter ayrıca BM’nin bölgesel kuruluşlarının türkiye’de açılmasından memnuniyet duyduğunu belirtti. Bilindiği üzere BM’nin Doğu Avrupa ve Orta Asya bölgesel ofisleri ile BM nüfus fonunun bu hafta İstanbul’da açılması bekleniyor.


Görüşmede Libya konusu da gündeme gelirken Genel Sekreter, türkiye’nin süreçte yer almasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Hem Ban Ki-Moon hem de Davutoğlu, BM özel Temsilcisi Abdelillah El Hatib’in merkezi öneminde mutabık kaldıklarını dile getirdi. BM Genel Sekreteri türkiye’nin Libya için yol haritasını uygulanabilir tek proje olarak gördüklerini aktardı.


Görüşmede Kıbrıs konusu da ele alınırken, BM Genel Sekreteri Kıbrıs konusunun bir an evvel çözümlenmesi gerektiğini söyledi. Kıbrıs konusundaki görüşmelerin hızlandırılmış şekilde devam etmesi gerektiğini kaydeden Genel Sekreter, başlattığı inisiyatifi de sürdüreceğini aktardı.


Filistin ve Hamas ile El Fetih arasındaki uzlaşmanın da konuşulduğu görüşmede türk tarafı Mısır’daki toplantıyı ve ona kadarki çabalarını aktardı. İsrail’den olumsuz açıklamalar geldiğini hatırlatan Dışişleri Bakanı, BM olarak devrede kalınması gerektiğini ve bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini vurguladı. BM Genel Sekreteri de Filistin’deki tarihi uzlaşma için “fırsat kaçırılmamalı.” dedi. (Kaynak: haber50.c0m)

Türkmenistan dış ticareti 18 milyar dolarla rekor kırdı


AŞKABAT (CİHAN)- Enerji zengini Türkmenistan’ın dış ticaret hacmi, 2010 yılında 18 milyar dolara ulaşarak tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı.


Türkmen Devlet Haber Ajansı TDH’nin haberine göre, 2010 yılında dış ticaret hacmi 18 milyar dolara ulaşarak rekor kırdı. Aynı dönemde ithalatın ise 8 milyar doları bulduğu belirtildi.
Türkmenistan’ın ihracatında en büyük payı doğalgaz ve petrolün yanı sıra tekstil ürünleri de en çok ihraç edilen ürünlerin başında yer aldı.


İthal edilen malların büyük bir kısmını üretimde ve inşaatta kullanılan teknik malzemeler oluştururken, temel tüketim ürünleri de ülke ithalatında önemli yer tuttu.
En fazla mal ithal edilen ülkelerin başında ise yüzde 20’lik pay ile Türkiye, Çin, Rusya, BAE, İran, Fransa ve Almanya yer aldı. Dış Ticaret Müsteşarlığı verilerine göre, Türkiye ile Türkmenistan arasındaki dış ticaret hacmi 2010 yılında 1.5 milyar doları aşarken, Türkiye, Türkmenistan’ın dış ticaret yaptığı ülkeler arasında ilk sırada yer aldı. 2010 yılında 100 ülkeyle ticaret yapan Türkmenistan’ın en büyük ihracat ortakları arasında İran, Rusya, Çin, Gürcistan, İtalya ve Afganistan bulunuyor.

Söz konusu ihracat artışında Türk-Türkmen İş Konseyinin çalışmaları çok önemli bir yer tutuyor. İş Konseyi'nin Türkiye'nin sanayisinin gelişmiş olduğu illerde yapmış olduğu toplantıların rolü büyük. Sadece 2010 yılında 17 toplantı gerçekleştirildi. 2011 yılında ise Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Kayseri Sanayi Odası ile Türkmenistan Günleri düzenlenerek, söz konusu toplantılara 200'e yakın işadamı iştirak etti. (Kaynak: sentezhaber.com)