5 Aralık 2010 Pazar







5 Aralık, 2010 TBD-Haber http://www.turkbirdev.info/


Başlıklar:


  • Hazar’dan doğan güneş

  • Kazak petrollerini işlemeye Belarus talip

  • Kırgızistan'da hükümet kurma çabaları devam ediyor

  • Denktaş, İzmir'den uyarıyor!...

  • Özbekistan'a olan borcunu ödemek için Tacikistan kaynak arıyor

  • Bakan Şimşek'ten yatırımcılara 'Türkiye'ye gelin' çağrısı

  • Türkmenistan'da, bütçenin gider kısmı 5 milyar dolar arttırılacak






Hazar’dan doğan güneş
Mete Gürkan mailto:meteg@interpromedya.com.tr

Geçtiğimiz hafta içinde Azerbaycan’daydık. Hem ülkenin teknoloji alanındaki en önemli fuarı Bakutel’i ziyaret ettik hem de ülkede bilişim sektörünün dinamiklerini yerinde görerek anlama şansına eriştik. Belirtmek gerekiyor, beklediğimizin çok ötesinde gelişmiş bir şehirle karşılaştık. Azerbaycan’ın ekonomik ve tüketimsel açısından değişen yüzünü Bakü şehrinde görebiliyoruz.
Hazar bölgesinin şu anda ekonomik açıdan en önemli ülkesi Azerbaycan. Nüfusu 8 milyonu aşan ülke son 5 yılda büyük gelişme gösterdi. Ülkede üç sektör öne çıkıyor. İnşaat, otomotiv ve enerji. Bakü şehrine baktığımızda Bakü’nün bölgenin Dubai’si olma yolunda olduğunu şehrin her yanını saran inşaatlardan anlayabiliyoruz. Ülkede Rusya’dakine benzer yeni bir zengin sınıfının oluştuğunu ise şehrin dört bir yanındaki lüks arabalardan anlamak mümkün.
Azerbaycan’da devlet çok güçlü. Kamu dışında büyük holdingler var ve küçük esnaflar ekonominin diğer bileşenleri. Arada bizim KOBİ ve OBİ dediğimiz segment ise henüz oluşmamış. Beklenti, küçük işletmelerin 5-6 yıl içerisinde OBİ şekline dönüşeceği. Bunun doğal bir gidişat olduğuna değiniliyor. Üretim şu an holdinglerin bünyesinde ama rekabet küçük işletmeleri de farklı bir noktaya getirecek deniyor.
Değişim Azerbaycan’da karşılığını bulan bir kelime. 2004 yılından bu yana ülkede faaliyet gösteren Uyumsoft Genel Müdürü Mehmet Önder bu durumu, “Öyle hızlı değişim var ki iki ayda bir bu ülkeye geldiğinizde havalimanından şehre gelirken değişimi fark ediyorsunuz” sözleriyle özetliyor. Oracle Orta Asya ve Türkiye Bölgesi Başkan Yardımcısı Gürhan Kalelioğlu ise “Bakü’nün hem ticari hem de kültürel değişimi var” diyor.
Ülkede bilişim pazarında en büyük alıcı kamu. Holdingler de ciddi BT yatırımları yapıyor. Ülkedeki bilişim pazarının büyüklüğüyle ilgili ise rakamlar muğlak. Pazarda yazılımların oranı yüzde 10-15 civarında. Fakat yüzde 95’e yakın lisanssız kullanım olduğu belirtiliyor. Ülkede 7,6 milyon mobil abone var. Fakat henüz katma değerli servisler verme aşamasında değil operatörler. 2011, katma değerli servislerle birlikte 3G yılı olacak gibi görünüyor. Pazarda en önemli sıkıntı nitelikli insan kaynağı. Gürhan Kalelioğlu, “Burada oturmuş, kendine yeten, proje üretebilen, ciddi e-devlet projeleri çıkarabilen çözüm ortakları var. Çıkardıkları çözümler dünyanın çeşitli ülkelerinde pazarlanıyor” şeklinde konuşuyor. Bir sunum hazırlayıp şirketleri davet ettiklerini ve büyük ilgi gördüklerini vurgulayan Önder’e göre bu ilgi, beklenti ve ihtiyacın fazla olduğunu gösteriyor.

Türk şirketlerine bakış iyimser ama temkinli
Ülkede Türk şirketlerine bakış açısı iki taraflı. Geçmişte ülkede projeler alıp projeyi yarıda bırakıp kaçan şirketler ve girişimciler olmuş. Bu yüzden Azeri Türkleri Anadolu Türkleriyle ilgili yoğurdu üfleyerek yiyor. Ülkeye giderken “onlar bizden geride” gibi abi-kardeş ilişkisi kurulacağı düşünülmemeli. Uzmanlar, Türk şirketlerine pazar dinamiklerini bilmeden pazara girmeme uyarısı yapıyor. Ülkede müşterilere çözüm üretme mantığıyla yaklaşmak lazım. Azerbaycan üstünden bölgedeki diğer ülkelere açılmanın da mümkün olduğu unutulmasın. Diğer yandan “hörmet” ülkede kilit bir kelime. Bu kelimenin maddi ve manevi iki boyutu var. Maddi boyutunun karşılığı ise bizdeki rüşvete denk geliyor.
Azercell CEO’su Ali Ağan:“Azerbaycan basamakları çok hızlı çıkıyor”
Azercell Azerbaycan’ın en önde gelen şirketlerinden. Azercell’in başında ise bir Türk var; Ali Ağan. Ağan, Azerbaycan’ın potansiyelinin çok büyük olduğunu düşünüyor. Ağan, şunları söyledi: “Azerbaycan bu bölge içinde çalışması en rahat ülke diyebilirim. Azerbaycan’da nüfus yapısı sebebiyle de potansiyel büyük. Gençler teknolojiye ilgili. Girişimcilik artıyor. Mobil internet kullanımı çok hızlı ilerliyor.” Ağan, “one shot” iş yapma mantığındansa uzun vadeli buradan sağlam bir ortak bulup çalışmanın önemine dikkat çekiyor. Dışarı açılmak isteyen yatırımcılar için Azerbaycan, Türkler için çok doğru bir seçim olacak. (Kaynak: bthaber.com.tr)



Kazak petrollerini işlemeye Belarus talip
Belarus Cumhurbaşkanı Aleksander Lukaşenko, Kazak petrollerini kendi rafinerilerinde işleyerek Avrupa ülkelerine satmayı teklif etti.

Lukaşenko, gazetecilere yaptığı açıklamada, Kazakistan ile Belarus arasında 30 ortak projenin yürütüldüğünü bu projelerin çoğunluğunun Kazakistan'da gerçekleştiğini anlattı.
Kazakistan, Rusya ve Belarus'un gümrük birliğine gitme kararı aldığını ve bu birlikteliğin 3 ülke halkına önemli artıları olduğuna işaret eden Lukaşenko, ilişkileri daha da güçlendirmek istediklerini söyledi.
Lukaşenko,''Kazak petrolünü, Beyaz Rusya'da bulunan rafinerilerimizde işlenmeye hazırız. Kazak petrolünü ülkemizde işleyip Kazakistan'la birlikte Avrupa ülkeleri, Rusya ve Ukrayna gibi pazarlara gönderebiliriz'' dedi. (Kaynak: zaman.com.tr)



Kırgızistan'da hükümet kurma çabaları devam ediyor
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Roza Otunbayeva, hükümeti kurma görevini mecliste dördüncü parti olan Cumhuriyet (Respublika) Partisi lideri Ömürbek Babanov'a verdi.
Kırgızistan'da 15 gün içinde hükümeti kurmakla görevlendirilen Ömürbek Babanov'un, 20 Aralık tarihine kadar koalisyon hükümetini açıklaması bekleniyor.

Genel seçimlerden bir ay sonra hükümeti kurma görevi verilen Sosyal Demokrat Parti lideri Almazbek Atambayev tarafından meclis başkanlığına aday gösterilen Ata Meken Partisi lideri Ömürbek Tekebayev, 2 Aralık'ta mecliste yapılan oylamada, yeterli oyu alamamıştı.
Bu sonuç üzerine, koalisyon hükümeti için Meclis'te yeterli desteği bulamayan Atambayev, koalisyonun dağıldığını açıklamıştı. (Kaynak: hurriyet.com.tr)



Denktaş, İzmir'den uyarıyor!...

Zafer YAPICI
Yer: DEÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü/Buca- İzmir.
Konu: AB Müzakere Sürecinde Kıbrıs'ın Önemi.
Konferansın Konuşmacısı: KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş.
* * *
KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş diyor ki:
Biz KKTC olarak Kıbrıs'ta küçük bir azınlık olarak kalmak istemiyorsak;
· Cenevre Görüşmeleri'nde Rumların hem iki taraflı federasyon isteğine hem de 1960 anayasasının değiştirerek baskı ile kabul ettirilmesine olanak tanımamalıyız.
· Girit'in Osmanlı'dan koparılışı Osmanlı ordusunun Girit'i terk etmesi sağlandıktan sonra gerçekleşmişti. Kıbrıs'ta yeni bir Girit Oyunu'nun oynanmasına; Türk askerinin adadan çıkarılmasına izin vermemeliyiz.
· AB'nin kuralları öne sürülerek Rumların KKTC'deki mülkiyet taleplerine ve ardından hem Rum hem de Yunanlıların topraklarımıza yerleşmelerine dikkat etmeliyiz.
· Kıbrıs Rum Kesimi'nin AB'ye tam üye olarak alınmasından sonra Kıbrıs sorunu zemin değiştirdi. AB de bunu Türkiye'ye karşı bir koz olarak kullanıyor. AB'nin bu politikasına karşı direnç göstermeliyiz.
· ABD, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında adadaki İngiliz üslerini kullanabilir. Bu nedenle ABD'nin "Rumlar bu üsleri rahatsız etmesin" diye Rumlardan yana ağırlık koymasına dikkat etmeliyiz.
Bu önemli hususları bilmeliyiz, uyanık olmalıyız ve tedbirimizi almalıyız!...
* * *
Değerli okurlarım, Cenevre Görüşmeleri'nde baskı ile yukarıda aktarılan tavizler Türk tarafına kabul ettirilir ve KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu da bunu onaylarsa Denktaş'a göre artık Kıbrıs meselesi diye bir mesele kalmayacak. Teslim olunmuş olacak. Türkiye adadan çıkmak zorunda kalacak. Türkler adada sadece küçük bir azınlık olarak yaşamlarını sürdürecekler. Federasyon söylemini sadece Türk tarafını adadan çıkarmak için araçlaştıran Rum tarafı, Türk askerinin adadan ayrılmasının ardından federasyonu hiçbir zaman çalıştırmayacak. Adanın etrafında varlığı ispatlanan önemli petrol rezervleri Rum yönetiminin kontrolünde bir zenginlik kaynağı yaratacak.

Değerli okurlarım, Rauf Denktaş tüm bu olasılıkların önüne geçme yolunu da açıklıyor. Türkiye'nin Rum idaresini meşru hükümet olarak kabul etmediğini net bir dille söylemesi gerektiğini vurguluyor.

Denktaş, bazı devlet adamlarının bunu dile getirdiğini ifade ederek, "Ancak daha sert söylemek gerekiyor. 'Kıbrıs mı, AB mi diye şart koşulursa Kıbrıs deriz' denmiştir. Ancak bunun ciddi olduğunu AB'ye anlatmak lazımdır" diyor.
Denktaş Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci konusunda çok önemli uyarılarda bulunmaya şöyle devam ediyor: "AB Türkiye'yi kapıda tutmak ister, ipleri kesmek istemez. Ancak iplerin kesilebileceğini göstermek lazımdır. Rum idaresi AB üyesi olarak Türkiye'nin tüm girişimlerini veto edecektir. Veto etmesin diye Türkiye taviz verecektir. Böylelikle yavaş yavaş Kıbrıs'a sahip olacaklardır."
Önce limanlar, karasuları, sonra fır hattı ve kıta sahanlığı...
Bir bakmışsınız Kıbrıs bir Yunan adası olmuş...
* * *
Değerli okurlarım, Türkiye'de gündem o kadar sık değişiyor ki...
Bu karmaşa arasında ulusal çıkarlarımızı ve Kıbrıslı soydaşlarımızı ilgilendiren hayati meseleler bir türlü konuşulmuyor, tartışılmıyor.
Hükümet bu konuda ne düşünüyor sorusu yanıtsız kalıyor.
Hükümet, soruna bakış açısı konusunda kamuoyunu ve muhalefeti bilgilendirmiyor.
Dahası sorunu gündeme taşımaktan özenle kaçınıyor.
Oysa KKTC'nin Kurucu Cumhurbaşkanı Kıbrıs'ın gerçeklerini bıkmadan, usanmadan, yorulmadan, aynı azim ve kararlılıkta yıllardır anlatıyor.
Ya biz, Kıbrıs'ın geleceği tehlikedeyken Kıbrıs için ne yapıyoruz?...
Kıbrıs'ın geleceğinin Türkiye'nin geleceği olduğunun farkına varıyor muyuz?
* * *
Sayın Denktaş, böylesine yaşamsal bir konunun kitlelerin bilgisine sunulmasında basının önemini vurgulamıştı. Ben de bir köşe yazarı olarak kendisini Dokuz Eylül Üniversitesi'nde izledim. Bu yazıyla biraz olsun sorumluluğumun gereğini yaptığıma inanıyor ve Sayın Denktaş'ın ellerinden öpüyorum.
İyi ki varsınız Sayın Cumhurbaşkanım!

(Kaynak (haberekspres.com.tr)



Özbekistan'a olan borcunu ödemek için Tacikistan kaynak arıyor
Özbekistan, Tacikistan'a doğal gaz borcunu ödemesi konusunda uyarıda bulundu. Özbekistan'a borcunu ödemek isteyen Tacikistan kaynak arayışı içerisine girdi.
Tacikistan'ın Taciktransgaz şirketi, Dünya Bankası ile 5 milyon dolar indirimli kredi almak için görüşmelerde bulunuyor. Taciktransgaz şirketinden yapılan açıklamada, Özbekistan'ın Uztransgaz şirketine olan borcu kapatmak için Dünya Bankası ile görüşmelere başlandığı kaydedildi. Uztransgaz yönetimi, doğal gaz borcunu ödemesi konusunda Taciktransgaz yönetimine birkaç defa resmi yazı yazdığı kaydedildi. Özbek tarafı, borcun ödenmemesi durumunda doğalgazın tamamen kesileceği yönünde uyarıda da bulundu.

Tacikistan'ın Özbekistan'dan satın aldığı gazın önemli kısmı, Tacikçimento ve Tacik alüminyum fabrikası tarafından tüketiliyor. Söz konusu fabrikaların Taciktransgaz şirketine doğalgaz parası ödemesi durumunda da borcun tamamının kapatılmadığı ve halihazırda Özbek tarafına 2 milyon dolara yakın bir borcu olduğu kaydedildi.

Taciktransgaz şirketinin, daha önce de böyle bir durumla karşılaştığında başka bir bankadan kredi aldığı belirtildi.

Tacikistan'ın Özbekistan'dan satın aldığı yıllık doğal gaz miktarı 500 ile 850 milyon metreküp arasında değişiyor. Tacikistan aldığı doğal gazın her bin metreküpü için 251 dolar ödeme yapıyor. (Kaynak: timeturk.com)



Bakan Şimşek'ten yatırımcılara 'Türkiye'ye gelin' çağrısı
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yabancı yatırımcılara Türkiye'ye gelip yatırım yapmaları çağrısında bulundu.
Şimşek, bu durumun yatırımcıların lehine olacağını söyledi. Yatırımcıları yüreklendirerek, 'Lütfen rekabetten korkmayın, rekabet sizin lehinizedir. Sadece kaynaklarınızı doğru yere yönlendirmesi konusunda hükümetinizi yüreklendirin.'' diyen Şimşek, Türkiye'nin gelecek yıl Maastricht kriterlerini yerine getirmiş 3 Avrupa ülkesinden bir tanesi olacağının altını çizdi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası İşbirliği Platformu tarafından düzenlenen ''Boğaziçi Bölgesel Ortaklık Zirvesi'nin kapanışında konuştu. Şimşek, dünya ekonomisinde çiftli dibe vuruştan söz edildiğini, ancak kendisinin aynı fikirde olmadığını, bu yıl dünya ekonomisinin yüzde 4,5 ile 5 oranında büyüyeceğini söyledi. Aynı iyileşmeyi her yerde görmeyeceklerini ifade eden Şimşek, gelişmiş ülkelerin ekonomisinin çok parlak olmadığını, ancak Türkiye ile diğer gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinin gayet iyi olduğunu belirtti.

Dünya ekonomisinde hala kullanılmamış yedek kapasite olduğunu gördüklerine işaret eden Şimşek, global enflasyon oranının ortalama düzeyde olmaya devam edeceğini ifade etti.
''Enflasyondaki durum böyle olunca, aynı zamanda global ölçekte büyümekle birlikte olduğundan Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde risk oranı düşer." diyen Mehmet Şimşek, "Çünkü risk her zaman global büyüme derecesinin bir fonksiyonudur. Demek ki gayet beğenilir, çok çekici likidite fırsatları var özellikle gelişmekte olan ekonomilerde. Global olarak geri düşüşteki tek risk, Avrupa'da, Amerika'da ve başka yerlerde fiskal düzenlemeden vazgeçilmesinin getirdiği risktir, ama yine de yönetilebilir bir risktir. Bunun dışında bilançolar tamir ediliyor, gayrimenkul sektöründe, kamu sektöründe bilançolar yeniden toparlanmaya başladı. Bu da aslında hepimize cesaret veriyor'' ifadelerini kullandı.
AB'nin Amerika'daki federal rezervin para politikasını takip etmediğini, bunun da iyi bir şey olduğunu söyleyen Şimşek, bunun devletlerin kamu sektörlerine çeki düzey vermeye başladıkları anlamına geldiğini, dolayısıyla da bilançoların iyileştiğini aktardı.
Türkiye'nin geleceğinin, insanlarında olduğunu ve eğitime önem verdiklerini ifade eden Şimşek, üniversitelerin sayısını iki katına çıkardıklarını anlattı.
Ülkelere, Türkiye'ye gelip yatırım yapmaları için seslenen Mehmet Şimşek, ''Türkiye'ye gelin, yatırım yapın, başarılı olacaksınız. Lütfen rekabetten korkmayın, rekabet sizin lehinizedir. Sadece kaynaklarınızı doğru yere yönlendirmesi konusunda hükümetinizi yüreklendirin'' dedi.
Türkiye'de 150 bin derslik inşa ettiklerini ancak bunların yeterli olmadığını, eğitimin kalitesini artırmaya ihtiyaç bulunduğunu söyleyen Şimşek, ''Özel sektörden korkmayın. Özel sektörün bu alanda daha fazla yatırım yapmasını istiyoruz. Şirketler lütfen üniversite kurma konusunda da özgürlüğünüzü kullanın. Bundan da para kazanacaksınız ve bunda da sakınılacak hiç bir şey yok'' şeklinde konuştu. (CİHAN)



Türkmenistan'da, bütçenin gider kısmı 5 milyar dolar arttırılacak
Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov, Bakanlar Kurulu toplantısında 2011 yılında devlet bütçesinin gider kısmının 5 milyar dolara kadar arttırma imkanı olduğunu kaydetti.

Türkmen lider Berdimuhamedov başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında bu yılın Ocak-Kasım aylarındaki ekonomik göstergeler değerlendirildi. Toplantıda konuşan Berdimuhamedov, ülke ekonomisinin istikrarlı bir biçimde geliştiğini ve geçen süre zarfında Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'nın yüzde 7 oranda büyüdüğünü belirtti.

Devlet bütçesinin gelir kısmının gider kısmından fazla olduğuna dikkat çeken Berdimuhamedov, Türkmen halkının özverili çalışmaları sonucunda önümüzdeki yılda bütçenin gider kısmının yüzde 28,3 oranda veya 5 milyar dolar kadar arttırılabileceğini ifade etti.

Berdimuhamedov, 2011 yılında eğitim sektörüne 741 milyon dolar, sağlığa 245 milyon dolar, kültür alanına 84 milyon dolar ve sosyal güvenliğe 724 milyon dolar kaynak ayrılacağını ifade etti. Türkmen lider, önümüzdeki yılda emekli maaşları, devlet yardımları ve öğrenci burslarına zam yapılacağını bildirdi. (Kaynak: timeturk.com)








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder