25 Eylül 2010 Cumartesi



25 Eylül 2010, TBD-Haber http://www.turkbirdev.info/

Başlıklar:
  • Kanadalı yazar, Türkiye-Ermenistan ve Azerbaycan'ı mercek altına aldı
  • Azerbaycan-Özbekistan K.E.K Toplantısı Taşkent'te Yapıldı
  • Kazakistan, Kırgızistan’a her türlü desteğe hazır
  • Kırgızistan'daki Ruslar ülkeyi terkediyor
  • Özbekistan ve Kırgızistan, sınırları kısmen açtı
  • Türkiye, bu yılki BM Genel Kurulu sırasında ilk kez bir BM Güvenlik Konseyi zirvesine de başkanlık etti
  • "Almanya, Türkmenistan'ın BM'deki girişimlerini destekliyor"

Kanadalı yazar, Türkiye-Ermenistan ve Azerbaycan'ı mercek altına aldı
11:38 25 Eylül 2010
Kanadalı yazar Scott Taylor,“Unreconciled Differences: Turkey Armenia and Azerbaijan (Şiddetli Geçimsizlikler: Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan) adlı son kitabında,Türkiye-Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki 'şiddetli geçimsizlik' mercek altına aldı.

Kanadalı gazeteci, savaş muhabiri ve yazar Scott Taylor'un Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki ihtilafı ele aldığı son kitabı “Unreconciled Differences: Turkey Armenia and Azerbaijan (Şiddetli Geçimsizlikler: Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan), Azerbaycan'nın Londra Büyükelçiliği'nde basına tanıtıldı.

Dün akşam Azerbaycan'nın Londra Büyükelçiliği'nde gerçekleşen tanıtım resepsiyonuna Azerbaycan'ın Londra Büyükelçisi Fakhraddin Gurbanov'un yanı sıra Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Ünal Çeviköz ile Kanada Parlamentosu'ndan milletvekilleri ve diplomatlar katıldı.Araştırmaları için son 4 yıl içersinde birçok kez Ermenistan, Azerbaycan ve Karabağ'a giden Taylor, son kitabı 'Unreconciled Differences: Turkey Armenia and Azerbaijan'da Türkiye-Ermenistan ve Ermenistan-Azerbaycan arasındaki tarihsel anlaşmazlığı masaya yatırıyor.

KANADA KAMUOYUNU BİLGİLENDİRECEK
Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki sorunun içeriğine dair bilginin Kanada'da çok sınırlı ve daha çok Ermenistan'ın çıkarlarına yönelik olduğunu dile getiren Taylor, bu yüzden Kanada kamuoyuna daha tarafsız bilgilendirme amacıyla bu araştırmayı başlattığını belirtti.Scott Taylor, son kitabında Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan'ın ortak tarihlerindeki anlaşmazlığın bugün üç halkında yaşamlarını olumsuz etkilediğini belirterek bu mesele çözülmediği takdirde durumun gelecekte barış olasılığını engellediğini dile getirdi.Kanada'nın en önde gelen askeri yayınlarından 'Esprit de Corps' editörlüğünü yapan Scott Taylor, aynı zamanda Basra Körfezi, Irak, Afganistan ve Kafkaslar'da yaşanan çatışmaları savaş muhabiri olarak izledi. Taylor, Kafkaslar ve Azerbaycan'ın işgal altındaki bölgelerinde de defalarca bulundu.

"KİTAP GERÇEKLERİ YANSITIYOR"
Azerbaycan'ın Londra Büyükelçisi Fakhraddin Gurbanov,konuya ilişkin yaptığı açıklamada, kitabın tanıtımının Londra'da ve büyükelçilikte yapılmasının kendileri için büyük bir anlam ifade ettiğini söyledi.Scott Taylor'un bölgeyi yakından tanıyan ve sorunları yerinde gören biri olduğunu vurgulayan Büyükelçi Gurbanov, “Bu kitabın en önemli özelliği, gerçeklerden yola çıkılarak hazırlanmış olmasıdır.Yazar, araştırmalarını bölgede yapmış ve oldukça yerinde tespitlerde bulunmuşturö dedi.

BÜYÜKELÇİ ÇEVİKÖZ: "YUKARI KARABAĞ MESELESİ, ULUSLARARASI HUKUKUN CİDDİ İHLALİDİR"
Türkiye'Nin Londra Büyükelçisi Ünal Çeviköz de, kitabın hazırlanışı başından beri takip ettiğini söyledi.Çeviköz, "Sayın Scott Taylor, beni Ankara'da ziyaret etmişti.Hem Yukarı Karabağ meselesinin çözümüyle ilgili Türkiye'nin katkılarını hem de Kafkasya'nın genel meseleleri hakkındaki düşüncelerimiz almıştı.Eskik olmasın kitabında da yer vermiş" dedi.Büyükelçi Çeviköz, kitabın önemini şöyle ifade etti: “Bu kitabın önemini şu açıdan vurgulamak isterim. Yazarın da sunuşunda belirttiği gibi Yukarı Karabağ meselesi, giderek uluslararası kamuoyunda önemini kaybetmiş gibi bir görüntü oluşturuyor.Halbuki Yukarı Karabağ meselesi, uluslararası hukukun ciddi bir ihlali.Azerbaycan topraklarının 5'te 1'inden fazlasının işgali gibi çok ciddi ve tüm dünya uluslarının dikkat etmei gereken bir konudur.Bunun zaman geçtikçe unutuluyor olması hakikaten üzücüdür.Böyle bir kitabın yaymlanmış olmasıda dünya kamuoyunun bu konuya dikkatini çekmek ve bu konuda bilinçlenmesini sağlamak için fevkalade önemlidir. Bu nedenle kitabı önemsiyorum." (Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/Dunya/)


Azerbaycan-Özbekistan K.E.K Toplantısı Taşkent'te Yapıldı

TAŞKENT (CİHAN)- Özbekistan-Azerbaycan 9. dönem Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısı başkent Taşkent'te yapıldı.


İki ülke ilgilileri Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in 27-28 Eylül günleri arasında Özbekistan'a yapacağı ziyaret öncesinde bir araya geldi.
Taşken İş Merkezi'nde yapılan KEK toplantısında iki ülke ilişkileri çok yönlü bir şekilde ele alındı. Toplantıda Azerbeycan tarafına Başbakan Birinci Yardımcısı Yagub Ayubov, Özbekistan tarafına ise başbakan yardımcılarından Botir Hocayev başkanlık etti.
Toplantıda bir konuşma yapan Azerbaycan Başbakan Birinci Yardımcısı Ayubov, iki ülke arasındaki mevcut ilişkilerinin iki kardeş halk yararına daha da gelişmesi isteğinde olduklarını dile getirdi. Özbekistan Başbakan Yardımcısı Hocayev ise iki ülke arasındaki mevcut işbirliğinin çok yönlü şekilde daha da gelişeceği inancında olduklarını söyledi.
Toplantıda taraflar iki ülke arasındaki mevcut ilişkileri gözden geçirdi ve ticari ve ekonomik işbirliğinin daha da geliştirilmesi konusu üzerinde durdu.
Durgun bir seyirde olan iki ülke arasındaki yıllık ticaret hacmi 25 milyon dolar dolayında seyrediyor. Bu yılın ilk altı ayında iki ülke arasındaki ticaret ise 10 milyon dolar dolayında gerçekleşti. Özbekistan'da 30 civarında Azerbeycan firmasi faaliyet gösteriyor. (Kaynak: http://haber.turk.net/EKO/2566479/Ozbek-Kek-Toplantisi-Taskent-te-Yapildi_2566479 )

Kazakistan, Kırgızistan’a her türlü desteğe hazır

Kırgızistan’da 10 Ekim’deki milletvekili seçimine girecek Ata-Meken Sosyalistik Partisi Genel Başkanı Ömürbek Tekebayev, önceki gün Astana’da, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev tarafından kabul edildi. Nazarbayev, görüşmede, “Kazakistan’ın, Kırgız halkının iradesine saygı duyduğunu ve ülkenin siyasi sisteminin ayağa kalkması için her türlü desteği vermeye hazır olduğunu” söyledi.

Kırgızistan'daki Ruslar ülkeyi terkediyor
Kırgızistan'da yaşayan Rus asıllı vatandaşların artan milliyetçilikten endişeli olduğu bildirildi.

Rusya'nın Bişkek büyükelçiliği, Rus asıllı vatandaşların Kırgızistan'ı terketmeye başladığını açıkladı. Eliçilikten yapılan açıklamaya göre, ülkede artan milliyetçi söylem ve yaşanan huzursuzluklar Rus asıllı vatandaşlarının endişelerini ve güvenlikle ilgili korkularını artırdı.
Nezavisimaya Gazeta, milli azınlıkların sorunlarının büyümekte olduğunu, artan gerginliği artık Kırgız siyasilerin de itiraf ettiğini öne sürdü. Rusya büyükelçiliği, özellikle ülkenin iç çatışmalara sahne olan güney bölgelerinde yaşayan Ruslar'ın ülkeden "kaçmaya başladığını" savundu. Rusya'nın Oş'taki temsilcisi Natalya Firsova, bölgede en büyük sorunu Özbekler ve Ruslar'ın yaşadığını söyledi, "Rusya büyükelçiliği durumu yakından takip ediyor ve durumdan rahatsızlık duyuyor. Önceki hükümetin milliyetçi politikaları bugünün sorunlarını hazırladı. Yeni oluşan durumda trajik hatalardan kaçınılması ve gerekli önlemlerin alınması gerekiyor" açıklamasında bulundu. Rusya'nın Kırgızistan büyükelçisi Valentin Vlasov ise medyanın taşıdığı büyük sorumluluğa dikkat çekti.
Küresel Siyaset Enstitüsü başkanı Mihail Delyagin, gazeteye yaptığı açıklamada Rus asıllı vatandaşların savunmasının Rusya devleti tarafından üstlenmesi gerektiğini öne sürdü. Kırgızistan'da sosyal patlama yaşandığını ve güçlü akraba bağlarına sahip olmayanların yok edildiğini savunan Rus uzman, bu gruplar arasında Ruslar'ın da bulunduğunu söyledi. Delyagin, Kremlin sarayının Otunbayeva'nın yardım talebine olumlu cevap vermesi ve askerlerini bölgeye göndermesi gerektiğini de belirtti. (Kaynak: http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=130127 )


KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu: Ban Ki-mun'a mülkiyet konusundaki düşüncelerimizi ilk ağızdan aktardık
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile bugün yaptıkları görüşmeden son derece memnun olduğunu belirterek, "Bize zaman ayırması, mülkiyet konusundaki düşüncelerimizi ilk ağızdan dinleme fırsatı vermiş olması tabii ki bizi memnun etmiştir" dedi.
Eroğlu, Türkevi'nde düzenlenen basın toplantısında, New York'ta bugün BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile görüştüğünü, ayrıca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Finlandiya Dışişleri Bakanı Alexander Stubb, İspanya Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinos, Katar Emiri Şeyh Hamad bin Halifa El Thani ile biraraya geldiğini söyledi. KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, görüşmelerde Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili kendi düşüncelerini ve mülkiyetle ilgili ortaya koydukları teklifleri anlattıklarını ifade etti.
Mülkiyet konusundaki tekliflerle ilgili görüşlerini açıkça Genel Sekretere sunduklarını belirten Eroğlu, KKTC'nin eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas arasındaki görüşmelerin 18 ay kadar aralıksız sürdüğünü, ancak bir sonuca ulaşamadığını hatırlattı.
Mayıs ayından beri Hristofyas ile mülkiyet konusunu ele aldıklarını söyleyen Eroğlu, BM toplantıları nedeniyle Kıbrıs'ta ara verilen görüşmelerin önce teknik düzeyde, ardından liderler seviyesinde başlayacağını bildirdi.
Eroğlu, "Belli başlıklarda yakınlaşma olabilir mi olmaz mı, teknik heyetlerimiz ona bakıyor. Eğer bu başlıklarda bir mutabakata varma, bir ortak noktaya gelme imkanı olursa liderler tekrar konuyu ele alacaktır" diye konuştu.
New York'taki temaslarından dolayı memnun olduğunu söyleyebileceğini ifade eden Eroğlu, "Özellikle Sayın Genel Sekreterle yapmış olduğumuz görüşmeden son derece memnun olduğumu ifade etmek istiyorum, bize zaman ayırması, mülkiyet konusundaki düşüncelerimizi ilk ağızdan dinleme fırsatı vermiş olması tabii ki bizi memnun etmiştir" dedi.
KKTC'ye uygulanan ambargolarla ilgili yaratılan sıkıntıları da Genel Sekretere anlatmaya çalıştıklarını bildiren Eroğlu, özellikle ambargoların kaldırılması, doğrudan ticaret tüzüğünün geçirilmesinin Rumlar'ı çözüme motive edebileceği şeklindeki görüşlerini de ortaya koyduklarını ve bu kapsamda Genel Sekreterden destek istediklerini açıkladı.

-HRİSTOFYAS'IN ÖNERİLERİNE YANIT-
"Hristofyas'ın bir yandan Türkiye ile bir yandan Kıbrıs Türk tarafıyla görüşmek istediğini söylemesiyle" ilgili bir soru üzerine, KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu bunun mümkün olmadığını, Kıbrıs sorunu Adadaki iki tarafın çözeceğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"Sorun Kıbrıs'ta yaşayan Türkler ile Rumlar arasında. Rumlar'ın Türkiye ile müzakere yapmak istemesi, müzakere masasından kaçma anlamını taşımaktadır. Dolayısıyla gerek Türkiye gerek Yunanistan, Kıbrıslı Türklerin ve Rumların kabul etmediği bir anlaşmaya herhalde müdahil olmak istemezler. Kaldı ki Türkiye bizim ana vatanımız, elbette istişarelerimiz oluyor, ama Kıbrıs sorununu çözecek olan taraflar da biziz. Müzakere masasından kaçıp Türkiye ile görüşmek istemesindeki maksat bizi muhatap kabul etmediği anlamına gelir ki böyle bir düşünce fevkalade yanlıştır. Muhatabı biziz. Elbette ileride müzakereler bir anlaşma noktasına geldiği takdirde, bizim bir önerimiz vardır, iki garantör ülke ve Güney ile Kuzey Kıbrıs Rum yönetimi yetkililerinin katılımıyla dörtlü bir konferans düzenlemek. Bu konferansta amaç, karşılıklı al-verlerle 6 başlığı birden bizim geldiğimiz noktadan sonra ele alıp bir anlaşma metni ortaya çıkarmaktır, ama henüz o noktada değiliz. Rumlar'ın önerdiği uluslararası konferans ise bizim düşüncemizden çok farklı."
Derviş Eroğlu, Hristofyas'ın sözkonusu konferansı BM Güvenlik Konseyi üyeleri, AB üyeleri, garantör ülkeleri çağırarak ama kendisini Türk tarafından yüksek bir statüde varsayarak düzenlemek istediğini, bunun KKTC tarafından kabul edilmeyeceğini Hristofyas'ın da bildiğini vurguladı. Buna rağmen Hristofyas'ın bunu yeni bir öneriymiş gibi "pişirip pişirip etrafa yaymaya çalıştığını" söyleyen Eroğlu, "Halbuki bu uluslararası konferans, Makarios zamanında da gündeme getirilmiş ve o zaman da reddedilmişti" dedi.
Masada 6 başlık olduğunu ve mülkiyet başlığının görüşüldüğünü ifade eden Eroğlu, "Ama halledilmesi gereken 5 başlık vardır, dolayısıyla yakınlaşmalar sağlanırsa dörtlü konferans olabilir" diye konuştu.
Maraş ve Mağusa ile ilgili Hristofyas'ın taleplerine yanıt verdiğini bildiren Eroğlu, "Hristofyas'ın, kapsamlı bir çözüme varmak için müzakereler devam ederken, bu kapsamlı paketin içerisinden Maraş'ı almak, Maraş'a Rum halkının yerleşmesi için (BM ya da AB gözetiminde) bizden izin koparmak, bunun karşılığında da Mağusa limanını açılmasına onay vermek ve Mağusa surlarını restore etmek gibi bir önerisi olmuştu" dedi.
Maraş'ın kapsamlı bir çözümün parçası olduğunu vurgulayan Eroğlu, "Bunu kendisine müzakere masasında açık ve net bir şekilde söyledik. Mağusa limanı ise açıktır, bu limana değişik ülkelerin ticari gemileri gelmektedir, hatta bizim limana uğrayan gemi kaptanları, Güney limanlarına uğradıkları zaman tutuklanmakta ve hapse atılmaktadır" ifadesini kullandı. (Kaynak: http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1032216&title=kktc-cumhurbaskani-eroglu-ban-kimuna-mulkiyet-konusundaki-dusuncelerimizi-ilk-agizdan-aktardik )


Özbekistan ve Kırgızistan, sınırları kısmen açtı
Kırgızistan'ın güneyinde Haziran ayında yaşanan etnik çatışmalar üzerine, kapatılan Özbekistan- Kırgızistan sınırının büyük kısmı yeniden geçişlere açıldı.

İki ülkeyi birbirine bağlayan ana geçiş noktaları konumundaki Karasu(Kara Suu) ve Dostluk (Dostlik) sınır kapıları ise şimdilik kapalı kalacak. Bu iki ana sınır kapısında sadece üçüncü ülke vatandaşlarını geçişine müsaade edilecek.

En son karşılıklı sınır koruma muhafızlarını tutuklama girişimleriyle karşı karşıya gelen ve sonunda sorunu tatlıya bağlayan Özbekistan ve Kırgızistan, aralarındaki sınır kapılarını kısmen açma konusunda anlaştı.
Önceki gün Kırgızistan'ın Batken vilayetinde bir araya gelen iki ülkenin sınır işlerinden sorumlu ilgilileri, aralarındaki 15'e yakın geçiş noktasının karşılıklı insan ve araç geçişine açılmasına karar verdi. İki ülke vatandaşları açılan kapılardan 24 saat geçebilecek.

Sınırların kapatılması bölgede iç içe yaşanan iki ülke vatandaşlarını oldukça zor durumda bırakıyor. Bunun üzerine sınırları kanunu şekilde geçemeyen insanlar mecburen sınır ihlallerine başvurmak zorunda kalıyor. Özbekistan ve Kırgızistan vatandaşları üç gün içerisinde oturum kaydı yaptırmak şartıyla karşılıklı iki ay vizesiz seyahat edebiliyor.
(CİHAN)

Türkiye, bu yılki BM Genel Kurulu sırasında ilk kez bir BM Güvenlik Konseyi zirvesine de başkanlık etti

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 65. Dönem BM Genel Kurulu Genel Görüşmeleri için geldiği New York'ta gerek BM toplantıları çerçevesinde gerekse de BM dışında yoğun temas trafiği yürüttü. Gül, Obama ile Dünya Basketbol Şampiyonası'ndaki Türkiye-ABD finalini de konuştu.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanlığını üstlendiği döneme denk gelen ziyareti boyunca 21 ikili görüşme yaptı.Türkiye, bu yılki BM Genel Kurulu sırasında ilk kez bir BM Güvenlik Konseyi zirvesine de başkanlık etti."Barışı Koruma-Barışı İnşa" konulu zirve, BM Güvenlik Konseyi'nin, 1945 yılında kuruluşundan bu yana yaptığı altıncı zirve olması bakımından tarihi önem taşıyordu.

Üst düzey bir katılıma sahne olan zirvede, konseyin 15 üye ülkesinden 8'i cumhurbaşkanı, 2'si başbakan, 5'i de dışişleri bakanı düzeyinde temsil edildi. Gül, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un önceki gün heyet başkanları onuruna verdiği öğle yemeğinde de Genel Sekreter Ban ve ABD Başkanı Barack Obama'nın da bulunduğu baş masada yer aldı.

Basketbol muhabbeti: Yemek sırasında Gül, Obama'nın talebi üzerine, ABD Başkanı ile yaklaşık 20 dakika süren, içerikli bir görüşme de yaptı. Yemek sırasında Obama'nın Gül'den görüşme talebinde bulunduğu, bunun üzerine ikilinin yemeği bırakıp, diğer misafirlerin meraklı bakışları altında, masanın biraz uzağında görüştüğü öğrenildi.Irak, terör ve terör örgütü PKK, Ortadoğu ve Türkiye-İsrail ilişkileri gibi konuların gündeme geldiği görüşmede, konu bir ara basketboldan da açıldı.Edinilen bilgiye göre, basketbola olan sevgisiyle bilinen Obama, Gül'e, Türkiye'de düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonası sırasında ABD ile Türkiye arasında oynanan final maçını hatırlatıp, "Sizi yendik, üzgünüz" derken, Gül de buna karşılık, "Biz mutluyuz, tarihimizde ilk kez bir dünya şampiyonasında final oynadık, futbol olsa biz yenerdik" yanıtını verdi.

New York Times'taki Türkiye ile ilgili yazı: BM toplantıları sırasında, diğer katılımcılardan da Cumhurbaşkanı Gül'e büyük ilgi vardı. Türkiye'nin ekonomik performansının özellikle ilgi çektiği, toplantılar sırasında Gül'ü BM koridorlarında durduranlar, Genel Kurul salonunda, hatta sokaktaki insanlardan bile yanına gelenlere rastlandığı öğrenildi.

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, bir ara Gül'ün yanına gelerek, Türkiye'nin BM'de çok belirgin biçimde öne çıktığı yönünde New York Times'daki yazıyı, gazetenin arka sayfasında da Türkiye'nin AB üyeliğine destek verdiğini belirttiği kendi röportajını gösterdi.Yine toplantılar sırasında bir devlet adamı, Gül'e, "Türkiye'ye eskiden Avrupa'nın hasta adamı derlerdi, şimdi ise Avrupa'nın tek sağlıklı adamısınız" dedi.

Bu yılki Genel Kurul'dan akıllarda kalan önemli bir ziyaret de Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan tarafından Cumhurbaşkanı Gül onuruna Türkiye'nin BM Daimi Temsilciliği Rezidansı'nda verilen yemeğe, BM Genel Sekreteri Ban'ın da katılması oldu. Bir BM Genel Sekreteri'nin Türk rezidansına ilk kez gelmediğine, ancak programının en yoğun olduğu Genel Kurul döneminde ilk kez geldiğine dikkat çekiliyor.

Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmacı olduğu, Amerika Balkan Dernekleri Federasyonu (FEBA) ve Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) tarafından düzenlenen "Balkan Liderleri Zirvesi"ne de Balkan ülkelerinin devlet, hükümet ve dışişleri bakanları ve New York Valisi David Paterson'ın da aralarında bulunduğu 1400 kişi katıldı.Yemekte, isim sorunu nedeniyle birbirini tanımayan iki ülke Yunanistan ve Makedonya'nın katılması dikkat çekti. İki ülkenin böyle bir etkinlikte ilk kez bir arada yer aldığı belirtiliyor.

Gül, New York'u ziyareti sırasında Amerikan basınından da yoğun ilgi gördü. Cumhurbaşkanı Gül, tümü de ABD'nin saygın medya kuruluşları olan New York Times, Wall Street Journal, Newsweek, Associated Press ve Washington Post ile PBS televizyonu ve CNN'in ünlü isimleri Charlie Rose ile Fareed Zakaria'ya mülakatlar verdi.

Cumhurbaşkanı Gül, aralarında İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, Arjantin Cumhurbaşkanı Cristina Fernandez de Kirchner, AB Komisyonu Başkanı Manuel Barroso'nun da olduğu çok sayıda yetkiliyle ikili görüşme yaptı. Gül'ün Arjantin Cumhurbaşkanı Kirchner ile görüşmesi, Başbakan Erdoğan'ın, bu yılın mayıs ayında Arjantin'e yapmayı planladığı ziyaretin hemen öncesinde Ermeni lobisinin baskısıyla Buenos Aires'teki Atatürk Anıtı'nın açılışının programdan çıkarılması nedeniyle ziyareti iptal etmesinden sonra iki ülkenin cumurbaşkanının ilk kez bir araya gelmesi bakımından önemliydi. Edinilen bilgiye göre, yaşanan bu olaydan ötürü bir tür gönül alma ve ilişkileri canlandırmak istedikleri sinyalini verme adına görüşme talebi Arjantin'den geldi. Kirchner, "kendim gelmek istedim" diyerek, görüşme için BM Güvenlik Konseyi'ndeki başkanlık odasına geldi. Görüşmede Cumhurbaşkanı Gül, Arjantin'in bağımsızlığının 200, Türkiye ile Arjantin'in diplomatik ilişkilerinin de 100. yıl dönümü olması dolayısıyla Kirchner'i kutladı ve "Çok köklü ilişkilerimiz var, bu köklü ilişkileri birtakım lobilerin zarar vermesine izin vermemek lazım" mesajını verdi.

Gül'ün önemli görüşmelerinden bir diğeri de Filistin Devlet Başkanı Abbas ile oldu.Görüşmede Gül, doğrudan görüşmelerin başlamasından bir gece önce, durumu istişare etmek ve tavsiyelerini dinlemek üzere kendisine telefon etmesi nedeniyle Abbas'a teşekkür etti. Görüşmede Abbas'ın, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinde inşaatın durdurulmasına yönelik moratoryumun yarın sona ereceğini hatırlatarak, "bu şartlarda müzakere etmenin ne anlamı var, insan zorlanıyor, ümitvar olmak zor ama biz kararlıyız ve her şeye hazırız" dediği, Gül'ün ise buna karşılık Abbas'a, "Ama dostunuz da çok, uluslararası toplum çoğunlukla sizin arkanızda, size desteğimiz sürecek" sözleriyle moral verdiği öğrenildi. (Kaynak: http://www.cnnturk.com/2010/dunya/09/25/obamadan.gule.sizi.yendik.uzgunuz/590879.0/ )

"Almanya, Türkmenistan'ın BM'deki girişimlerini destekliyor"
New York'ta Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov ile bir araya Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkmenistan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 65.

New York'ta Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov ile bir araya Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkmenistan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 65. dönem toplantısında sunan yeni inisiyatiflerini desteklediklerini kaydetti.
Berdimuhamedov ile Merkel, BM toplantısı çerçevesinde bir araya geldi. Türkmenistan'ın BM'deki girişimlerini desteklediklerini kaydeden Merkel, Türkmen tarafının enerji güvenliğinin sağlanması yönündeki teklifinin önemli olduğunu belirtti.
Berdimuhamedov, Türkmenistan'ın enerji kaynaklarının sevk yolunu çeşitlendirme stratejisine bağlı kaldıklarını kaydederek, enerji potansiyelini tüm insanlığın yararına kullanmaya çaba gösterdiklerini ifade etti.
Berdimuhamedov ile Merkel görüşmesinde, iki ülke arasındaki ilişkilerin mevcut durumunu değerlendirerek, işbirliğinin daha da geliştirilmesine yönelik konuları ele aldılar. Merkel, Almanya ve Avrupalı şirketlerin Türkmenistan ile işbirliği yapmaya büyük ilgi gösterdiğini kaydetti.
Almanya'nın ülkesinin en büyük ve uzun vadeli ortaklarından olduğunu ifade eden Berdimuhamedov, Türkmen tarafının iki ülke dostluğuna büyük önem verdiğini dile getirdi.
BM Genel Kurulu toplantısında Aşkabat'ın yeni dış politika inisiyatiflerini sunan Berdimuhamedov, BM Enerji Konseyi'nin kurulmasını teklif etmişti. Ayrıca, dünyada enerji kaynakların istikrarlı sevkiyatı için uluslararası bir mekanizma geliştirmek amacıyla BM himayesinde uzman bir grubun oluşturulmasını teklif etmişti. (Kaynak: http://www.haberaktuel.com/almanya-turkmenistan-in-bm-deki-girisimlerini-destekliyor-haberi-306637.html )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder