25 Eylül 2010 Cumartesi



25 Eylül 2010, TBD-Haber http://www.turkbirdev.info/

Başlıklar:
  • Kanadalı yazar, Türkiye-Ermenistan ve Azerbaycan'ı mercek altına aldı
  • Azerbaycan-Özbekistan K.E.K Toplantısı Taşkent'te Yapıldı
  • Kazakistan, Kırgızistan’a her türlü desteğe hazır
  • Kırgızistan'daki Ruslar ülkeyi terkediyor
  • Özbekistan ve Kırgızistan, sınırları kısmen açtı
  • Türkiye, bu yılki BM Genel Kurulu sırasında ilk kez bir BM Güvenlik Konseyi zirvesine de başkanlık etti
  • "Almanya, Türkmenistan'ın BM'deki girişimlerini destekliyor"

Kanadalı yazar, Türkiye-Ermenistan ve Azerbaycan'ı mercek altına aldı
11:38 25 Eylül 2010
Kanadalı yazar Scott Taylor,“Unreconciled Differences: Turkey Armenia and Azerbaijan (Şiddetli Geçimsizlikler: Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan) adlı son kitabında,Türkiye-Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki 'şiddetli geçimsizlik' mercek altına aldı.

Kanadalı gazeteci, savaş muhabiri ve yazar Scott Taylor'un Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki ihtilafı ele aldığı son kitabı “Unreconciled Differences: Turkey Armenia and Azerbaijan (Şiddetli Geçimsizlikler: Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan), Azerbaycan'nın Londra Büyükelçiliği'nde basına tanıtıldı.

Dün akşam Azerbaycan'nın Londra Büyükelçiliği'nde gerçekleşen tanıtım resepsiyonuna Azerbaycan'ın Londra Büyükelçisi Fakhraddin Gurbanov'un yanı sıra Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Ünal Çeviköz ile Kanada Parlamentosu'ndan milletvekilleri ve diplomatlar katıldı.Araştırmaları için son 4 yıl içersinde birçok kez Ermenistan, Azerbaycan ve Karabağ'a giden Taylor, son kitabı 'Unreconciled Differences: Turkey Armenia and Azerbaijan'da Türkiye-Ermenistan ve Ermenistan-Azerbaycan arasındaki tarihsel anlaşmazlığı masaya yatırıyor.

KANADA KAMUOYUNU BİLGİLENDİRECEK
Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki sorunun içeriğine dair bilginin Kanada'da çok sınırlı ve daha çok Ermenistan'ın çıkarlarına yönelik olduğunu dile getiren Taylor, bu yüzden Kanada kamuoyuna daha tarafsız bilgilendirme amacıyla bu araştırmayı başlattığını belirtti.Scott Taylor, son kitabında Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan'ın ortak tarihlerindeki anlaşmazlığın bugün üç halkında yaşamlarını olumsuz etkilediğini belirterek bu mesele çözülmediği takdirde durumun gelecekte barış olasılığını engellediğini dile getirdi.Kanada'nın en önde gelen askeri yayınlarından 'Esprit de Corps' editörlüğünü yapan Scott Taylor, aynı zamanda Basra Körfezi, Irak, Afganistan ve Kafkaslar'da yaşanan çatışmaları savaş muhabiri olarak izledi. Taylor, Kafkaslar ve Azerbaycan'ın işgal altındaki bölgelerinde de defalarca bulundu.

"KİTAP GERÇEKLERİ YANSITIYOR"
Azerbaycan'ın Londra Büyükelçisi Fakhraddin Gurbanov,konuya ilişkin yaptığı açıklamada, kitabın tanıtımının Londra'da ve büyükelçilikte yapılmasının kendileri için büyük bir anlam ifade ettiğini söyledi.Scott Taylor'un bölgeyi yakından tanıyan ve sorunları yerinde gören biri olduğunu vurgulayan Büyükelçi Gurbanov, “Bu kitabın en önemli özelliği, gerçeklerden yola çıkılarak hazırlanmış olmasıdır.Yazar, araştırmalarını bölgede yapmış ve oldukça yerinde tespitlerde bulunmuşturö dedi.

BÜYÜKELÇİ ÇEVİKÖZ: "YUKARI KARABAĞ MESELESİ, ULUSLARARASI HUKUKUN CİDDİ İHLALİDİR"
Türkiye'Nin Londra Büyükelçisi Ünal Çeviköz de, kitabın hazırlanışı başından beri takip ettiğini söyledi.Çeviköz, "Sayın Scott Taylor, beni Ankara'da ziyaret etmişti.Hem Yukarı Karabağ meselesinin çözümüyle ilgili Türkiye'nin katkılarını hem de Kafkasya'nın genel meseleleri hakkındaki düşüncelerimiz almıştı.Eskik olmasın kitabında da yer vermiş" dedi.Büyükelçi Çeviköz, kitabın önemini şöyle ifade etti: “Bu kitabın önemini şu açıdan vurgulamak isterim. Yazarın da sunuşunda belirttiği gibi Yukarı Karabağ meselesi, giderek uluslararası kamuoyunda önemini kaybetmiş gibi bir görüntü oluşturuyor.Halbuki Yukarı Karabağ meselesi, uluslararası hukukun ciddi bir ihlali.Azerbaycan topraklarının 5'te 1'inden fazlasının işgali gibi çok ciddi ve tüm dünya uluslarının dikkat etmei gereken bir konudur.Bunun zaman geçtikçe unutuluyor olması hakikaten üzücüdür.Böyle bir kitabın yaymlanmış olmasıda dünya kamuoyunun bu konuya dikkatini çekmek ve bu konuda bilinçlenmesini sağlamak için fevkalade önemlidir. Bu nedenle kitabı önemsiyorum." (Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/Dunya/)


Azerbaycan-Özbekistan K.E.K Toplantısı Taşkent'te Yapıldı

TAŞKENT (CİHAN)- Özbekistan-Azerbaycan 9. dönem Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısı başkent Taşkent'te yapıldı.


İki ülke ilgilileri Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in 27-28 Eylül günleri arasında Özbekistan'a yapacağı ziyaret öncesinde bir araya geldi.
Taşken İş Merkezi'nde yapılan KEK toplantısında iki ülke ilişkileri çok yönlü bir şekilde ele alındı. Toplantıda Azerbeycan tarafına Başbakan Birinci Yardımcısı Yagub Ayubov, Özbekistan tarafına ise başbakan yardımcılarından Botir Hocayev başkanlık etti.
Toplantıda bir konuşma yapan Azerbaycan Başbakan Birinci Yardımcısı Ayubov, iki ülke arasındaki mevcut ilişkilerinin iki kardeş halk yararına daha da gelişmesi isteğinde olduklarını dile getirdi. Özbekistan Başbakan Yardımcısı Hocayev ise iki ülke arasındaki mevcut işbirliğinin çok yönlü şekilde daha da gelişeceği inancında olduklarını söyledi.
Toplantıda taraflar iki ülke arasındaki mevcut ilişkileri gözden geçirdi ve ticari ve ekonomik işbirliğinin daha da geliştirilmesi konusu üzerinde durdu.
Durgun bir seyirde olan iki ülke arasındaki yıllık ticaret hacmi 25 milyon dolar dolayında seyrediyor. Bu yılın ilk altı ayında iki ülke arasındaki ticaret ise 10 milyon dolar dolayında gerçekleşti. Özbekistan'da 30 civarında Azerbeycan firmasi faaliyet gösteriyor. (Kaynak: http://haber.turk.net/EKO/2566479/Ozbek-Kek-Toplantisi-Taskent-te-Yapildi_2566479 )

Kazakistan, Kırgızistan’a her türlü desteğe hazır

Kırgızistan’da 10 Ekim’deki milletvekili seçimine girecek Ata-Meken Sosyalistik Partisi Genel Başkanı Ömürbek Tekebayev, önceki gün Astana’da, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev tarafından kabul edildi. Nazarbayev, görüşmede, “Kazakistan’ın, Kırgız halkının iradesine saygı duyduğunu ve ülkenin siyasi sisteminin ayağa kalkması için her türlü desteği vermeye hazır olduğunu” söyledi.

Kırgızistan'daki Ruslar ülkeyi terkediyor
Kırgızistan'da yaşayan Rus asıllı vatandaşların artan milliyetçilikten endişeli olduğu bildirildi.

Rusya'nın Bişkek büyükelçiliği, Rus asıllı vatandaşların Kırgızistan'ı terketmeye başladığını açıkladı. Eliçilikten yapılan açıklamaya göre, ülkede artan milliyetçi söylem ve yaşanan huzursuzluklar Rus asıllı vatandaşlarının endişelerini ve güvenlikle ilgili korkularını artırdı.
Nezavisimaya Gazeta, milli azınlıkların sorunlarının büyümekte olduğunu, artan gerginliği artık Kırgız siyasilerin de itiraf ettiğini öne sürdü. Rusya büyükelçiliği, özellikle ülkenin iç çatışmalara sahne olan güney bölgelerinde yaşayan Ruslar'ın ülkeden "kaçmaya başladığını" savundu. Rusya'nın Oş'taki temsilcisi Natalya Firsova, bölgede en büyük sorunu Özbekler ve Ruslar'ın yaşadığını söyledi, "Rusya büyükelçiliği durumu yakından takip ediyor ve durumdan rahatsızlık duyuyor. Önceki hükümetin milliyetçi politikaları bugünün sorunlarını hazırladı. Yeni oluşan durumda trajik hatalardan kaçınılması ve gerekli önlemlerin alınması gerekiyor" açıklamasında bulundu. Rusya'nın Kırgızistan büyükelçisi Valentin Vlasov ise medyanın taşıdığı büyük sorumluluğa dikkat çekti.
Küresel Siyaset Enstitüsü başkanı Mihail Delyagin, gazeteye yaptığı açıklamada Rus asıllı vatandaşların savunmasının Rusya devleti tarafından üstlenmesi gerektiğini öne sürdü. Kırgızistan'da sosyal patlama yaşandığını ve güçlü akraba bağlarına sahip olmayanların yok edildiğini savunan Rus uzman, bu gruplar arasında Ruslar'ın da bulunduğunu söyledi. Delyagin, Kremlin sarayının Otunbayeva'nın yardım talebine olumlu cevap vermesi ve askerlerini bölgeye göndermesi gerektiğini de belirtti. (Kaynak: http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=130127 )


KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu: Ban Ki-mun'a mülkiyet konusundaki düşüncelerimizi ilk ağızdan aktardık
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile bugün yaptıkları görüşmeden son derece memnun olduğunu belirterek, "Bize zaman ayırması, mülkiyet konusundaki düşüncelerimizi ilk ağızdan dinleme fırsatı vermiş olması tabii ki bizi memnun etmiştir" dedi.
Eroğlu, Türkevi'nde düzenlenen basın toplantısında, New York'ta bugün BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile görüştüğünü, ayrıca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Finlandiya Dışişleri Bakanı Alexander Stubb, İspanya Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinos, Katar Emiri Şeyh Hamad bin Halifa El Thani ile biraraya geldiğini söyledi. KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, görüşmelerde Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili kendi düşüncelerini ve mülkiyetle ilgili ortaya koydukları teklifleri anlattıklarını ifade etti.
Mülkiyet konusundaki tekliflerle ilgili görüşlerini açıkça Genel Sekretere sunduklarını belirten Eroğlu, KKTC'nin eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas arasındaki görüşmelerin 18 ay kadar aralıksız sürdüğünü, ancak bir sonuca ulaşamadığını hatırlattı.
Mayıs ayından beri Hristofyas ile mülkiyet konusunu ele aldıklarını söyleyen Eroğlu, BM toplantıları nedeniyle Kıbrıs'ta ara verilen görüşmelerin önce teknik düzeyde, ardından liderler seviyesinde başlayacağını bildirdi.
Eroğlu, "Belli başlıklarda yakınlaşma olabilir mi olmaz mı, teknik heyetlerimiz ona bakıyor. Eğer bu başlıklarda bir mutabakata varma, bir ortak noktaya gelme imkanı olursa liderler tekrar konuyu ele alacaktır" diye konuştu.
New York'taki temaslarından dolayı memnun olduğunu söyleyebileceğini ifade eden Eroğlu, "Özellikle Sayın Genel Sekreterle yapmış olduğumuz görüşmeden son derece memnun olduğumu ifade etmek istiyorum, bize zaman ayırması, mülkiyet konusundaki düşüncelerimizi ilk ağızdan dinleme fırsatı vermiş olması tabii ki bizi memnun etmiştir" dedi.
KKTC'ye uygulanan ambargolarla ilgili yaratılan sıkıntıları da Genel Sekretere anlatmaya çalıştıklarını bildiren Eroğlu, özellikle ambargoların kaldırılması, doğrudan ticaret tüzüğünün geçirilmesinin Rumlar'ı çözüme motive edebileceği şeklindeki görüşlerini de ortaya koyduklarını ve bu kapsamda Genel Sekreterden destek istediklerini açıkladı.

-HRİSTOFYAS'IN ÖNERİLERİNE YANIT-
"Hristofyas'ın bir yandan Türkiye ile bir yandan Kıbrıs Türk tarafıyla görüşmek istediğini söylemesiyle" ilgili bir soru üzerine, KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu bunun mümkün olmadığını, Kıbrıs sorunu Adadaki iki tarafın çözeceğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"Sorun Kıbrıs'ta yaşayan Türkler ile Rumlar arasında. Rumlar'ın Türkiye ile müzakere yapmak istemesi, müzakere masasından kaçma anlamını taşımaktadır. Dolayısıyla gerek Türkiye gerek Yunanistan, Kıbrıslı Türklerin ve Rumların kabul etmediği bir anlaşmaya herhalde müdahil olmak istemezler. Kaldı ki Türkiye bizim ana vatanımız, elbette istişarelerimiz oluyor, ama Kıbrıs sorununu çözecek olan taraflar da biziz. Müzakere masasından kaçıp Türkiye ile görüşmek istemesindeki maksat bizi muhatap kabul etmediği anlamına gelir ki böyle bir düşünce fevkalade yanlıştır. Muhatabı biziz. Elbette ileride müzakereler bir anlaşma noktasına geldiği takdirde, bizim bir önerimiz vardır, iki garantör ülke ve Güney ile Kuzey Kıbrıs Rum yönetimi yetkililerinin katılımıyla dörtlü bir konferans düzenlemek. Bu konferansta amaç, karşılıklı al-verlerle 6 başlığı birden bizim geldiğimiz noktadan sonra ele alıp bir anlaşma metni ortaya çıkarmaktır, ama henüz o noktada değiliz. Rumlar'ın önerdiği uluslararası konferans ise bizim düşüncemizden çok farklı."
Derviş Eroğlu, Hristofyas'ın sözkonusu konferansı BM Güvenlik Konseyi üyeleri, AB üyeleri, garantör ülkeleri çağırarak ama kendisini Türk tarafından yüksek bir statüde varsayarak düzenlemek istediğini, bunun KKTC tarafından kabul edilmeyeceğini Hristofyas'ın da bildiğini vurguladı. Buna rağmen Hristofyas'ın bunu yeni bir öneriymiş gibi "pişirip pişirip etrafa yaymaya çalıştığını" söyleyen Eroğlu, "Halbuki bu uluslararası konferans, Makarios zamanında da gündeme getirilmiş ve o zaman da reddedilmişti" dedi.
Masada 6 başlık olduğunu ve mülkiyet başlığının görüşüldüğünü ifade eden Eroğlu, "Ama halledilmesi gereken 5 başlık vardır, dolayısıyla yakınlaşmalar sağlanırsa dörtlü konferans olabilir" diye konuştu.
Maraş ve Mağusa ile ilgili Hristofyas'ın taleplerine yanıt verdiğini bildiren Eroğlu, "Hristofyas'ın, kapsamlı bir çözüme varmak için müzakereler devam ederken, bu kapsamlı paketin içerisinden Maraş'ı almak, Maraş'a Rum halkının yerleşmesi için (BM ya da AB gözetiminde) bizden izin koparmak, bunun karşılığında da Mağusa limanını açılmasına onay vermek ve Mağusa surlarını restore etmek gibi bir önerisi olmuştu" dedi.
Maraş'ın kapsamlı bir çözümün parçası olduğunu vurgulayan Eroğlu, "Bunu kendisine müzakere masasında açık ve net bir şekilde söyledik. Mağusa limanı ise açıktır, bu limana değişik ülkelerin ticari gemileri gelmektedir, hatta bizim limana uğrayan gemi kaptanları, Güney limanlarına uğradıkları zaman tutuklanmakta ve hapse atılmaktadır" ifadesini kullandı. (Kaynak: http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1032216&title=kktc-cumhurbaskani-eroglu-ban-kimuna-mulkiyet-konusundaki-dusuncelerimizi-ilk-agizdan-aktardik )


Özbekistan ve Kırgızistan, sınırları kısmen açtı
Kırgızistan'ın güneyinde Haziran ayında yaşanan etnik çatışmalar üzerine, kapatılan Özbekistan- Kırgızistan sınırının büyük kısmı yeniden geçişlere açıldı.

İki ülkeyi birbirine bağlayan ana geçiş noktaları konumundaki Karasu(Kara Suu) ve Dostluk (Dostlik) sınır kapıları ise şimdilik kapalı kalacak. Bu iki ana sınır kapısında sadece üçüncü ülke vatandaşlarını geçişine müsaade edilecek.

En son karşılıklı sınır koruma muhafızlarını tutuklama girişimleriyle karşı karşıya gelen ve sonunda sorunu tatlıya bağlayan Özbekistan ve Kırgızistan, aralarındaki sınır kapılarını kısmen açma konusunda anlaştı.
Önceki gün Kırgızistan'ın Batken vilayetinde bir araya gelen iki ülkenin sınır işlerinden sorumlu ilgilileri, aralarındaki 15'e yakın geçiş noktasının karşılıklı insan ve araç geçişine açılmasına karar verdi. İki ülke vatandaşları açılan kapılardan 24 saat geçebilecek.

Sınırların kapatılması bölgede iç içe yaşanan iki ülke vatandaşlarını oldukça zor durumda bırakıyor. Bunun üzerine sınırları kanunu şekilde geçemeyen insanlar mecburen sınır ihlallerine başvurmak zorunda kalıyor. Özbekistan ve Kırgızistan vatandaşları üç gün içerisinde oturum kaydı yaptırmak şartıyla karşılıklı iki ay vizesiz seyahat edebiliyor.
(CİHAN)

Türkiye, bu yılki BM Genel Kurulu sırasında ilk kez bir BM Güvenlik Konseyi zirvesine de başkanlık etti

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 65. Dönem BM Genel Kurulu Genel Görüşmeleri için geldiği New York'ta gerek BM toplantıları çerçevesinde gerekse de BM dışında yoğun temas trafiği yürüttü. Gül, Obama ile Dünya Basketbol Şampiyonası'ndaki Türkiye-ABD finalini de konuştu.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanlığını üstlendiği döneme denk gelen ziyareti boyunca 21 ikili görüşme yaptı.Türkiye, bu yılki BM Genel Kurulu sırasında ilk kez bir BM Güvenlik Konseyi zirvesine de başkanlık etti."Barışı Koruma-Barışı İnşa" konulu zirve, BM Güvenlik Konseyi'nin, 1945 yılında kuruluşundan bu yana yaptığı altıncı zirve olması bakımından tarihi önem taşıyordu.

Üst düzey bir katılıma sahne olan zirvede, konseyin 15 üye ülkesinden 8'i cumhurbaşkanı, 2'si başbakan, 5'i de dışişleri bakanı düzeyinde temsil edildi. Gül, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un önceki gün heyet başkanları onuruna verdiği öğle yemeğinde de Genel Sekreter Ban ve ABD Başkanı Barack Obama'nın da bulunduğu baş masada yer aldı.

Basketbol muhabbeti: Yemek sırasında Gül, Obama'nın talebi üzerine, ABD Başkanı ile yaklaşık 20 dakika süren, içerikli bir görüşme de yaptı. Yemek sırasında Obama'nın Gül'den görüşme talebinde bulunduğu, bunun üzerine ikilinin yemeği bırakıp, diğer misafirlerin meraklı bakışları altında, masanın biraz uzağında görüştüğü öğrenildi.Irak, terör ve terör örgütü PKK, Ortadoğu ve Türkiye-İsrail ilişkileri gibi konuların gündeme geldiği görüşmede, konu bir ara basketboldan da açıldı.Edinilen bilgiye göre, basketbola olan sevgisiyle bilinen Obama, Gül'e, Türkiye'de düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonası sırasında ABD ile Türkiye arasında oynanan final maçını hatırlatıp, "Sizi yendik, üzgünüz" derken, Gül de buna karşılık, "Biz mutluyuz, tarihimizde ilk kez bir dünya şampiyonasında final oynadık, futbol olsa biz yenerdik" yanıtını verdi.

New York Times'taki Türkiye ile ilgili yazı: BM toplantıları sırasında, diğer katılımcılardan da Cumhurbaşkanı Gül'e büyük ilgi vardı. Türkiye'nin ekonomik performansının özellikle ilgi çektiği, toplantılar sırasında Gül'ü BM koridorlarında durduranlar, Genel Kurul salonunda, hatta sokaktaki insanlardan bile yanına gelenlere rastlandığı öğrenildi.

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, bir ara Gül'ün yanına gelerek, Türkiye'nin BM'de çok belirgin biçimde öne çıktığı yönünde New York Times'daki yazıyı, gazetenin arka sayfasında da Türkiye'nin AB üyeliğine destek verdiğini belirttiği kendi röportajını gösterdi.Yine toplantılar sırasında bir devlet adamı, Gül'e, "Türkiye'ye eskiden Avrupa'nın hasta adamı derlerdi, şimdi ise Avrupa'nın tek sağlıklı adamısınız" dedi.

Bu yılki Genel Kurul'dan akıllarda kalan önemli bir ziyaret de Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan tarafından Cumhurbaşkanı Gül onuruna Türkiye'nin BM Daimi Temsilciliği Rezidansı'nda verilen yemeğe, BM Genel Sekreteri Ban'ın da katılması oldu. Bir BM Genel Sekreteri'nin Türk rezidansına ilk kez gelmediğine, ancak programının en yoğun olduğu Genel Kurul döneminde ilk kez geldiğine dikkat çekiliyor.

Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmacı olduğu, Amerika Balkan Dernekleri Federasyonu (FEBA) ve Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) tarafından düzenlenen "Balkan Liderleri Zirvesi"ne de Balkan ülkelerinin devlet, hükümet ve dışişleri bakanları ve New York Valisi David Paterson'ın da aralarında bulunduğu 1400 kişi katıldı.Yemekte, isim sorunu nedeniyle birbirini tanımayan iki ülke Yunanistan ve Makedonya'nın katılması dikkat çekti. İki ülkenin böyle bir etkinlikte ilk kez bir arada yer aldığı belirtiliyor.

Gül, New York'u ziyareti sırasında Amerikan basınından da yoğun ilgi gördü. Cumhurbaşkanı Gül, tümü de ABD'nin saygın medya kuruluşları olan New York Times, Wall Street Journal, Newsweek, Associated Press ve Washington Post ile PBS televizyonu ve CNN'in ünlü isimleri Charlie Rose ile Fareed Zakaria'ya mülakatlar verdi.

Cumhurbaşkanı Gül, aralarında İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, Arjantin Cumhurbaşkanı Cristina Fernandez de Kirchner, AB Komisyonu Başkanı Manuel Barroso'nun da olduğu çok sayıda yetkiliyle ikili görüşme yaptı. Gül'ün Arjantin Cumhurbaşkanı Kirchner ile görüşmesi, Başbakan Erdoğan'ın, bu yılın mayıs ayında Arjantin'e yapmayı planladığı ziyaretin hemen öncesinde Ermeni lobisinin baskısıyla Buenos Aires'teki Atatürk Anıtı'nın açılışının programdan çıkarılması nedeniyle ziyareti iptal etmesinden sonra iki ülkenin cumurbaşkanının ilk kez bir araya gelmesi bakımından önemliydi. Edinilen bilgiye göre, yaşanan bu olaydan ötürü bir tür gönül alma ve ilişkileri canlandırmak istedikleri sinyalini verme adına görüşme talebi Arjantin'den geldi. Kirchner, "kendim gelmek istedim" diyerek, görüşme için BM Güvenlik Konseyi'ndeki başkanlık odasına geldi. Görüşmede Cumhurbaşkanı Gül, Arjantin'in bağımsızlığının 200, Türkiye ile Arjantin'in diplomatik ilişkilerinin de 100. yıl dönümü olması dolayısıyla Kirchner'i kutladı ve "Çok köklü ilişkilerimiz var, bu köklü ilişkileri birtakım lobilerin zarar vermesine izin vermemek lazım" mesajını verdi.

Gül'ün önemli görüşmelerinden bir diğeri de Filistin Devlet Başkanı Abbas ile oldu.Görüşmede Gül, doğrudan görüşmelerin başlamasından bir gece önce, durumu istişare etmek ve tavsiyelerini dinlemek üzere kendisine telefon etmesi nedeniyle Abbas'a teşekkür etti. Görüşmede Abbas'ın, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinde inşaatın durdurulmasına yönelik moratoryumun yarın sona ereceğini hatırlatarak, "bu şartlarda müzakere etmenin ne anlamı var, insan zorlanıyor, ümitvar olmak zor ama biz kararlıyız ve her şeye hazırız" dediği, Gül'ün ise buna karşılık Abbas'a, "Ama dostunuz da çok, uluslararası toplum çoğunlukla sizin arkanızda, size desteğimiz sürecek" sözleriyle moral verdiği öğrenildi. (Kaynak: http://www.cnnturk.com/2010/dunya/09/25/obamadan.gule.sizi.yendik.uzgunuz/590879.0/ )

"Almanya, Türkmenistan'ın BM'deki girişimlerini destekliyor"
New York'ta Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov ile bir araya Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkmenistan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 65.

New York'ta Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov ile bir araya Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkmenistan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 65. dönem toplantısında sunan yeni inisiyatiflerini desteklediklerini kaydetti.
Berdimuhamedov ile Merkel, BM toplantısı çerçevesinde bir araya geldi. Türkmenistan'ın BM'deki girişimlerini desteklediklerini kaydeden Merkel, Türkmen tarafının enerji güvenliğinin sağlanması yönündeki teklifinin önemli olduğunu belirtti.
Berdimuhamedov, Türkmenistan'ın enerji kaynaklarının sevk yolunu çeşitlendirme stratejisine bağlı kaldıklarını kaydederek, enerji potansiyelini tüm insanlığın yararına kullanmaya çaba gösterdiklerini ifade etti.
Berdimuhamedov ile Merkel görüşmesinde, iki ülke arasındaki ilişkilerin mevcut durumunu değerlendirerek, işbirliğinin daha da geliştirilmesine yönelik konuları ele aldılar. Merkel, Almanya ve Avrupalı şirketlerin Türkmenistan ile işbirliği yapmaya büyük ilgi gösterdiğini kaydetti.
Almanya'nın ülkesinin en büyük ve uzun vadeli ortaklarından olduğunu ifade eden Berdimuhamedov, Türkmen tarafının iki ülke dostluğuna büyük önem verdiğini dile getirdi.
BM Genel Kurulu toplantısında Aşkabat'ın yeni dış politika inisiyatiflerini sunan Berdimuhamedov, BM Enerji Konseyi'nin kurulmasını teklif etmişti. Ayrıca, dünyada enerji kaynakların istikrarlı sevkiyatı için uluslararası bir mekanizma geliştirmek amacıyla BM himayesinde uzman bir grubun oluşturulmasını teklif etmişti. (Kaynak: http://www.haberaktuel.com/almanya-turkmenistan-in-bm-deki-girisimlerini-destekliyor-haberi-306637.html )

17 Eylül 2010 Cuma




17 Eylül 2010, TBDhaber http://www.turkbirdev.info/
Başlıklar:




"Bir millet altı devlet"

Türk dünyası en büyük rüyasını, İstanbul'da kurulan 'Türk Konseyi' ile gerçekleştirdi. Gül, Özbekistan'ın katılmadığı zirvede Özbek halkını unutmadı: Biz, bir millet altı devletiz.



16 Eylül 2010, Perşembe - 20:11
Türk Konseyi, 18 yıl sonra gerçek oldu. Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 10. Zirvesi dün İstanbul'da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün evsahipliğinde yapıldı. Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhammedov, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ve Kırgızistan Geçici Yönetimi Cumhurbaşkanı Roza Otunbaeva'nın katıldığı zirvenin ardından Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi oluşturuldu. Türkmenistan'ın tarafsızlık politikası gereği imza koymadığı Konsey'in hedefi Avrupa Konseyi, Arap Ligi veya İngiliz Milletler Topluluğu gibi ortak bir çatı altında birleşmek. Özbekistan, 1999'dan bu yana zirvelere katılmazken, Gül ise konuşmasında Özbek halkını da unutmadı: "Gözden ırak olursak, gönülden de ırak oluyoruz. Hepimiz göz göze yan yana olduğumuzda, senede birkaç kez beraber veya ayrı ayrı toplandığımızda, oturup istişareler yaptığımızda, gönüllerimizde de şüphesiz ki yerlerimiz çok daha güçlü olarak devam etmektedir. Biz bir millet altı devletiz. Bundan da büyük gurur duyuyoruz." İŞ KONSEYİ KURULUYOR Sadece Gül Türkçe konuşurken, liderlerin Rusça açıklamaları Türkçe ve İngilizce'ye çevrildi. Gül, "tek alfabe" sorusuna "Zamanla olacak şeyler" yanıtını verdi. Farklı Türkçe lehçeleriyle yazıya dökülen bildiriye göre, ekonomik ilişkileri geliştirmek amacıyla "Türk İş Konseyi" kurulacak. Türk kültürünün korunması için Bakü'de bir vakıf oluşturulacak. Astana, 2012 Türk Kültür Başkenti ilan edilecek. 3 Ekim, "Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Günü" olarak kutlanacak. 'PETROL KARDEŞLİĞİMİZİ ZEDELEYEMEZ'Hazar'daki Münhasır Ekonomik Bölge sorunu nedeniyle yıllardır sorun yaşayan Türkmenistan ve Azerbaycan liderleri ilk defa Türkiye'de bir araya geldi. Türkmen lider Berdimuhammedov, "Türk halkının ortak ruhu, tarihi ve ortak sınırları ile buradayız. Kardeşlik ilişkilerimizi petrol ve enerji zedelememeli" dedi.
Kaynak: http://www.takvim.com.tr/Siyaset/2010/09/17/bir_millet_alti_devlet


Kırgızistan Cumhurbaşkanı Otunbayeva, Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesini Değerlendirdi
İstanbul'da Gerçekleşen Türk Dili Konuşan Ülkelerin Devlet Başkanları 10. Zirvesinde Katılan Kırgızistan Cumhurbaşkanı Roza Otunbayeva, Toplantının Çok Verimli Geçtiğini Anlattı.

İstanbul'da gerçekleşen Türk Dili Konuşan Ülkelerin Devlet Başkanları 10. zirvesinde katılan Kırgızistan Cumhurbaşkanı Roza Otunbayeva, toplantının çok verimli geçtiğini anlattı.
Toplantı sonrası İstanbul'dan Bişkek'e dönen Otunbayeva, verdiği demecinde zirvenin üye ülkeleri devlet başkanları ile tam katılım sağlandığına işaret ederek, Türk dünyası coğrafyasının geleceği için önem arz eden konuları ele alındığını kaydetti. 1992 yılında kurulan Türk Dili Konuşan Devlet Başkanları Zirve'sine zaman zaman ara verilerek yapıldığını hatırlatan Otunbayeva, oluşturulan 'İşbirliği Konseyi' ile zirvenin daha da canlanacağına inandığını belirtti. Zirvenin bundan sonra her yıl yapılacağına işaret eden Kırgız lider, Kırgızistan'ın zirveye 2012 yılında ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu söyledi. Türk dünyasının canlandırılmasında Orta Asya ülkelerinin önemine değinen Otunbayeva, dünya enerji alanında bu coğrafyanın büyük değer taşıdığını söyledi. Zengin petrol ve doğal gaz yatağına sahip Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan ile Avrupa pazarına Türkiye aracılığıyla uzanılmasının da öngörüldüğünü anlatan Kırgız lider Otunbayeva, bunun dışında tarihi İpek Yolu projesinin hayata geçirilmesi ile yine Türk dünyasının ekonomik alanında işbirliği ve kalkınmasının devam edeceğini belirtti.


KIRGIZİSTAN'A DESTEK
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Otunbayeva zirve öncesi liderlerle tek tek bir araya geldiğini belirterek, Kırgızistan'da yaşanan sıkıntılı dönemin ele alındığını ve her türlü destek yapılmaya hazır olunduğunu belirtti. Hem Türkiye'nin hem diğer Türk devletlerinin Kırgızistan'da yaşanan olaylardan sonra maddi manevi destek sağladığını belirterek, önümüzdeki tarihte yine ülkesine yardım yapılmasının beklediğini söyledi. Bu çerçevede Türkiye, Kazakistan ve Azerbaycan'ın Kırgızistan'a Mali yardım fonu oluşturarak her biri 10 milyon Dolar değerinde destek sağlayacak. Ülkesinde yapılacak meclis genel seçimlerinden sonra Kazakistan'ın Almatı şehrinde gerçekleşecek dünya donor toplantısında da Kırgızistan'a maddi destek sağlanılması gündemi oluşturacak.

TURKSOY, TÜRK DÜNYASININ Unesco'SU
Zirvede 6 devlet bir milletiz ifadesi kullanıldığını anlatan Otunbayeva, dilde ve kültürde birlik olduğunu söyledi. Türksoy hakkında övgüyle bahseden Kırgız lider, "Turksoy Türk Dünyasının Unesco'sudur. Türk devletlerinin tarihi geçmişini kültürel işbirliğini ve dayanışmayı geliştirerek, bu zenginlikleri dünya önünde sergiliyor." dedi. Otunbayeva bunun dışında TürkPA'nın faaliyetini değerlendirdi. Aksakallar Konseyi yönetim merkezinin ise Kırgızistan'da bulunması öngörülüğünü kaydeden Otunbayeva, konsey merkezinin Bişkek'te oluşturulmasını ise memnuniyetle karşılayacağını dile getirdi.
Kaynak: http://www.haberler.com/kirgizistan-cumhurbaskani-otunbayeva-turk-dili-2241531-haberi/



Berdimuhamedov: Türk zirvesi karşılıklı anlayış ve saygı ortamında yapıldı
10. Türk Dili Konuşan Ülkeler Liderler Zirvesi'ne ilk defa katılan Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov, zirvenin karşılıklı anlayış ve saygı ortamında geçtiğini kaydetti.

10. Türk Dili Konuşan Ülkeler Liderler Zirvesi, Türkmenistan basınında geniş yer aldı. Ülkenin önde gelen gazeteleri, İstanbul'daki zirveye geniş yer verdi.
Türkmen basınındaki haberlere göre, Berdimuhamedov, Türk Dili Konuşan ülkeleri sıkı işbirliği yapmaya davet etti. Berdimuhamedov, Avaza turizm bölgesinde ilgili ülkelere işbirliği teklif etti.


Devlet Başkanlarından zirvede aile fotoğrafı


16 Eylül 2010 Perşembe - 17:15




















İSTANBUL - AA - Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 10. Zirvesi'ne katılan Devlet Başkanları ve Dışişleri Bakanları aile fotoğrafı çektirdi. Çırağan Sarayı'nın bahçesinde çekilen ilk aile fotoğrafında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Kırgızistan Geçici Dönemi Cumhurbaşkanı Roza Otunbayeva ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhammedov yer aldı. Aile fotoğrafına daha sonra Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kazakistan Dışişleri Bakanı Kanat Saudabayev, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov, Kırgızistan Dışişleri Bakanı Ruslan Kazakbaev, Türkmenistan Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Raşid Meredov katıldı .


Türkiye-Azerbaycan arası stratjik imza atıldı
Türkiye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Kuruluşu Anlaşması, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalandı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye ile Azerbaycan, dünya üzerinde emsali bulunmayan nitelikte ilişkileri olan iki kardeş ülkedir ve Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi, bu kardeşliği taçlandıran kalıcı bir eser olacaktır” dedi.Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda, Türkiye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Kuruluşu Anlaşması'nın imzalanmasının ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile ortak basın açıklaması yaptı.Eski Azerbaycan Cumhurbaşkanı merhum Haydar Aliyev'in “Bir millet, iki devlet” olarak tanımladığı Türkiye-Azerbaycan işbirliğinde bugün tarihi bir ana şahitlik ettiklerini belirten Erdoğan, merhum devlet başkanının o veciz ifadesinde hayat bulan anlayışın, az önce Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile birlikte imzaladıkları Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Anlaşması ile yeni bir boyut kazandığını söyledi.Bu dostluğun gelecek nesillere de güçlendirilerek aktarılması noktasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'ni kalıcı bir eser olarak gördüğünü ifade eden Erdoğan, Türkiye-Azerbaycan işbirliğinin sadece iki devlet arasındaki güçlü dayanışmaya değil, aynı zamanda halkların paylaştığı köklü tarih ve gönül birliğine dayandığını kaydetti.Başbakan Erdoğan, Türk ve Azeri halklarının aynı dili konuştuğunu, ortak bir tarihi paylaştığını ve her iki ülkenin ortak bir coğrafyada barış, istikrar ve refahın sağlanmasını amaçladığını vurguladı.Bu sağlam zemin üzerine bina edilen “Bir millet, iki devlet” ilkesi temelinde yürütülen ilişkilerin, siyasi ve ekonomik alanda kaydedilen gelişmelerle bugünkü mükemmel seviyesine ulaştığına işaret eden Erdoğan, “İnanıyorum ki Konsey mekanizması sayesinde Türkiye-Azerbaycan dostluğunu gelecek nesillerimize sarsılmaz bir işbirliği olarak emanet edeceğiz” dedi.Daha önce Suriye, Ürdün, Lübnan, Irak, Rusya ve Yunanistan gibi ülkelerle de ihdas edilen bu mekanizmanın gerek ikili, gerekse bölgesel işbirliğinin geliştirilmesine sağladığı gözle görülür faydaları kısa dönemde dahi müşahede etme imkanları olduğunu belirten Erdoğan, bu mekanizmanın Türkiye-Azerbaycan işbirliğine de muazzam katkılarda bulunacağından kuşku duymadığını söyledi.Erdoğan, Konsey çerçevesinde oluşturulacak alt komisyonların, ilişkilerin her alanda düzenli olarak gözden geçirilmesini sağlayarak, hem müspet alanlardaki ivmenin korunmasına, hem de birtakım pürüzlerin kamuoyunda istismar edilmesini de önleyecek şekilde anında giderilmesine vesile olacağını dile getirdi.Başbakan Erdoğan, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin aynı zamanda, “Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimiz, kederi bizim kederimizdir” diyen Atatürk ile “Bir millet, iki devlet” diyen merhum Haydar Aliyev'den aldıkları bayrağı daha ileri noktalara taşıma kararlılıklarının bir tezahürü olduğunu vurguladı.Bu vesileyle, Konsey'in kurulması aşamasında gösterdiği işbirliği için “Dostum ve kardeşim” diye hitap ettiği Cumhurbaşkanı Aliyev'e teşekkür eden Erdoğan, ayrıca büyük bir fedakarlık ve özveriyle çalışarak, anlaşmanın kısa sürede onay aşamasına gelmesini sağlayan yetkililere ayrıca şükranlarını sunduğunu söyledi.Erdoğan, “Türkiye ile Azerbaycan dünya üzerinde emsali bulunmayan nitelikte ilişkileri olan iki kardeş ülkedir ve Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi bu kardeşliği taçlandıran kalıcı bir eser olacaktır. Bu düşüncelerle Türkiye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin gerek ikili ilişkilerimiz, gerekse bölgesel işbirliği adına hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15791668.asp


"KKTC HER GEÇEN GÜN GELİŞİYOR”
Ülkede karamsarlığa gerek olmadığını vurgulayan Tatar, Türkiye’de halk tarafından onaylanan Anayasa referandumunun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne de olumlu yansıyacağını kaydetti.
Maliye Bakanı Ersin Tatar, Altınbaş Kuyumculuk Yönetim Kurulu’nu kabul ederek, sektörle ilgili görüş alış verişinde bulundu.
Orkun Altınbaş direktörlüğündeki heyeti kabulünde konuşan Maliye Bakanı Tatar, ülke yönetimin çok hassas bir konu olduğunu ifade ederek, tüm dengelere azami özen gösterilmesi gerektiğini belirtti.
Özellikle Güney Kıbrıs’tan alışveriş konusunda hükümetin hassasiyetini koruduğunu kaydeden Tatar, hükümetin kontrolü, halkın da duyarlılığıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisini kalkındıracaklarını söyledi.
Ülkenin geleceği ile ilgili karamsarlığa kapılmanın gereksiz olduğunu ifade eden Bakan Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her geçen gün refah seviyesini yükselten ve yabancı yatırımcıya kapılarını açan bir ülke konumunda olduğunu vurguladı.
Tatar, son günlerde kendisini 3’üncü ülkelerden yatırımcıların ziyaret ederek ülkeye yatırım projelerini sunduklarını da söyledi.
Maliye Bakanı Tatar, Türkiye’de geçen hafta gerçekleştirilen Anayasa referandumuna da değinerek, sonucun borsayı yükselterek dövizi düşürdüğünü, dolayısıyla alım gücünü artırdığını belirtti ve bunun önümüzdeki günlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de olumlu yansıyacağını kaydetti.
Kaynak: http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/35/news/39433/PageName/KIBRIS_HABERLERI

TİKA, Özbekistan'da daha çok iş yapma gayretinde
Türk İşbirliği Kalkına İdaresi(TİKA) Özbekistan'da daha çok iş yapmak istiyor. Türk devletleri ve topluluklarıyla daha sıkı işbirliği yapma ve bu yerlere gerekli destekleri sağlama amacıyla merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından hayata geçirilen TİKA, Özbekistan'a yönelik sürdürdüğü faaliyetlerini daha da artırmayı hedefliyor.

TİKA'nın Özbekistan Koordinatörü Bekir Demir, kendi ülkeleri gibi gördükleri Özbekistan'a yönelik sürdürdükleri destekleme faaliyetlerinin artarak devam edeceğini söyledi. Demir, "Önümüzde yapacağımız daha çok işimiz var." dedi.


DESTEK 10 MİLYON DOLARI BULDU
TİKA, Özbekistan'da faaliyete başladığı 1992'den bu yana ekonomik, ticari, teknik, eğitim, sosyal ve kültürel işbirliği alanlarında türlü program ve projeler yürüttü. TİKA'nın Özbekistan'a yönelik son yıllarda hayata geçirdiği proje ve faaliyetleri için yapılan harcama tutarı ise 10 milyon dolara dayandı. Özbekistan'a yönelik son yılların en kapsamlı desteği ise 2 milyon 855 bin dolarla 2009'da yapıldı.
TİKA'nın 2010 için planladığı faaliyet miktarının ise 3 milyon 500 bin doları bulması bekleniyor. Özbekistan'da yönelik değişik faaliyetlerde bulunan TİKA en son hayata geçirdiği ve ülkenin ilk bilgisayar destekli konumundaki serası ile adından çok söz ettirmişti. Özbekistan'da 2011 sonu itibariyle seracılık için ayrılan 630 hektarlık alanının 200 hektarına Cumhurbaşkanı İslam Kermov'un tavsiyeleri üzerine TİKA usulü seraların inşasına karar verildi.


HEDEFTE YENİ PLAN VE PROJELER VAR
TİKA bu sene zarfında ayrıca başkent Taşkent'te yeni doğan bebekler için açılacak sağlık merkezini gerekli cihazlarıyla donatacak. Diğer yandan TİKA, Aral Gölü'nün kurumasıyla büyük bir ekolojik sorunla karşı karşı kalan Aral Gölü havzasında yem bitki yetiştiriciliğinin geliştirilmesi projeni hayata geçirecek. Projeyle hayvanların yem ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra, uygulanacak uygun münavebe sistemiyle toprak ıslahı hedeflenmekte.
Diğer yandan Özbekistan Tarım ve Su İşleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü ile işbirliğinde, Özbekistan'da kavak yetiştiriciliğinin geliştirilmesi çalışmaları yapılacak. Türk menşeli 'Samsun', 'İzmit' ve diğer çeşit kavak ağaçları fidanlığı, bu ağaçları işleyecek küçük işletme (atölye) ve kavak ağacı yetiştiricileri için bir eğitim merkezinin kurulması planlanıyor.
Ayrıca Türkiye'nin arıcılık alanındaki bilgi ve birikiminden yararlanmak amacıyla, arıcılık alanında çalışan Özbek uzmanların Türkiye'de eğitim görmeleri ve Türkiye'den uzmanlar tarafından da Özbekistan'da eğitim vermesi çalışmaları organize edilecek.
Çalışmalarını bunlarla da sınırlamayan TİKA Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov tarafından yazılan 'Yüksek Maneviyat-Yenilmez Güç' isimli kitabın Türkiye'deki Türkçe ve Özbekçe basımını yapacak.
Ayrıca yeni faaliyetler kapsamında bazı köylere yönelik içme suyu projeleri gerçekleştirilecek.
(CİHAN)

Orta Asya'nın en büyük güneş enerjisi santrali Özbekistan'da faaliyet gösteriyor


















TAŞKENT - Sovyet Birliği döneminde 1981 yılında temeli atılan bölgenin en büyük güneş enerjisi santrali, Özbekistan'da faaliyet gösteriyor. Yaklaşık 13 katlı bir bina yüksekliğindeki tesis 1987'de faaliyete geçmiş. Fiziki yapısıyla ilginç bir görüntü oluşturan tesise asansör ve merdivenle çıkılabiliyor. Tesiste 2 bin derecede metaller eritilebiliyor.
Tesis güneş enerjisiyle çalışan dünyanın en güçlü metal eritme ocaklarından biri. Sadece güneş enerjisinden faydalanıldığı tesisteki ocaklarda eritilme derecesi yüksek ender metaller, sorunsuz bir şekilde sıvı haline getiriliyor.
Dünyada benzerinin sadece Fransa'da olduğu tesis, boyu çok katlı binaları aşan dev panelle hayat buluyor. Büyük bir demir iskelesinin üzerine yerleştirilen ana panelin, genişliği 45 metre, yüksekliği 13 katlı olan bir bina büyüklüğünde
Devasa bir görüntü oluşturan dev panel, her biri yaklaşık 25 metrekare büyüklüğündeki 61 ayrı panelden enerji alıyor. Ana panele odaklanan ışınlar, oluşturulan fiziki açı ölçümüyle bir noktada toplanıyor. Ayrı panellerden gelen enerji, dev panel sayesinde biriktirilerek büyük bir ısı potansiyeli oluşturuluyor.
Ana panelin odak noktasında toplanan ışınlar, bu kez ışınların değişik amaçlarla kullanılacağı ve 'ocak' denilen işleme merkezine gönderiliyor.


-TESİS ÇEVRE DOSTU-
Tonlarca kömürün yakılarak veya yüz binlerce kw/s elektriğin harcanarak ancak yapılan bir erime işi burada elde edilen güneş enerjisi yardımıyla ek bir masraf yapılmadan kısa sürede yapılabiliyor. Suyun 700 derecede kaynatılmasıyla hidrojenin de elde edildiği tesiste uzmanlar, elektrik enerjisi üretme ve su yardımıyla merkezi ısıtma sistemi kurma projeleri üzerinde çalışıyor.
Ana panele güneşli havada enerji aktaran ve her biri yaklaşık 25 metre kare büyüklüğündeki küçük panellerin özelliği ise güneşin konumuna göre otomatik olarak dönebiliyor olmaları. Güneşin konumuna göre gün boyu yön değiştiren küçük paneller ana panele düzenli bir şekilde enerjinin aktarılmasını sağlıyor.
Tesis görevlisi uzman Sabır Ahadov "Bu güneş enerjisi ocağı Fransa'dan sonra dünyanın ender ocaklarında biri. Burada erime derecesi çok yüksek metalleri eritebiliyoruz. Tonlarca kömürün günlerce yakılarak uzun sürede yapılabilen erime işini güneş enerjisi sayesinde çevreye hiçbir zar vermende kısa sürede yapabiliyoruz." dedi.
Güneş enerjisinin önemine dikkat çeken bir diğer uzman Ferhat Seydiev ise" Orta Asya ülkelerinde ortalama yılın 300 günü güneşli. Fakat bundan faydalanabilme oranımız çok düşük. Geleceğimizin önemli kazancı bu güneç enerjisinden faydalanarak bunu hayata kazandırmaktır. Petrol ve doğal gazın rezervi bir gün sona erecek. Güneş enerjisi ise kullanabilenler için bitmek-tükenmez bir rezervdir. Bunun en önemli yanı ise enerji elde edilirken doğaya hiçbir zar verilmiyor olmasıdır." diye konuştu.
Kaynak: http://www.stargundem.com/ekonomi/1077173-orta-asya-039-nin-en-buyuk-gunes-enerjisi-santrali-ozbekistan-039-da-faaliyet-gosteriyor.html


Özbekistan'daki Uluslararası Pamuk Fuarı Ekim'de Yapılacak
6'ncı Özbekistan Uluslararası Pamuk Fuarı 13-14 Ekim tarihleri arasında Taşkent'te yapılacak. Fuara değişik ülkelerden tekstil alanında faaliyet gösteren çok sayıda firmanın temsilcileri iştirak edecek....

TAŞKENT (CİHAN) - Dünya pamuk üretiminde beşinci, ihracatında ise ABD'den sonra ikinci sırada yer alan Özbekistan, her yıl geleneksek olarak düzenledi pamuk fuarıyla pamuk potansiyelini dünyanın pamuk tüketicilerine göstermeye çalışıyor. Ülkenin önde gelen fuar alanlarından Özekspomerkez'de açılacak fuarda kurulacak stantlarda ülkedeki mevcut pamuk potansiyelinden kalitesine göre numuneler sergilenecek.
Fuar kapsamında ayrıca pamuk konulu bir konferans düzenlenecek; ve fuara iştirak eden yabancı konuklara yönelik pamuk tanıtım turları organize edilecek. Bu turlarda yabancı konuklar, ülkenin önde gelen pamuk depolama terminalleri ve işletme tesislerini görme imkânı bulacak.
Cumhurbaşkanı İslam Kerimov'un inisiyatifiyle yapılan ve Özbekistan hükümetinin destek verdiği fuarda yerli ve yabancı firma temsilcilikleri arasında iş bağlantıları görüşmeleri de yapılacak.
Yılda ortalama 3milyon 500 ton dolayında pamuk üretimi yapan Özbekistan'ın pamuk müşterisi ülkeler arasında Türkiye, Pakistan, Çin, ABD, Bangladeş, Güney Kore, Singapur, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi devletler bulunuyor.
13-14 Ekim tarihleri arasında yapılacak 6. Özbekistan Uluslararası Pamuk Fuarı'na' dünya genelinde 50'a yakın ülkeden 350 dolayında firma temsilcisinin katılması bekleniyor.
Kaynak: http://haber50.com/303183_Ozbekistan-daki-Uluslararasi-Pamuk-Fuari-Ekim-de-Yapilacak.html


Otoda tarihi rekor kırdık Avrupa’da 6’ncı ülke olduk
Temmuz ve ağustos aylarında beklentilerin üzerinde otomobil satışı gerçekleştiren Türkiye, Avrupa’da 6’ncı sıraya oturdu.

OTOMOBİL satışlarında beklentilerin üzerinde büyüyerek yaz aylarında bile tarihi rekorlara imza atan Türkiye, Avrupa’da da hızlı üst basamaklara tırmanıyor. Temmuz ayında Avrupa’da otomobil satışlarında 11’incilikten 6’ıncılığa yükselen Türkiye, ağustos ayında da kırdığı tarihi satış rekoruyla geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre sıralamada 2 basamak yükselerek Avrupa altıncısı oldu. Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin (ODD) ACEA’nın (Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği) raporundan derlediği bilgilere göre Avrupa Birliğine bağlı 27 ülke ve EFTA ülkeleri toplamında, 2010 yılı Ağustos ayında 2009 yılı Ağustos ayına göre yüzde 12.1 daralma yaşandı. Ağustos’ta 731 bin 503 adet otomobilin satıldığı Avrupa’da en sert düşüş yüzde 68.6 ile Yunanistan’da gerçekleşirken, ardından yüzde 27 ile Almanya ve yüzde 24.4 ile İzlanda’da görüldü. Ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre satışlarını en çok arttıran ilk üç pazar ise sırasıyla; yüzde 109.7’lik büyümeyle İrlanda, yüzde 97.2 ile Letonya ve yüzde 87.3’le Türkiye oldu. 2010 yılı Ağustos ayında Türkiye binek otomobil pazarı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 87.35 oranında artışla 42 bin 222 adet oldu. 2010 yılı Ağustos ayı binek otomobil satışları ile Türkiye, Avrupa binek otomobil satışıda 6. sırada yer aldı.

8 ayda yerimizi koruduk
ACEA’nın raporuna göre 2010 yılı Ocak-Ağustos dönemi toplam Avrupa satışları (AB27+EFTA) bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3 azalışla 9 milyon 300 bin 306 adet olarak gerçekleşti. 2009 ve 2010 yılları 8 aylık gerçekleşen kümülatif binek otomobil pazarı kıyaslandığında en belirgin düşüş yüzde 39.1 ile Bulgaristan’da gerçekleşirken, hemen ardından yüzde 35.4 ile Macaristan ve yüzde 33.1 ile Slovakya yer aldı. 2010 yılı 8 aylık en yüksek artış ise sırasıyla; İrlanda (yüzde 49.6), Portekiz (yüzde 46.4) ve İzlanda (yüzde 42.) de gerçekleşti. Türkiye 2010 yılı Ocak-Ağustos döneminde toplam binek otomobil satışları geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 17.9 artarak 269 bin 926 adet oldu. 2010 yılı Ocak-Ağustos dönemi binek otomobil satışları ile Türkiye, Avrupa binek otomobil satışlarında yine 8’inci sırada yer aldı.
Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/15809419.asp?gid=254



Türkmenistan Cumhurbaşkanı Berdimuhammedov Türkiye'ye Geldi
Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhammedov, Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi'ne Katılmak Üzere İstanbul'a Geldi

Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhammedov, Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi'ne katılmak üzere İstanbul'a geldi. Özel bir uçakla saat 09.30'da Atatürk Havalimanı'na gelen Berdimuhammedov'u Devlet Konukevi'nde Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve diğer ilgililerle kalabalık bir Türkmenistan heyeti karşıladı. Berdimuhammedov uçaktan inerken, Türkmenistan heyeti tarafından coşkuyla alkışlanması dikkat çekti. Konuk Cumhurbaşkanı bir süre Devlet Konukevi'nden dinlendikten sonra alandan ayrıldı.
(BAK-DÜR-ŞP) - İSTANBUL (Anadolu Ajansı) 16.09.2010 10:08 [2238332]


TÜRKMENİSTAN'IN DOĞAL GAZ REZERVİ 24,6 TRİLYON METREKÜP
Basın toplantısında, Avrupa'ya doğalgaz kaynakların tedariki ve Nabucco projesinin hayata geçirilmesinde Türkmenistan'ın potansiyeli ile ilgili soru üzerine Berdimuhamedov, 2008 yılında İngiltere'nin bağımsız Gaffney, Cline & Associates denetleme şirketinin yaptığı çalışmalar sonucunda Güney Yolöten-Osman ve Yaşlar yatağının doğalgaz rezervinin 18 trilyon metreküp olduğunu ifade etti. Bu yatağın sanayiye kazandırılması için Çin, Güney Kore ve BAE şirketleri ile 10 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladıklarını belirten Berdimuhamedov, uzmanların hesaplamalarına göre, Türkmenistan'ın doğalgaz rezervinin 24,6 trilyon metreküp olduğunu bildirdi.
Türkmenistan ile Azerbaycan ilişkilerine ilişkin soruyu da cevaplayan Berdimuhamedov, iki ülke arasındaki ilişkilerde hiçbir sorun olmadığını kaydederek, yakın gelecekte doğalgazı çeşitli yollarla, Nabucco projesi ile Avrupa'ya ulaştırılmasına ilişkin projelerin hayata geçirileceğine inandığını belirtti.

'TAPİ HATTI PROJESİ AFGANİSTAN'A BARIŞ GETİRECEK'
Berdimuhamedov, Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan (TAPİ) doğalgaz boru hattı projesine de değinerek, söz konusu projeye katılan ülkelerin TAPİ hattı projesinin Afganistan'a barış getireceğine inandığını kaydetti.
(CİHAN)