16 Ocak 2011 Pazar

Büyükelçi Tuimebayev: "AOSB'nin çalışmaları bizim için önemli bir referans oldu"



16 Ocak 2011, TBD-Haber http://www.turkbirdev.info/
Başlıklar:
  • Azerbaycan Tacikistan'ı 3-0 yendi
  • Azerbaycanlı judocular Şanlıurfa'da
  • Kazakistan'a 5.5 milyar $'lık Türk yatırımı
  • Kazakistan Büyükelçisi Tuimebayev: "AOSB'nin çalışmaları bizim için önemli bir referans oldu"
  • Aytmatov'un ismi Kırgız- Özbek Üniversitesi'nde yaşatılacak
  • Almanya, Kırgızistan'ın elektrik enerjisi için 29 milyon dolar hibe ediyor
  • Merkel’e KKTC üzerine tarih dersi
  • Özbekistan, Rusya'ya en çok araç satan üçüncü ülke oldu
  • Özbekistan ve Katar çeyrek finalde
  • Türkiye Lübnan krizinde devrede
  • Türkmenistan AB ile enerji ortaklığına hazır


Azerbaycan Tacikistan'ı 3-0 yendi

TAŞKENT (CİHAN)- Rusya'nın ev sahipliğinde bu yıl 19.su düzenlenen Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Kupası Futbol Turnuvası'nda bugün grup ikinci tur maçları heyecanı yaşandı.
Sankt Petersburg'da devam eden ve 16 takımın dört grupta mücadele ettiği turnuvada takımlar ikinci tur maçlarında ter döktü.

A Grubu'nda Azerbaycan'ın İnter Baku takımı, rakibi Tacikistan'ın İstiklal takımını 3-0 yendi. Bu sonuç Azeri ekibin ikinci galibiyeti oldu.

B grubunda ise takımlar birbirlerine üstünlük sağlayamadı. Özbekistan'ın temsilcisi Bunyodkor, rakibi Letonya'nın Skonto Riga ekibiyle 1-1 berabere kaldı.

C Grubun'da ise Estonya ekibi Flora Talin, Türkmenistan'ın temsilcisi Balkanaba takımını 3–0 yendi. Türkmen ekip bu skorla çeyrek final çıkma şansını yitirdi.

D Grubun'da Dinamo Kiev Litvanya'nın Ekranas takımıyla 1–1 berabere kaldı.

İlki 1993'de yapılan son kupasını Rusya'nın Rubin Kazan takımı kaldırmıştı. Finalde Kazakistan'ın Aktöbe takımını 5-2 yenen Rubin Kazan BDT Kupası'nı müzesine götüren taraf olmuştu (Kaynak: stargundem.com)


Azerbaycanlı judocular Şanlıurfa'da
Azerbaycan Yıldız, Ümit ve Genç Milli takımı judocuları, Şanlıurfa Judo İhtisas Kulübünün daveti üzerine Şanlıurfa'ya geldi.30 kişilik kafile ile Şanlıurfa'ya gelen milli takım sporcuları, Şanlıurfalı judocular ile ortak çalışma kampında bir araya geldi.

Judo İhtisas Kulübü spor salonunda devam eden ve 10 gün sürecek olan ortak çalışma kampında Azeri ve Şanlıurfalı Judocuların kaynaşmaları amaçlanıyor.Türkiye Judo Federasyonu Merkez Hakem Kurulu üyesi Ali İhsan Delioğlu, Şanlıurfalı judocuların bugüne kadar çok ciddi başarılar elde ettiğini belirterek, şunları kaydetti:“Bu başarıların devamını sağlamak ve uluslararası düzeyde daha büyük başarılar elde etmek için bu tür ortak çalışma kamplarına ihtiyacımız var. Azerbaycan, judo branşında kendini kanıtlamış bir ülke. Çok kaliteli sporcuları var. Bizim çocuklarımızın onlarla birlikte çalışması motivasyonlarını olumlu yönde etkileyecektir. 4-6 Şubat 2011 tarihleri arasında yapılacak olan Ümitler Türkiye Judo Şampiyonası öncesi iyi bir hazırlık dönemi geçirmek istiyoruz. Şanlıurfalı judocularımızın gelecekteki başarılarını inşallah hep beraber izleyeceğiz.”Delioğlu, kendilerini kırmayıp davetlerine icabet eden Azerbaycan Judo Milli takımı antrenörleri Vugar Aliyev ve Ramiz Memedov ile desteklerinden dolayı Gençlik ve Spor İl Müdürü Hakan Altuğ'a teşekkür etti.Azerbaycan Judo Milli takımı antrenörleri ise Şanlıurfa'da bulunmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, amaçlarının Azeri ve Şanlıurfalı judocuların birlikte kamp yaparak birbirlerinden teknik konularda bazı şeyleri öğrenmek olduğunu dile getirdiler. (Kaynak: hurriyet.com)


Kazakistan'a 5.5 milyar $'lık Türk yatırımı
ASTANA - AA - Türk firmalarının Kazakistan'a yaklaşık 5 milyar 500 milyon dolarlık yatırım yapacakları belirtildi. Kazakistan Sanayi ve Yeni Teknolojiler Bakanlığı'ndan alınan bilgiye göre, Türk şirketleri Kazakistan'da, Kaznex Invest aracılığıyla 5 milyar 500 milyon dolarlık yatırıma imza atmak üzere başvurularını tamamladı. Kaznex Invest'e pek çok Türk firmasının yatırım için ba şvurduğunu bildiren yetkililer, bunlara örnek olarak, Enkim adlı Türk şirketinin yıllık 400 bin ton kapasiteli sodyum karbonat tesisi kuracak olmasını gösterdiler. 300 bin dolara mal olması öngörülen tesis için çalışmaların başlatıldığı öğrenildi. Bir başka yatırımın da, Uzman Yatırım Holding tarafından Güney Kazakistan'da Ontustik Serbest Ekonomik bölgesinde kurulacak ve 200 milyon dolara mal olması hedeflenen blucin üretim tesisi olduğunu kaydeden yetkililer, Türk firmalarının Kazakistan'da turizm alanında da yatırımlar yapacağını, Kapçagay'daki 430 milyon dolarlık yatırımın bunlardan biri olduğunu bildirdiler. (Kaynak: turkiyegazetesi.com.tr)



Kazakistan Büyükelçisi Tuimebayev: "AOSB'nin çalışmaları bizim için önemli bir referans oldu"

Geçtiğimiz günlerde düzenlenen Türkiye- Kazakistan İş Adamları Konferansı'na katılmak üzere Adana'ya gelen Kazakistan Büyükelçisi Zhanseit Tuimebayev, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi'ni (AOSB) ziyaret ederek AOSB'nin işleyişi ve AOSB'de faaliyet gösteren firmalar hakkında bilgi aldı.

Kazakistan Adana Fahri Konsolosu Tarkan Kulak'ın organize ettiği Adana HiltonSA'de gerçekleştirilen ve Kazakistan ile Türkiye arasındaki ekonomik işbirliğinin güçlenmesini amaçlayan Türkiye - Kazakistan İş Adamları Konferansı'na katılmak üzere kentimize gelen Kazakistan Büyükelçisi Zhanseit Tuimebayev, AOSB'yi ziyaret etti. Kazakistan'a Organize Sanayi Bölgeleri kurmak istediklerini ve bu nedenle ülkemizdeki sanayi bölgelerini gezerek işleyişleri incelediklerini belirten Tuimebayev, Adana Fahri Konsolosu Tarkan Kulak ,AOSB Başkanı Bekir Sütçü ve Yönetim Kurulu Üyelerinin de katılımıyla bölgede faaliyet gösteren bazı tesisleri gezdi. Abdioğulları Plastik, Kimteks Tekstil ve Ger Mühendislik firmalarını gezen Büyükelçiye AOSB'nin sanayi işletmelerine sunduğu avantajlar hakkında detaylı bilgiler verildi. OSB'de faaliyet göstermenin işletmeler için avantajlar sağladığını belirten Bekir Sütçü, "AOSB'de 378 yatırımcı bulunuyor. Bu firmalar Organize Sanayi Bölgesinde olmanın tüm avantajlarından yararlanıyorlar. Örneğin sanayicimiz dışarıdaki işletmelere oranla yüzde 10-12 oranında ucuza elektrik kullanıyor" diye konuştu.

AOSB'nin işleyişini çok beğendiğini ve Kazakistan'a kurmak istedikleri organize sanayi bölgeleri çalışmaları için nitelikli bir referans olduğunu belirten Kazakistan Büyükelçisi Zhanseit Tuimebayev, ise "Burada yapılan çalışmalardan ve AOSB'nin kusursuz işleyişinden etkilenmemek mümkün değil. Kuşkusuz bu işleyiş işletmelerin üretimlerine ve karlılıklarına da katkılar sağlıyordur. AOSB yönetimini özverili çalışmalarından dolayı kutluyorum, ayrıca AOSB'yi tanımamıza yardımcı olduğu için Fahri Konsolosumuz Tarkan Kulak'a teşekkür ediyorum" dedi. AOSB'nin işleyişine hayran kaldığını dile getiren Tuimebayev iki ülke arasındaki işbirliğini ve ticareti güçlendirmek adına AOSB yönetimini Kazakistan'a davet etti. (Kaynak: yeniadana.net)



Aytmatov'un ismi Kırgız- Özbek Üniversitesi'nde yaşatılacak

Kırgızistan'ın güneyindeki Oş kentinde geçtiğimiz yaz yaşanan etnik çatışmalardan sonra, kentte bulunan Kırgız-Özbek Üniversitesi'ne ünlü yazar Cengiz Aytmatov'un ismi verilmesi kararlaştırıldı.

Daha önce Kırgız-Özbek Üniversitesi olan eğitim merkezi, çıkan olaylardan sonra Devlet Sosyal Üniversitesi olarak değiştirilmişti.

Cengiz Aytmatov sağlık sorunları nedeniyle 79 yaşında hayata veda etmişti. Böbrek yetmezliği teşhisi ile Almanya'da kaldırıldığı hastanede ölen Cengiz Aytmatov, Bişkek'te toprağa verilmişti. Kırgızistan- Türkiye Manas Üniversitesi (KTMÜ) de ünlü yazarın ismini bir kampüse vermişti. (Kaynak: haberaktuel.com)


Almanya, Kırgızistan'ın elektrik enerjisi için 29 milyon dolar hibe ediyor

Almanya, Kırgızistan'ın enerji sektörüne mali destekte bulunacak. Almanya, Kırgızistan'daki elektrik dağıtım ağların yenilenmesi için bu ülkeye 29 milyon 600 bin dolar hibe edecek. Kırgızistan Enerji Bakan Yardımcısı Avtandil Kalmambetov, Almanya'nın Kırgızistan enerji sektörü için 29 milyon dolar hibe edeceğini duyurdu. Kalmambetov Kırgızistan'ın alt yapı sorunlarının başında elektrik dağıtım ağının geldiğini ifade etti. Avtandil Kalmambetov, bu proje için toplam 360 milyon dolara ihtiyaçları olduğunu duyurdu.

Kalmambetov Enerji Bakanlığı'nın Maliye Bakanlığı ile birlikte elektrik enerjisinde yaşanan sorunları gidermek için yatırım alanlarını araştırdıklarını söyledi.

Diğer yandan geçtiğimiz gün yaşanan teknik sorunlar nedeniyle başkent Bişkek ve civarı, Kazakistan ile Özbekistan'ın bazı bölgeleri karanlıkta kalmıştı.

Devrik Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev yönetimindeki hükümet enerji tüketimi için yapılan ödemelere iki katı zam yapınca halk ayaklanmıştı. Hayat pahalılığı gerekçesiyle gerçekleşen 7 Nisan halk ayaklanması sonunda Bakiyev yönetimi ve ülkeyi terk etmişti. (Kaynak: zaman.com.tr)



Merkel’e KKTC üzerine tarih dersi
Başbakan Erdoğan, Kıbrıs sorununun çözülememesinden Türkiye’yi sorumlu tutan Almanya Başbakanı Angela Merkel’e, Kıbrıs görüşmelerini bizzat anlatacak.

Başbakan Erdoğan 28 Şubat’ta Almanya’ya gidecek. 2 günlük ziyarette Erdoğan’ın Merkel’le bir araya gelecek. Merkel, Güney Kıbrıs Rum kesimini ziyareti sırasında Türkiye’nin adada işgalci olduğunu ve Kıbrıs sorununun çözülememesinden Türkiye’nin ve Türk tarafının sorumlu olduğunu öne sürmüştü. Bu açıklamalara sert tepki gösteren Başbakan Erdoğan, Merkel’in tarih bilgisinden yoksun olduğunu ve özür dilemesi gerektiğini söyledi. Önümüzdeki ay planlanan görüşmede, Kıbrıs’la ilgili garantörlük anlaşmalarını hatırlatacak olan Başbakan Erdoğan’ın Alman mevkidaşına Türkiye’nin AB’ye üyeliği karşısında Kıbrıs’ta herhangi bir taviz vermesinin sözkonusu olmadığını anlatması bekleniyor.

KAYNAK ANNAN OLACAK 
Kıbrıs’la ilgili bugüne kadar yapılan görüşmeleri bir kez daha Merkel’e özetlemesi beklenen Erdoğan, kendisinin bizzat yer aldığı görüşmelere, eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ve BM Eski Genel Sekreteri Kofi Annan’ı kaynak gösterecek. Bir buçuk ay sonrası için planlanan gezide Başbakan Erdoğan, 1-5 Mart tarihleri arasında Hannover’da düzenlenecek olan Cebit Fuarı’nı da ziyaret edecek.
• YAKUP BULUT ANKARA


‘İki lidere cesaret verilmeli’
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Kıbrıs açıklamalarıyla ilgili Birleşmiş Milletler’den de yorum geldi. Genel Sekreter Ban Ki-Mun, tüm tarafların Kıbrıs’taki müzakere sürecinde iki lideri cesaretlendirmeleri gerektiğini söyledi. Genel Sekreter Ban, BM’de basın toplantısı düzenledi. 26 Ocak’ta Cenevre’de Kıbrıslı iki liderle görüşeceğini anımsattı. İki lidere daha fazla zaman vermenin uygun olduğunu düşündüklerini söyleyen Ban, Cenevre’de yapacakları üçlü görüşmede, mülk ve güvenlik meseleleri dahil önemli konularda, ilerleme sağlayabilmeyi umduklarını belirtti. (Kaynak: stargazete.com)


Özbekistan, Rusya'ya en çok araç satan üçüncü ülke oldu

Orta Asya'da otomobil sektörüne yaptığı yatırımlarla dikkatleri üzerine çeken Özbekistan, 2010'da dünya genelinde Rusya'ya en çok araç ihraç eden üçüncü ülke oldu.

Özbekistan, 2010'da Rusya'ya 73 bin 700 adet binek otomobil sattı. Özbekistan bu rakamla, Japonya ve Güney Kore'den sonra üçüncü sırada yer aldı.

Hali hazırda Özbekistan'da yılda ortalama 200 binin üzerinde binek otomobil üretimi yapılıyor. Özbekistan'ın 2010'daki en büyük müşterisi ise Rusya oldu. Özbekistan, 2010'da Rusya'ya yaptığı otomobil ihracatını bir önceki yıla göre yüzde 10,7 oranında artırdı.

Japonya 2010'da Rusya'ya 187 bin 89 adet otomobil ihraç ederken, onu 92 bin 31 adetle Güney Kore takip etti. Almanya ise 55 bin 900 adetle dördüncü ve İngiltere ise 50 bin 41 adetle beşinci oldu.

Özbekistan'ın Rusya'ya sattığı araç arasında Nexia modeli ilk sırada yer alıyor. Özbekistan'da Chevrolet markasıyla Matiz, Nexia, Damas, Lacetti, Spark , Captiva, Epica ve Tacuma modellerinden araçlar üretiyor. Özbekistan'da üretilen araçlar, iç pazarının yanı sıra başta Rusya olmak üzere, Ukrayna, Azerbaycan, Kazakistan, Belarus, Moldova, Afganistan ve Türkmenistan gibi ülkelere de ihraç ediliyor.

Özbekistan, 2009'da, global ekonomik krize rağmen otomotiv sektörünü canlı tutmayı başarmış ve bir önceki yıla(2008) oranla yüzde 5.1'lik artışla 205 bin 11 adet binek otomobil üretmişti.
(Kaynak: haberaktuel.com)


Özbekistan ve Katar çeyrek finalde

Katar'ın Başkenti Doha'da Devam Eden Asya Futbol Şampiyonası A Grubu Ekiplerinden Özbekistan ve Katar Çeyrek Finale Çıkan Takımlar Oldu. Rakibi Çin'le 2–2 Berabere Kalan Özbekistan Daha Önce Çeyrek Finale Çıkmayı Garantilerken, Katar İse Kuveyt Karşısında Bugün Aldığı 3-0'lık Skordan Sonra Adını Çeyrek Finale Yazdırmayı Başardı. (Kaynak: sondakika.com)


Türkiye Lübnan krizinde devrede

Bağdat’a bir çalışma ziyaretinde bulunan Bakan Davutoğlu, uçakta Türkiye’nin izlediği Lübnan politikası ve krizin patlamasıyla birlikte Türkiye’nin “kavşak noktasında” yeraldığı diplomatik temasları anlattı.

Davutoğlu, GAP uçağıyla Bağdat’a beraber gittiği dört gazeteciyle sohbetinde, “Önceliğimiz krizin tırmanmaması” dedi. Lübnan krizinin çözülmesi için, “bölgede etkin tüm tarafların katılacağı” bir uluslararası konferans toplanmasının gündemde olduğunu belirten Davutoğlu’na göre, bu konferansta kritik ülke ise Suriye.

Suriye’nin de uluslararası konferansta yer almasını sağlamak için, bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da devreye girecek. Davutoğlu, Başbakan Erdoğan’ın Katar Emiri ile birlikte bugün (pazartesi) Şam’a giderek, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşeceğini açıkladı.
Davutoğlu’nun Lübnan değerlendirmeleri şöyle;
KRİZ, SUUDİ- SURİYE MUTABAKATIN BOZULMASI ÜZERİNE ÇIKTI
- Salıya çarşambaya kadar Lübnan’da olay derlenip toparlanamazsa, daha ciddi bir durum ortaya çıkabilir diye kaygılanıyoruz. Suudi Arabistan-Suriye inisiyatifli bir mutabakat vardı. Karşılıklı adımlar içeriyordu. Tek taraflı talep listesi değildi.

KAVŞAK NOKTASI TÜRKİYE
-Bütün bu temaslarda kavşak noktası Türkiye. Çünkü herkes bir kanalda etkin İran, Hizbullah kanadı ile, Suriye Şii ve Emel kanadıyla etkin. Suudi Arabistan Saad Hariri ve Sünniler üzerinde etkin. Bütün bunların kesiştiği yerde de Türkiye var. Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini en çarpıcı biçimde gösteren tablo buydu. Dolayısıyal bize dönük bir beklenti oluşuyor. Türkiye müdahale ederse netice alınabilir diye bakıyor.

SURİYE KATILMAZSA, ULUSLARARASI TOPLUM PARÇALANIR
- Fransa’nın bir uluslar arası toplantı teşebbüs var. Biz bu toplantıya Suriye’nin katılımı büyük önem taşıyor. Eğer Suriye katılmazsa, bu sefer Suudi Arabistan, Fransa, ABD,Katar ve Türkiye’nin katıldığı bir toplantı eksik olur. O zaman bir anda, uluslar arası toplum Lübnan’daki parçalanmanın bir yansıması haline gelir. Toplantıya katılanlar genellikle Hariri hükümetine destek verenler. Bu durumda uluslar arası toplum bölünmüş olur. Diğer tarafta İran-Suriye kalır. Biz istiyoruz ki tüm taraflar içinde olsun ve bu konu Suudi-Arabistan- Suriye mutabakatı üzerinden yürüsün. O dengeli bir mutabakat.

BM’DE HAYIR VERDİK, LÜBNAN HÜKÜMETİNİ KURTARDIK
- BM Güvenlik Konseyi’ndeki İran oylamasında Lübnan hükümetinde büyük kriz yaşandı. Eğer İran oylamasına Lübnan “evet” deseydi. Hükümet çöküyordu. Hizbullah’lı bakanlar ayrılıyordu. “Hayır” deseydi, bu kez Lübnan’ın Batı’yla arası bozulacaktı. Biz “hayır” derken Hariri hükümetinin çekimser kalmasına İran’ı ikna ettik. Bizim hayır dememiz Lübnan’daki hükümeti ayakta tuttu.

LÜBNAN ÇÖZÜLMEZSE IRAK’TA DA SIKINTI ÇIKAR
- Biz bölgede parçalanmayı önlemek istiyoruz. İki kutuplu bölge istemiyoruz. Böyle bir tablo Irak ve Lübnan’da büyük sıkıntı doğurur.

HARİRİ’YE TOPLUMSAL DESTEK VAR
- Lübnan siyasetinde parçalanma istemiyoruz. Lübnan’da Sunni başbakan olması tek başına yeterli değil. Toplumsal tabanı olmayan birisinin başbakan olması yeterli olmaz. Bir Sünni’yi getirelim, Meclis başkanı yapalım demekle olmuyor. O Sünni’nin toplumsal tabanının olması lazım. Lübnan’da Hariri’nin toplumsal tabanı var. Hariri’nin devredışı kalmasını istemiyoruz. Zaten demokrasi de bunu gerektiriyor.
HİZBULLAH DA HÜKÜMETTE OLMALI
- Öbür tarafta Hizbullah ve Emel’in de, yani Şii kanadının da mutlaka etkin şekilde hükümette olması lazım. Bu sayede hükümet kalıcı olabilsin ve herkesi kuşatabilsin. Uluslar arası konferans için ilk çağrıyı Fransa yapacak. Yeri ve kapsamının nasıl olacağı netleşmiş değil.

- Sarkozy Türkiye’den rol mü çalıyor?
- Bizden rol çalma değil de kendisi rol sahibi olmak istiyor. Gündemde kalmak istiyor. Bizim için önemli olan kimin ne rol oynadığı değil. Bizim için önemli olan Lübnan’ın ve bölgenin istikrarı. Fransa’nın da Lübnan’da çok ciddi bir geçmişi var. Tüm Lübnanlı aktörlerle Fransa’nın ilişkisi var. Fransa’nın süreçte olması fayda getirir.

SORUŞTURMA KOMİSYONU SİYASALLAŞMAMALI
- BM’nin Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri konusunda kurduğu soruşturma komisyonunun siyasallaşmaması lazım. Bunu engellemeye çalışacağız. Herhangi bir siyasi grubun bu nedenle itham altında bulunmaması lazım. Kişilerin şahsi işlediği suçlar, siyasi istikrarsızlığa yol açmamalı.

LÜBNAN’DA İLERLEME, İRAN’LA NÜKLEER GÖRÜŞMELERE DE YANSIR
- Nükleer görüşmelerde biraz mesafe alınır, güven ortamı oluşursa, İran’ın da Lübnan sürecine katılımı daha kolay olur. O kadar çok olay birbiriyle ilişkili ki, hiçbirşeyi ihmal edemezsiniz. Nükleer konuda tam olumlu bir hava varken, Lübnan’da kriz patlak verdiğinde o çökecek. Diğer tarafta olumlu bir gelişme olursa, bu tarafa olumlu etkisi olacak. Bu krizin bir hafta ertelenmesi bize P-5 artı bir müzakerelerinde bir hafta zaman kazandırır. Orada olumlu bir şey olursa, bütün aktörler bu olumlu atmosferi bozmayalım diyerek, Lübnan’da esnek davranmaya yönelebilirler. Buna İran, ABD, Fransa da dahil. Biz müdahil olmazsak, şu anda birbirine bağlı birçok şey çökebilir. Irak’ı erteleyemez, Lübnan’ı ihmal edemeyiz.
TÜRKİYE’NİN ETKİSİ BAZI ÜLKELERİ RAHATSIZ EDİYOR

- Eskiden Lübnan’la ilgili bir kriz olsaydı, kimsenin aklına Türkiye gelmezdi. Şu anda Türkiye’nin içine girmediği bir denklem düşünülemez. Nereden çıktı bu Türkiye diyenler var. Ama, birçok aktör de iyi ki Türkiye var diyor. Biz taraflarla konuşarak krizi yumuşatabiliyoruz. Çözüm üretecek formüller geliştirebiliyoruz. Türkiye Ortadoğu’da yeni bir diplomatik üslup geliştirdi. Bu üslup, başka aktörleri de buna yöneltiyor. Mesela, Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi tamamen Türkiye patentli. Irak’la Suriye, hatta Yunanistan’la İsrail bile bunu uygulamaya çalışıyor. Bu modelin patentini alsak, epey para kazanırdık. Veya vizelerin kaldırılması uygulaması, bunlar bir anda bölgede yeni bir hava oluşturuyor.

LÜBNAN KRİZİ, İSRAİL’LE SORUNUMUZU UNUTTURMAZ
- İsrail şu anda bölge denklemlerinin çoğunun dışında kaldı. Lübnan krizi çıkarsa, İsrail’in yarattığı krizler unutulur diye düşünülüyor. Ama biz unutmayız.

İSRAİL İLE SESSİZ DİPLOMASİ SÜRÜYOR
- İsrail’le siyasi riskleri göze alıp, ben de konuştum. Son dönemde Müsteşarımız da konuştu. Sessiz diplomasi bir şekilde devam ediyor ama, beklentilerimiz yerine gelmeden olmaz. Eğer bugün Türkiye, haklı taleplerine rağmen İsrail bunları yerine getirmezse, bu sefer bölgede hiç hesap verme zorunluluğu hissetmeyen bir devletin varlığı söz konusu olur. Bu, bölgeye barış getirmez. Ülkeler yaptıkları eylemlerin sonuçları ile ilgili hesap verebilirlik durumunda kalmalıdır. Mavi Marmara ve benzer olaylarda, tüm ülkelerin attığı adımların sonuçları ile ilgili bir şekilde sorgulanabilmesi lazım. Aksi halde, X ülkesi, bütün hukukun üstünde olur. Bölge bunu kaldıramaz. Bütün ülkeleri bağlayan kurallar olacak, fakat bir ülke bu kuralların dışında olacak. Bizim bölgeye bakışımız da, bölgedeki her aktörün yaptığı eylemler dolayısıyla hesap verebilir durumda olması lazım. Aksi takdirde bölgede herkes kendi kafasına göre adım atmaya çalışır. Bizim bunu kabullenmemiz, bölgenin bunu kaldırması mümkün değil. Bir taraftan Türkiye olarak vizyon geliştiriyoruz, diğer taraftan bu vizyonu ortadan kaldırması muhtemel olan unsurları minimize etmeye çalışıyoruz.. (Kaynak: hurriyet.com.tr)


Türkmenistan AB ile enerji ortaklığına hazır

Avrupa Komisyonu’nun ülkenin Dünya Ticaret Örgütü’ne (WTO) girmesini istemesinin ardından, Türkmenistan lideri, Cumartesi günü enerji zengini ülkesinin, AB’ye doğalgaz satmaya hazır olduğunu söyledi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Türkmenistan lideri Gurbanguli Berdimuhammedov’la yaptığı görüşmelerin ardından, “Türkmenistan’ın WTO’ya girmesi, ülkenin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunacak ve yatırımcıların ilgisini artıracak” diye konuştu.

Barroso ek olarak, “AB, Türkmenistan’ın WTO üyeliğine başvurmasını istiyor” dedi.

Barroso’nun şaşırtan teklifi, Avrupa’nın doğal gaz kaynaklarını garanti altına almak için çıktığı ve Türkmen liderle, Hazar Denizi’nden Azerbaycan’a doğalgaz taşıyacak boru hattına odaklandıkları konuşmalar sonrasında geldi.

Türkmenistan’la doğrudan bir anlaşma imzalanmamış olsa da, ülke lideri Berdimuhammedov, Avrupa’yla birlikte hareket etmeye hazır olduklarını söyledi.

Barroso ile kapalı kapılar ardında konuşan Berdimuhammedov, “Avrupa’ya doğalgaz aktarmak için gerekli şartları yerine getirebiliriz” dedi.

Türkmen lider aynı zamanda, bu konudaki en çekici projenin Hazar Denizi’nin dibinden biri boru hattı oluşturmak olduğunu ancak, deniz üzerinden sıkıştırılmış doğalgaz transferinin de değerlendirebilecek bir seçenek olduğunu söyledi.

Berdimuhammedov, “Doğalgaz konusunda, Avrupa ile işbirliğine gitmek önceliklerimizden biri” diye konuştu.

Barroso ise, “Boru hattını inşa etmeye yönelik niyetinizi herkesi açıklamanızı, takdir ediyoruz. Birlikte çalışmaya hazırız. Bu şekilde Türkmenistan Güney Koridor’un önemli bir ülkesi haline gelecek” dedi.

Barroso ek olarak, “Avrupa, Türkmenistan’dan doğalgaz satın almaya hazırız” dedi.

NABUCCO’YA BÜYÜK DESTEK
Hazar Ötesi Boru Hattı, Türkmenistan ile Azerbaycan’ı birbirine bağlayacak ve en nihayetinde Avrupa’nın Rusya’yı bypass ederek, Asya’daki diğer doğalgaz üreticilerinden Avrupa’ya gaz transferi sağlayacak Nabucco projesine katkıda bulunacak.

Azerbaycan ve Türkmenistan’ın içinde bulunduğu Güney Doğalgaz Koridoru, AB tarafından enerji güvenliği açısından oldukça önemseniyor.

Barroso, bu hafta Azerbaycan’ın Güney Doğalgaz Koridoru’na katkıda bulunan temel ülkelerden biri olacağını açıkladı. Ancak ülkenin ne kadar katkıda bulunacağına yönelik net rakamlar vermedi. (Kaynak: hurriyet.com.tr)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder